firari

Fetullahçı Terör Örgütü’nün karargahı neresi sorusuna herkesin yanıtı nettir: Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV)... Bugüne kadar örgütle ilgili şemalar hazırlandı, kıta imamından mahalle imamına kadar hatta bakkala, manava, örgütün bağlantıları ortaya konuldu. Buraya kadar güzel. Ancak... 14 Ekim 1993 yılında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen öncülüğünde kurulan GYV hakkında hâlâ bir iddianame hazırlanmadı. 15 Temmuz’daki darbe girişimin ardından yapılan binlerce operasyonda ismi geçen vakıfla ilgili 16 Ocak 2018’de hazırlanan bir fezleke var. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Gülen’in sözde onursal başkanı olduğu ve kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’na yönelik yürütülen soruşturma sonucunda, 107 şüpheli hakkında fezleke hazırlandı. Hazırlanan fezleke, aralarında eski Milliyet yazarı Mehmet Gündem, gazeteci yazarlar Behram Kılıç, Nuh Gönültaş, Metin Yıkar ile kamuoyunda “Kemal Gülen” olarak tanınan Kevser Gülen’in de bulunduğu 107 şüpheli hakkında dava açılması talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Şüphelilerin bir kısmının ByLock kullanıcısı olduğu, bir kısmının da örgütün çatı yönetimiyle irtibatlı olduğu belirtildi. Vakfın faaliyetlerine son verilmeden önce Abant Platformu, Diyalog Avrasya Platformu (DA Platform), Kültürlerarası Diyalog Platformu vasıtasıyla faaliyetlerini yürüttüğünün altı çizildi.

“MİT’çi gazeteciler”den fonlanan gazetecilere…


Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, örgütün stratejisi ve çıkarları doğrultusunda ülkeyi, kamuoyunu yönlendirmek amaçlı hareket ediyordu. GYV’nin finansal gelir ve giderlerinin tek tek tespit edildiği, vakfın hesaplarına 2011-2016 yılları arasında 5 milyon liraya yakın bir tutarın Kaynak Holding’e bağlı işletmelerden aktarıldığı belirlendi. Peki bu 5 milyon liranın ne kadarı gazetecilere, akademisyenlere gitti? Daha geriye gidelim: 1993’ten bu yana faaliyet gösteren vakıf 26 yıldır kimleri fonladı? Hatırlayın: İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan döneminde (1999-2001) “MİT’çi gazeteciler” tartışması yaşanmış, muhafazakar kesimden milliyetçilere, sol cenahtan liberallere, birileri üzerine alınmıştı. Bir istihbarat örgütü olan FETÖ’nün vakfıyla ilgili iddianame bu yüzden önemli ve para akışı gerçeğin bir kez daha ortaya çıkmasını sağlayacak! Bir de çağrı yapayım: TİMAŞ’ta çalışıp maaşını GYV üzerinden alan ya da Abant Toplantıları’na katılmak için ‘hediye’ verilen isimler vicdanlarıyla gerçeği açıklamalı. Gecikmemeli...

FETÖ’cü Fuller’in editörü yanıt ver, tehdit etme


11cemkucuk20cm

TGRT’nin ve Türkiye’nin iki ‘bilge’ ismi dün yine SÖZCÜ’ye ve gazeteciliğe saldırdı. 15 Temmuz darbe girişimini destekleyen, Fetullah Gülen’e ‘Yeşil Kart’ için referans olan Graham Fuller’in editörü açık açık beni tehdit etti. Aynı tutuklu Mehmet Baransu... Aynı firari Ekrem Dumanlı gibi... Canlı yayında şunları söyledi: “İşler ilerlediği zaman... İş daha da büyürse kimin kazanacağı kimin kaybedeceğini göreceğiz. Tarihin çöplüğüne attığım çok gazeteci var. İçeride çok adam var dışarıda çok adam var. Bir de bunları ekleriz onların yanına.”
Ha bir de dedi ki, “Yazılarını Soner Yalçın ağabeyi yazıyor”...…Evet… Soner Yalçın ustamızdır, onurumuzdur. 2013’te şöyle demişti Yalçın: “Eskiden bilgiye ve zekaya önem verirdim, artık benim için önemli olan, ahlak ve vicdan. Siyasi görüşü ne olursa olsun, yeter ki vicdanlı olsun.”
Hücrelerini FETÖ taktikleri ve argümanlarının ele geçirdiği Fuller’in adamına diyorum ki: Köşen var, ekranın var... Yanına aldığın şahıs yetmiyorsa, beraber kitap yazdığın Yasemin Çongar ya da Mehmet Altan’ı ya da Emre Uslu, Tuncay Opçin’i…(firariler ama bağlanabilirler canlı yayına)... Al hepsini yayına ve köşene...…Kumpaslarınızı ve Türkiye Gazetesi’nin CEO’su Cahit Paksoy’u…anlat! Olur mu? Hatırlatayım: Paksoy’la ilgili iddianame önceki gün çıktı...