15 Temmuz’dan sonra Fetullahçı Gladio ile mücadelenin neresindeyiz?


Ahmet Yavuz: AK Parti tarafından korunan önemli bir kesim var... Yargı önüne çıkarılmıyor.


Hüseyin Ersöz: Örgütün beyin kadrosu 2014’ten sonra yurt dışına kaçtı bu da zafiyet yarattı


Toygun Atilla: FETÖ hâlâ etkin... Nedeni ise bu zehirli örgütle sistematik bir mücadele yok


Mahir Işıkay: SÖZCÜ, Cumhuriyet davaları mücadeleyi sulandırmaktan başka işe yaramaz


Tarih 10 Mayıs 2019...Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara’da, Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda, Emniyet Teşkilatının 174. Kuruluş Yıldönümü’nde konuştu. FETÖ’nün başından beri en çok örgütlendiği ve önem verdiği yerlerin emniyet, ordu, yargı ve milli eğitim olduğunu gördüklerine dikkati çeken Tayyip Erdoğan şu çarpıcı cümleleri kurdu: “... Bugüne kadar emniyet teşkilatımız içinden ihraç edilenlerin sayısı 31 bini aşmıştır. Ordu içinden ihraç edilenlerin sayısı 15 binin, yargı içinden ihraç edilenlerin sayısı da 4 binin üzerindedir. Diğer kurumlarımızda da hukuk devleti ilkesinden asla sapmadan benzer temizlikler yapıldı, yapılıyor. Açık konuşmak gerekirse... FETÖ ihanet çetesi mensuplarını kurumlarımızdan hâlâ tam olarak temizleyemediğimizi düşünüyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Açık konuşmak gerekirse” cümlesinin altını çizelim! Çünkü... 15 Temmuz gecesi 63’ü polis, 5’i asker, 183’ü sivil olmak üzere 251 yurttaş şehit oldu, 2 bin 193 gazi var...

Aradan 3 yıl geçti ve gelinen noktada “Mücadelede ne oluyor?” sorusu herkes tarafından sorulmaya başlandı. Avukatlar, gazeteciler ve kumpas mağdurları Fetullahçı Gladio konusunda ne düşünüyor?

Girişimi FETÖ’cüler yaptı ancak TSK’dan Atatürkçüler de temizlendi




Ahmet Yavuz: (E. Tümgeneral/Balyoz mağduru) FETÖ ile mücadelenin neresindeyiz? Devletin FETÖ ile yürüttüğü mücadeleyi yok sayamayız. Ordu ve yargı içinde önemli bir temizlik yapıldı. Yapılıyor. Bu temizliğin sonuna gelindi mi? Hayır. Bunun birkaç nedeni var:
İlk olarak sıradışı bir örgüt ile karşı karşıyayız. Derinlere nüfuz etmiş.



 

İkincisi, AK Parti tarafından korunan bir kesim var. Bunlar yargı önüne çıkarılmıyor. Mesela Hüseyin Çelik, “Cemaat devleti ele geçirmiş, buna kargalar bile güler” demişti. Bank Asya’da öyle veya böyle parasal ilişkisi olana dokunuluyor ama Hüseyin Çelik’e dokunulamıyor. Başkaları da var!
Üçüncü olarak darbeye girişenler FETÖ’cü olduğu halde darbeyi takip eden süreçte birçok Atatürkçü subay da TSK’dan temizlendi. Yargılamalarda da azımsanmayacak sayıda haksız kararlar verildi.  Dördüncüsü ise, Cumhuriyet, SÖZCÜ davalarında gördüğümüz gibi FETÖ ile bağı mümkün olmayanlar, Mustafa Önsel’in deyimiyle kanlı çuvala atıldı. Sıraladığım son üç husus da FETÖ’nün işine yarıyor. Muhtemelen zil takıp oynuyordur.
Sonuç olarak, içsel tutarlılıktan yoksun, günübirlik çıkarları gözeten, yetersiz ve tehlikeli bir mücadele stratejisi...



 

Hüseyin Ersöz: (Kumpas davalarının avukatı) FETÖ davalarını ikiye ayırmak gerekiyor. Birincisi darbe davaları diğeri ise sivillerin yargılandığı davalar. Sivillerin yargılandıklarında başta “ByLock’ta mor beyin” iddiaları olmak üzere mağduriyet söz konusu. Örgütün üst düzey yöneticilerinin 2014 sonrasında yurt dışına kaçtığı göz önüne alındığında asıl faillerden hesap sorulması noktasında ciddi bir sorun yaşanıyor. Diğer yandan yapının siyasi ayağının üzerine gidilmediği tartışması. Savcılıklarca kumpas yargılamalarının karşı soruşturma süreçleriyle ilgili bir ilerleme de kaydedilemedi. Bu durum iktidarın samimiyet testinden sınıfta kaldığının da bir göstergesi.



 

Gazeteci-yazar Toygun Atilla: Sistematik, alt yapısı olan, hedefleri ve amacı belli, FETÖ’nün savaş iradesini yenmeye ve kırmaya yönelik bir mücadele zemini aradan geçen onca süreye rağmen halen yaratılamadı. Şu an bir elin parmaklarını geçmeyecek kişilerin özverili mücadele etme isteği var. Toplumun, onca delile, 15 Temmuz darbe girişimine rağmen FETÖ’cülerin bu faaliyetlerinie “acaba” diyerek kuşku ile bakabildiklerini görüyoruz. Maalesef buradan da ortaya çıkıyor ki FETÖ hala etkindir ve bu etkinliğinin sebebi ise bu zehirli örgütle sistematik bir mücadelenin hala yapılamamasıdır.



 

Av. Mahir Işıkay: (Kumpas davalarının avukatı) Bir yanda FETÖ ile mücadele kapsamında devam eden operasyonlar, gözaltılar, tutuklamalar, bir yanda da FETÖ’nün ülkeye verdiği onarılması güç zararlar. Mücadelede bir arpa boyu yol alınabildiği görülecektir. 50 yıllık son derece gizli bir yapının birkaç yılda çökertilip temizlenmesi mümkün değildir. FETÖ’nün siyasi boyutuna dokunulmadığı sürece mücadele sonuçsuz kalacaktır. Maalesef SÖZCÜ ve Gezi Davası gibi muhaliflere yönelik davalar da sorun.
Bu tip davalar da FETÖ’nün tam istediği gibi sadece mücadeleyi sulandırmaya yaramaktadır.