İLKER BAŞBUĞ, KUMPASLARIN GELECEĞİ SON NOKTAYI BÖYLE ANLATMIŞ... ANCAK...
15 TEMMUZ 2016’DA FETÖ DARBE GİRİŞİMİNE GİDEN SÜREÇ ADIM ADIM GELMİŞ...


İlker Başbuğ’un TSK’yı yönettiği 2008-2010 arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Başbakan ise Tayyip Erdoğan’dı.


Bazı kitaplar tarihe gerçekten ‘not düşmek’ içindir. Tartışmaları beraberinde getirse de Genelkurmay eski Başkanı Org. İlker Başbuğ’un 11’inci çalışması “Ergenekon’dan Çıkış” çok değerli bir kitap. Başbuğ’la söyleşimin ilk bölümünü dün okudunuz. Bugün de kitaptan öne çıkan ayrıntıları ve kendisiyle yaptığım sohbetten can alıcı yerleri sizlere aktaracağım. Bir de şu notu sizlerle paylaşmak istiyorum: 26 ay Silivri Cezaevi’nde yatan Başbuğ, içeride de dışarıda da mücadelesini sürdürdü. Tepe noktada görev alanların konuşmadığı dönemleri açık bir şekilde kendi tanıklığıyla anlattı. “Ergenekon’dan Çıkış” kitabının önemli tespitlerinden birisi de Başbuğ’un “Siyasi iktidar TSK’ya karşı yürütülen komplolar karşısında ne yaptı?” sorusuna verdiği yanıt. (Sayfa 213)

Madde madde okuyalım:

‘İKTİDARDAN DESTEK ALINAMADI’

- 2002 yılında iktidara gelen AKP ile TSK arasında gerekli olan ‘karşılıklı güven’ ortamının var olduğu söylenemez.
- Türkiye’deki siyasi ortam ‘askeri vesayetin’ kaldırılması açısından, en elverişli durumdadır. 2002-2016 yılları arasında bunu gerçekleştiremeyen siyasi iktidarın bu konudaki radikal değişiklikleri 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bir iki gün içerisinde büyük bir hızla gerçekleştirildiği unutulmamalı.
- 2002 yılından itibaren iktidar YAŞ kararları ile ordudan atılan personel konusuna karşı çıkmıştır.
- 2007 yılı bir dönüm noktasıdır. Komplolar, iktidarın da ‘oluru’ alınarak bu yıldan itibaren giderek arttı.
- TSK’nın karşı karşıya kaldığı FETÖ komplolarına karşı iktidardan beklenilen ‘destek’ alınamadı.

“MİT'TEN FETÖ BİLGİSİ ALINAMADI"

- TSK’nın bünyesinde bulunan FETÖ’cülerin ordudan tasfiye edilmesine ilişkin MİT’ten ne bilgi alınabildi ne de bunun sağlanması için gerekli olan yapılanmalara iktidar olanak sağladı.
- Komploların tepe noktasına eriştiği bir gün, FETÖ tehdidi bugün ‘bize’ yarın ‘size’ olacak dediğimizde cevap, ’Bu tehdidi siz çok büyütüyorsunuz’ oldu.
İlker Başbuğ’un bu tespitlerine katılmamak mümkün değil. 12 Haziran 2007’den 15 Temmuz 2016’ya kadar geçen sürede ABD destekli FETÖ darbe girişimi adım adım geldi. Ve bugün Ergenekon mahkemesi sürüyor...


‘Ergenekon komplosu hâlâ devam ediyor’


Başbuğ’a kitabın kapağını sordum ve şu yanıtı aldım: “Kapakta anlatmak istediğimiz şu: Karanlıktan aydınlığa çıkış var. Türkiye’nin gerçek anlamında hukuk devleti olması gerekiyor. Bu olmadan ekonominiz bile toparlanamaz.”

Peki, Ergenekon sürecinden gerçekten çıkıldı mı? Genelkurmay eski Başkanı net konuştu:

‘TÜNELİN İÇİNDEYİZ’

“15 Temmuz 2016’dan sonra FETÖ temizliği devam ediyor ama hukuk devletinin tam anlamıyla var olduğunu söylemek mümkün değil. Bu açıdan da Ergenekon’dan da tam olarak çıktığımızı söyleyemem. Ergenekon komplosundan çıkıldı mı? Hayır çıkılmadı! Hâlâ olay tünelin içinde. 5 Ağustos 2013’te Ergenekon kararı verildi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde bozulması tam üç yıl aldı. 21 Nisan 2016’da karar bozuldu. Sonra 9 Kasım 2016’da dava İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gitti. Savcı 30 Kasım 2018’da mütalaa verdi. Beraat istedi. Peki... 27 Aralık 2018’de, mütalaadan sonraki duruşma yapıldı. Aslında herkes o gün, bu davanın biteceğini düşünüyordu. Doğal akışı da buydu. Mahkeme aniden kararını 16 Mayıs 2019’a bıraktı.” İlker Başbuğ, “Mahkeme neden karar almadı?” soruma da “Eğer nedeni bu davalar...” diye yanıt vererek başladı ve şöyle devam etti:

‘SUSTURAMAZSINIZ’

“Eğer nedeni bu davalar, komplolar üzerinden baskı oluşturmaksa ki insanın aklına başka neden gelmiyor. Baskı oluşturulmak isteniyorsa ben de diyorum ki, bu boşuna bir çabadır. Cezaevinde bile bu kişiler düşünce hürriyetlerinden vazgeçmeyen kişilerdir. Bu baskıyla düşünce hürriyetini kısıtlayamazsınız. Cezaevinde dahi konuşan insanları susturamazsınız.” Başbuğ’un bir tespiti de askeri liselerle ilgili...


Başbuğ, FETÖ Çatı İddianamesi’yle şu soruya yanıt aradı:
Askeri liseler neden kapatıldı?


Tarih 31 Temmuz 2016... Askeri okulların kapatılmasını öngören kararname Resmi Gazete’de yayımlandı. Peki Başbuğ bu konuda ne düşünüyor? Dinleyelim:

SIZMA 1980’Lİ YILLARDA

“FETÖ’nün gelişimine baktığımız zaman 1980’li yıllarda sızma faaliyetlerinin başladığını özellikle ilk hedef aldığı yerlerin askeri liseler olduğunu görüyoruz. İlk olarak FETÖ’cü öğrencilerin yerleştirilmesi hedefini görüyoruz. Bundan sonrasını FETÖ Çatı İddianamesi’nden okuyalım:

... Askeri liselere FETÖ tarafından yerleştirilen öğrencilerin bir kısmının, bu okullarda verilen eğitimden etkilendiğinin FETÖ tarafından tespit edildiği bilinmektedir. Bu okulların eğitim ve öğretiminin laik, demokratik ve hukuk devleti normlarına sıkı sıkıya bağlı olarak yürütülmesi, FETÖ tarafından empoze edilen çağdışı dogmalarla ciddi çatışma yarattığı, bundan da FETÖ’cü öğrencilerin bir kısmının etkilendiği anlaşılmaktadır.



SUBAY KAYNAĞI SİVİL LİSE

... Kuleli ve şıklar Askeri Liseleri gibi köklü okulların, öğrencilerin benliğinde oluşturduğu milli duygularla, FETÖ’nün bütün zorlamalarına rağmen, 14-18 yaşları arasında bulunan öğrencilerin zihinlerinde sorular ve şüpheler yaratmıştır. Bu nedenle FETÖ asıl subay kaynağı olarak sivil liselerden harp okullarına öğrenci sokmaya öncelik vermiştir. Son beş yılda terfi eden ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası TSK’dan ilişiği kesilen general ve amirallerin çoğunluğu sivil lise kaynaklıdır...

Silivri’de 26 ay hapis yatan İlker Başbuğ, iddianamedeki tespitleri böyle okudu ve sözlerini şöyle tamamladı: “O zaman askeri liseler neden kapatıldı?”