Sevgili okurlarım, dünkü yazımda Türkiye Cumhuriyeti ile Sudan arasında imzalanan ticaret anlaşmasından söz etmiştim.

Önce kısa bir anımsatma yapayım!

Özellikle geçtiğimiz yaz aylarında ülkemizde yaşanan dondurma kıtlığından mutlaka haberiniz olmuştur! İnsanlar her tarafta dondurma kuyruğuna giriyor, ama yeterince  bulunması mümkün olmuyordu.

Şimdi bu anlaşmada bir madde var.

Türkiye, Sudan’dan 500 ton dondurma ithal edecek!

★★★

Dahası var... Yine aynı anlaşma uyarınca Sudan bize 500 ton makarna, spagetti, makaroni, şehriye, lazanya, gnocchi (?), şehriye vesaire satacak.

Piyasadaki makarna kıtlığı da böylece giderilmiş olacak.

Söz konusu anlaşmada başka neler neler var!

30 bin ton yağlı tohum, 30 bin ton kara buğday, 7 bin ton kuş yemi, 3 bin ton tatlı limon, 2 bin ton üzüm, 3 bin ton hıyar, 5 bin ton muz, 10 bin ton yer fıstığı, 15 bin ton kavun falan filan...

Bir ton sarımsak. 7 bin ton lahana, karnabahar.

Öyle bir liste ki, saymakla bitmiyor.

Birileri bizimle dalga geçmiş. 

★★★

Üstelik aynı anlaşma uyarınca Sudan’dan domuz eti de ithal edeceğiz.

İlgili listede söz konusu bölüm aynen şöyle:

“50 bin adet canlı büyükbaş hayvan.

2 bin ton büyükbaş hayvan eti.

2 bin ton koyun ve keçi eti.

500 ton at, eşek, katır ve bardo eti. Taze veya dondurulmuş.

500 ton sığır, domuz, koyun, keçi at, eşek veya bardoların sakatatı.

★★★

Demek ki, herkese “Müslümanlık” dersi veren bizimkiler, domuz sakatatı ithal etmeyi bile göze almış.

Ben bu işi hiç anlamadım.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!

Müslüman mahallesinde salyangoz satmak!

★★★

Bardonun ne olduğunu bilmiyordum, dün internetten öğrendim:

Bardo: Erkek eşekle dişi atın çiftleşmesiyle meydana gelen ve çoğu kez kısır olan hayvan imiş.

Herhalde bu katırın sakatatından yapılan yemekler muhteşemdir!

Yoksa bizim uyanıklar bu işe para yatırır, aziz milletimiz yesin diye ithal edilmesine izin verirler miydi!

★★★

Sudan’la yapılan bu anlaşma sonrasında sofralarımızın iyice şenleneceği anlaşılıyor.

Önce domuz sakatatı ile bir çorba...

Sonrasında eşek etinden salçalı köfte...

Ardından Sudan makarnası...

Salatalar, meyveler ve sebzeler de Sudan’dan...

Eğer isterseniz, ardından güzel bir Sudan dondurması!

★★★

Bu ticaret anlaşması tam 799 sayfa. Kapsadığı bütün ürünleri burada tek tek yazmak mümkün değil.

2017 yılında Sudan’ın başkenti Hartum’da dönemin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ile Sudan Ticaret Bakanı Hatim Ali tarafından imzalanmış.

Sudan hükümeti herhalde onaylamış ki, anlaşma bizim onayımıza sunuluyor.

Anlaşma metni ve liste birkaç gün önce Meclis’e Cumhurbaşkanı Recep Bey tarafından gönderildi ve Bütçe Plan Komisyonunda kabul edildi.

Önümüzdeki günlerde Genel Kurul’da görüşülüp kabul edilecek ve Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girmiş olacak.

Ondan sonra gelsin katırlar, eşek etleri, domuz sakatatları vesaire...

Ve bunları bize hiç çaktırmadan afiyetle yedirecekler.

Üstüne bir de Sudan dondurması yiyince iş tamam olacak!

★★★

Sevgili okurlarım, bu ticaret ve ekonomik ortaklık anlaşmasının ardında başka bir dümen yattığı kanısındayım.

Sudan bir Afrika ülkesi.

Dünyanın en fakir Müslüman ülkelerinden biri.

İnsanları açlıktan kırılıyor.

Bu kadar tarım ve hayvancılık ürününü bulup bize veya herhangi bir ülkeye satması asla mümkün değil.

Ülkede resmen açlık çekiliyor, insanlar açlıktan ölüyor.

Darbeci Sudan hükümeti neyi satacak Türkiye’ye!

★★★

Olay şudur...

Sudan’ın Sevakin isimli bir adası var. Bizimkiler, Beşir isimli darbeci diktatöre kıyak olsun diye o adayı 99 yıllığına kiraladılar.

Orada askeri üs kuracaklar.

Kira koşullarının parasal boyutu ne yazık ki gizli. Hiç kimse bilmiyor.

Yüzlerce kalemden, yüzlerce tarım ve hayvancılık ürününden oluşan o anlaşma bence tamamen hikaye...

Sudan’ın tamamına el koysanız o kadar mal çıkmaz.

Yani bizimkiler kendilerince uyanıklık ettiler, ‘Al paranı, ver bize adayı. Biz de senden ithalat yapalım. Domuzunu, katırını, atını, eşeğini bile alırız’ dediler.

Bakalım bu dandik anlaşma Meclis Genel Kurulunda görüşülürken neler olacak,  önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.

Sonuç şimdiden belli...

AKP-MHP oylarıyla ve beş dakkada Beşiktaş yöntemiyle kabul edilecek.

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti darbeci diktatöre kıyak olsun diye böyle mi yönetilir Allah aşkına?