KALKIŞMANIN KİLİT İSMİ MEHMET DİŞLİ, ÖRGÜTÜN ‘TALİMAT NOTU’NA SADIK KALDI... İNKARCI OLDU...


ANCAK… KARARGAHA GİRİŞİ, ÇIKIŞI, AKINCI ÜSSÜ’NE GİDERKEN RAHATLIĞI KENDİSİNİ YALANLADI...


Tarih 10 Ocak 2018... 33 eski askeri hakim ve savcı, Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) askeri yargı yapılanmasında savunma yapıyor.

TAŞINIR BELLEKTE ÇIKTI

Mahkemede gündem, Askeri Hakim Aydın Keleş’e ait taşınır bellekte bulunan “Nasıl ifade vermeliyiz?” başlıklı talimat notu. Belgeler arasında yer alan notta, hakkında adli işlem yapılan FETÖ üyelerinin yargılama aşamasında izleyecekleri yola ilişkin talimatlar yazıyor. Mesela şöyle deniyor: “... Kamu görevlisiysek, görevimizi tamamen profesyonelce mevzuata göre yaptığımız, başka hiçbir motivasyona sahip olmadığımız özellikle vurgulanmalı. Darbe girişimiyle ilgili sorularda, darbeye karşı demokratik bir duruş sergilenmeli, açıkça darbeye ne direkt ne de pasif kalarak destek olmadığımızı belirtmeli, darbeyle ilgili atılan bir tweet ya da bir söz, karşı taraf kanıtlayamıyorsa mutlaka reddedilmeli.” Ya da... “Himmet verdiniz mi?”sorusuna, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın makbuz karşılığında topladığı kurban bağışı dışında başka bir kuruma yardım verilmediği” şeklinde cevap verilmesi...  Sonra da... Talimatın devamında şu ifadeler kullanılıyor: “Telefon programıyla ilgili sorularda, şayet programı (ByLock) yakalatmamışsak böyle bir şeyi kullanmadığımızı açık bir dille söylemeli.

DELİLLERLE SABİT AMA... 

Şimdi gelelim süren FETÖ davalarına... Son olarak NATO’cu darbe girişiminin beyinlerinden eski Tümgeneral Mehmet Dişli’nin delillerle, kalkışmaya katıldığı sabit olmasına rağmen örgütün ‘inkar’ taktiğini kullandığı ortaya çıktı. Devam edelim...

Mehmet Dişli, Hulusi Akar’ı götüren ekibi karargahta böyle yönetmişti.

‘İki sivil başıma silah dayadı’ yalanı


Tarih 15 Temmuz 2016... Başta Genelkurmay karargahı olmak üzere Fetullahçı darbeciler stratejik kurumları işgal etmişti. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve bazı kuvvet komutanları derdest edilmişti. Karargahta görevli Proje Yönetim Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli savcılık savunmasında o günü şöyle anlattı: “İki sivil başıma silah dayadı. Bana, ‘Sana güvenir. Sen ikna edersin, yoksa ikinizi de paketleyip götüreceğiz’ dediler. Beni komutanın (Orgeneral Hulusi Akar) odasına soktular.”

AKAR’IN İFADESİ ÇOK NET

Peki olayın tanığı ne demişti? Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayetçi olarak verdiği 6 sayfalık ifadede, Mehmet Dişli’yle yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: “Muhtemelen saat 21.00’e doğru arkam kapıya dönük bir şekilde yuvarlak toplantı masasında çalışırken kapı çaldı. Ben, ‘Gir’ dedim ve hatta, ‘Kimsin bu saatte’ gibi bir şey de söyledim. Baktığımda karargahta görevli Tümgeneral Mehmet Dişli’nin geldiğini gördüm.

Mehmet Dişli ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor.


Akar, savcılık ifadesinde, karargahta görevli Dişli’nin odasında ne söyleğini de şöyle ifade etmişti:

TEHDİT ETTİ...

Dişli, ‘Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar, tugaylar yola çıktı. Biraz sonra göreceksiniz’ gibi şeyler söyledi. Ancak bunun bir kalkışma olarak ifade edebileceğim bir operasyon olduğunu anladım ve hiddetle ‘Ne diyorsun ulan sen! Ne operasyonu, sen manyak mısın, sakın ha’ diye bağırdım.” Devam edelim...

Akıncı Üssü’nde elinde telefon, dolaşıyordu...


Org. Akar ve Güler’in gözleri bağlı iken Dişli, Akıncı’da rahat şekilde konuşuyordu.


Mehmet Dişli savcılıkta “Sayın Genelkurmay Başkanı ile aynı akıbete uğrayarak, kendi iradem dışında silahlı tehditle Akıncı Üssü’ne götürüldüm” dedi. Gerçek mi? Fotoğraflar net! Kimse zorla götürmemiş! Hulusi Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan ifadesinde, 15 Temmuz saat 16.00-17.00 civarında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, Orgeneral Akar’ın yanına geldiğini ifade etmiş, ve şöyle konuşmuştu:“Orhan Albay, Mehmet Dişli Tümgeneral Paşa geldi, ‘Faaliyet başlıyor, gece 03.00’ten şimdiye alındı’ dendi...”

TEBLİGAT YAPTI

Dişli’nin, “Ben komutana tebligat yapacağım” diyerek içeri girdiğini aktaran Türkkan şöyle devam etmişti: “Dişli, ‘Anlatacağım. Zaten beni biliyor, seviyor. Ben de onu seviyorum. Kabul edecek ve güle oynaya bitecek’ gibi bir sürü şeyler söyledi.”

Mehmet Dişli’nin çağırması üzerine içeri girdiklerini söyleyen emir subayı Türkkan, şöyle devam etti:

DİŞLİ: AKINCI’YA GİDİYORUZ

“Anladığım kadarıyla ikna olmamış ki ben içeri girdiğimde Hulusi Paşa ‘Yanlış yapıyorsunuz’ diyordu. Biz girdik. Benim yardımcım Serdar Yüzbaşı, komutanın ağzını kapattı. ‘Komutanım, rahat olun’ dedi. Komutan zaten hiç zorluk çıkarmadı ama ‘Yanlış yapıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz’ diye bağırdı. Komutanı oturttuk. Ondan sonra sakinledi. Sonra da zaten Özel Kuvvetler direkt içeri girdi. Dişli Paşa ‘Gidiyoruz’ dedi. Helikopter geldi, hemen Orhan Albay tarafından koordine edildi. Yüzünü, gözünü, hiçbir şeyini bağlamadılar. Helikoptere bindi ve Akıncı’ya gitti.”

Akıncı Üssü’ne kim zorla, kim ‘güle oynaya’ gitmiş net değil mi? Ancak... Artık herkes daha uyanık olmalı...