Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin gerekçeli kararında SÖZCÜ Davası’nı etkileyecek tespit:


✔ Yargıtay: Makaleler, konuşmalar, şiddete teşvik etmediği sürece engellenemez


✔ AİHM: Hükümetlere ve liderlere eleştiriler, terör örgütüne yardım etme olamaz


✔ AYM: Katkı yapmadıkları takdirde bir yazıdan dolayı gazete sahipleri sorumlu olamaz




SÖZCÜ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz... Yazarları Emin Çölaşan, Necati Doğru... SÖZCÜ Gazetesi İnternet sitesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin ve Koordinatörü Yücel Arı... SÖZCÜ Gazetesi muhabiri Gökmen Ulu...İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan bu isimlere yapılan suçlama şu: “... FETÖ içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme…” Yani... Hepsi gazeteci ve hepsinin ortak suçu ‘gazetecilik’ yapmak! Peki...Ne diyor mahkeme SÖZCÜ’ye: “Attığınız 5 manşet ve köşe yazarlarınızın işlediği konular suç.” Şimdi gelelim Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşlerle ilgili ‘müebbet hapis cezasını” bozduğu gerekçeli kararına...

YARGITAY: ŞİDDET YOKSA SUÇ DA YOK

Sayfa 32 ... ‘İfade ve basın özgürlüğü’ başlıklı bölümde Yargıtay şu tespiti yapmış: “... Ne var ki, düşüncelerin şiddeti teşvik etmediği durumlarda...Yandaşlarının amaçlarını gerçekleştirme doğrultusunda terör eylemlerinin işlenmesini haklı göstermediği ve kimliği belirli şahıslara karşı telkin ettikleri derin ve mantıksız nefretle şiddete teşvik edebilecekleri şeklinde yorumlanamadıkları takdirde...Yani toprak bütünlüğünün korunmasını, milli güvenliği, kamu düzeninin korunmasını ve suçun önlenmesini ileri sürerek bile...Halkın haber alma hakkını kısıtlayamayacağı yerleşik içtihatlarla kabul edilmiştir!” Yargıtay 16.Ceza Dairesi net bir karar vermiş: Halkın haber alma özgürlüğü hangi şartta olursa olsun engellenemez! Peki... SÖZCÜ Gazetesi’ne yapılan suçlama neydi: Haber yapmak, köşe yazısı yazmak...Yorum hukukçuların! O zaman SÖZCÜ yönetici ve yazarlarını yakından ilgilendiren diğer bir karara geçelim...

SÖZCÜ, 19 Mayıs 2017’deki operasyona tepki olarak 20 Mayıs’ta bu manşetle çıkmıştı.




Bir not ve şerh düşerek başlayalım: Mehmet Altan’ın Ergenekon, Balyoz kumpasları sürecindeki rolü tartışılmaz. Fetullahçılara verdiği destek ortada.… Ancak bu durum ‘Deliller olmadan kimse tutuklanamaz’ anlayışımızı değiştirmiyor.…

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 8 Temmuz’da verdiği kararında, Mehmet Altan’ın beraatına gerekçe olarak Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ihlal kararlarındaki unsurları sıraladı, bu kararların bağlayıcılığına vurgu yaptı. Devam edelim...

SÖZCÜ Gazetesi’ne yapılan suçlamayı çürüten kararda şöyle denildi (Sayfa 40-41): “Sanık Mehmet Altan’ın 8 Kasım 2016’da, Anayasa Mahkemesi’ne bilahare AİHM’e yaptığı bireysel başvuru üzerine, AİHM, 20 Mart 2018 tarihinde özetle sanığın... Makaleleri ve sözleri nedeniyle tutuklanması nedeniyle özgürlük ve güvenlik hakkı ile ifade ve basın özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini...”

ULUSAL MAHKEMELERE UYARI

Yargıtay, Mehmet Altan kararında AİHM’le ilgili şu tespiti de net bir şekilde yapmış:
“... Mahkeme, hükümetlere karşı eleştiriler yapılmasının ve bir ülkenin liderleri ve yöneticileri tarafından, milli menfaatler için tehlikeli olarak değerlendirilen bilgilerin yayınlanmasının... Özellikle terör örgütüne mensup olma veya yardım etme, terör örgütü propagandası yapma gibi cezai sonuçları olan ağır suçlamalara kadar vardırılmaması gerektiği kanaatindedir. Aksi halde, ulusal yargı makamları tarafından yapılan yorum kabul edilebilir olarak değerlendirilemez...”

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar


Gazete sahipleri haber ve yazıdan sorumlu tutulamaz


Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar dün “Adalet yoksa, doğaya da bilime de düşman” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kongar, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in “Gerçek bir Adalet Reformu” için önerdiği 12 maddeyi anlattı ve şunları kaydetti: “... Yasalarımız; doğrudan katkı yapmadıkları takdirde bir haberden, bir yazıdan gazete sahiplerini sorumlu tutmuyor. Anayasa Mahkemesi daha önce ‘Suçların ve cezaların şahsiliği’ ilkesine dayanarak bu yönde bir karar verdi. Ama Cumhuriyet Gazetesi yazarları, avukatları sadece gazetenin isim hakkını kiraya veren vakfın yönetim kurulu üyesi oldukları için tüm yayınlardan sorumlu tutuldu. Sözcü Gazetesi’nin sahibi Burak Akbay da aynı şekilde. Bu kuralın çerçevesinin Anayasa Mahkemesi’nin kararı çerçevesinde artık net olarak çizilmesi gerekiyor. Anayasa Mahkemesi’nin özgürlükler lehine verdiği kararlarla birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları bireysel kapsamdan çıkarılmalı, içtihat olarak değerlendirilmeli.”