Belediye seçimleriyle birlikte, kamunun (merkezi ve yerel yönetimlerin) istihdamı artırarak işsizliği düşürme fikri herkesçe benimsendi. AKP, “Kamuda veya özel sektörde yeni istihdam yaratarak, bu yıl içinde 2.5 milyon işsize iş bulacağız” diyerek “açık artırma” rekoru kırdı. Pek tabii bunu, açıkça söylemese de, yerel seçimleri kazanması şartına bağladı. “Madem ki seçim kazanmak siyasetin ilk hedefidir” diyen muhalefet cephesi lideri CHP de “yerel yönetimlerin” istihdamı artırarak işsizliğe çare olacağı vaadini seçim manifestosuna ekledi. Yerel seçimler, merkezi hükümet değişikliğine yol açmayacağı için, CHP’nin vaatleri daha sınırlı kaldı. Ama görüldü ki artık, “kamuda çalışanların sayısını artırarak işsizliği azaltmak” tüm partilerin ortak ekonomi politikası olmuştur.

NAIRU

İktisatçıları uzun zamandır meşgul eden ikircikli konuların başında “işsizlik ile enflasyon” ilişkisi gelir. Bir tahterevallinin bir ucuna “işsizlik”, diğer ucuna “enflasyon” konsa, biri inerken diğerinin çıkması mantıken şarttır. Her ne kadar ekonomide sebep sonuç ilişkileri bu kadar “doğrusal” değilse de yine de enflasyonla mücadele ederken bu benzetme akılda tutulmalıdır. Ağır sıklet iktisatçılardan Nobel Ödüllü Modigliani’nin (1918-2003) aklına her ülkede “Doğal işsizlik oranı diye bir şey olmalıdır” fikri takılmış. Bunun üzerine enflasyonu ivmelemeden ulaşılabilecek “en düşük” işsizlik oranı kavramını geliştirmiş. Buna da NAIRU (non-accelerating inflation rate of unemployment) adını vermiş. Ampirik kanıtlar, bu oranın her ülke için farklı da olsa, her zaman ve her yerde mevcut olduğunu gösteriyor. Ayrıca bu oran, aynı ülke için değişik dönemlerde farklı da olabiliyor. NAIRU’yu, ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal yapısı ile halkın tercihleri belirliyor. Mesela aynı enflasyon düzeyinde Almanya veya ABD’deki NAIRU oranı İspanya’dan ve Fransa’dan her zaman daha düşük oluyor.

TÜRKİYE’DE NAIRU VE POLİTİKA AÇMAZI

2018 yılında devalüasyon tarafından tetiklenen bir enflasyon fırtınasına yakalandık. TL faizi yükseltilerek devalüasyon ve bundan doğan enflasyon artışı durduruldu. Ama hem yüksek TL faizi hem de yükselmiş döviz fiyatı yüzünden ekonomi durgunluğa girdi. Yani milli gelir gerilerken işsizlik arttı. “Durgunluk NAIRU’yu yükseltti”. Bu ortamda işsizliği, milli gelir büyümesi başlamadan, kamu istihdamını artırma yoluyla düşürmeye çalışmak enflasyonla mücadeleyi zorlaştıracaktır. İşin ilginci, Türkiye’nin, vatandaşı işsizlikten yakınırken, kendi yurdunda işsiz kalmışların iş bulmak için kapağı attıkları bir ülke olmasıdır. Bunu da bi düşünün bakalım!

Son söz: Kimsenin yanlışını bulamadığı şey, doğru olmaz.