Trump’ın desteği ve 57 Müslüman ülkenin beceriksizliğiyle Kudüs’e el koyan İsrail, herkesi şaşırtacak yeni bir hamleye hazırlanıyor.
Aslında uzun süredir bu konu üzerinde çalışıyor.
İsrail; Arap ülkelerinden göç eden Yahudiler için 250 milyar dolar tazminat isteyecek.
1900 yılında 15 bin olan Yahudi nüfus Osmanlı’nın Filistin’den ayrıldığı 1918’de 50 bin kadar olmuştu.
İngiliz işgalinde yani 1917-1947 döneminde Filistin’deki Yahudi sayısı 650 bini buldu. BM’nin 29 Kasım 1947’de Filistin’in yarısından fazlasını Yahudilere verme kararından İsrail devletinin ilan edildiği 15 Mayıs 1948’e kadar bu sayı 800 bini geçti. Bunlar ağırlıklı olarak Rusya, Sovyet Cumhuriyetlerinden ve Doğu Avrupa ülkelerinden gelmişti.
70 yıl sonra bugün İsrail’in nüfusu 9 milyon.
Bunların yaklaşık 6.7 milyonu Yahudi geri kalanlar Müslüman ve Hıristiyan Arap.
İsrail devleti 1948’de kurulduğunda Yahudi nüfusun yaklaşık yüzde 97’si ya kendileri ya da ana-babaları Filistin dışında doğmuş ve buralara göç etmişti.
Dönelim konumuza.
İsrail; ‘1948 sonrasında Arap ülkelerinden gelen Yahudi sayısının 856 bin, buna karşın Filistin’den kaçan ya da kovulan Filistinlilerin sayısının 730 bin olduğunu’ söylüyor ve ekliyor:
‘Tunus, Fas, Libya, Mısır, Irak, Suriye, Yemen ve İran’dan göç edenlerin geride bıraktığı malların değeri en az 250 milyar dolar ve bu parayı isteme zamanı gelmiştir’...
İsrail bununla da yetinmeyerek ‘Arap ülkelerinden göç eden Yahudilerin geride bıraktığı arazi, Filistin yüzölçümünden daha fazladır’ diyor.
‘Ödeştik’ demeye getiriyor.
İyi de Arap ülkeleri dahil dünyanın dört bir tarafından Filistin’e göç eden Yahudilerin Filistin’de hiç malı mülkü yoktu.
Bakalım;
Filistin’in yüz ölçümü yaklaşık 28 milyon dönüm.
1948’de İsrail devleti kurulduğunda Yahudilerin sahip olduğu tapulu arazi miktarı 2 milyon dönümdü.
Yani tüm Filistin toprağının yüzde 7’si.
Bütün tapular Osmanlı arşivinde duruyor.
Bunun 650 bin dönümünü Osmanlı Devleti döneminde satın almışlar.
300 bin dönümünü 1917 sonrasında Filistin’i işgal eden İngilizler onlara bağışlamış.
200 bin dönümünü yine işgalci İngilizler, Yahudilere göstermelik bir parayla satmışlar.
600 bin dönümünü Filistin dışında ikamet eden ve ağırlıklı Lübnan ve Suriyeli Hıristiyan Araplardan satın almışlar.
Elbette para karşılığı Yahudi mültecilere oturma izni veren, sahte evrakla arazi satan ve onlara her konuda yardım eden Osmanlı memurlarını da unutmamak gerekiyor.
Yahudiler, yalnız ve yalnız 250 bin dönüm araziyi Filistinlilerden satın aldılar.
Yani Filistinlilerden satın aldıkları toplam arazi miktarı Filistin topraklarının yüzde 0.9’una (binde 9’una) tekabül ediyor.
Yani yapılan propagandanın tersine Filistinliler ülkelerini satıp kaçmadılar ve kaçmıyorlar.
Bugün dünyada 12 milyon civarında Filistinli var. Bunların 2.5 milyonu işgal altındaki Batı Şeria’da, 1.7 milyonu kuşatma altındaki Gazze’de, 2.3 milyonu İsrail sınırları içinde ve geri kalanları dünyanın her tarafına dağılmış durumda.
Ağırlıklı olarak Filistin’i çevreleyen Suriye, Ürdün, Lübnan ve Mısır’da.
Dönelim 250 milyar dolara ...
Karmaşık hesap işlerine girmeden bu işin kolayı var...
Arap ülkelerinden İsrail’e giden Yahudiler ülkelerine,
Filistinliler de evlerine dönsün bu sorun kendiliğinden çözülmüş olur.
Türkiye’de olduğu gibi Arap ülkeleri, Yahudileri kovmadı, onlar dini nedenlerle Filistin’e göç ettiler.
Özellikle Hıristiyan Batılı ülkelerinden Filistin’e gidenler İsrail’de kalabilir.
İlle de ‘bana para lazım’ diyecekse İsrail o ülkelerden isteyebilir.
Neyse ki; İsrail şimdilik Türkiye’den bir şey istemiyor.
Belki de ince hesap yapıyordur.
‘Fatih mi yoksa 1492’de Yahudileri İspanya’dan kurtaran Beyazıt zamanından mı başlasam’ diye düşünüyordur.
Adamların işi gücü hinlik.
Müflis tüccar eski defterleri karıştırır misali.
Adamların kafasında kesin bir plan var.
İslam ülkelerinde ‘Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet’ olduğu sürece bu plan işler.
Şimdiye kadar olduğu gibi.
Kaide, Taliban, BOP, Arap Baharı, IŞİD, Nusra ve bilumum siyasal İslamcı ince hesaplar.
Dolaylı dolaysız toplam zarar, 4 trilyon dolar.
250 milyar fazla eksik çok fazla koymaz.

...

Not: Bütün gerçekler yazmakta olduğum FİLİSTİN kitabımda olacak.