Çelik olmuş sabırlar, sonunda “omuz omuza...” diyerek yan yana yürüyen birlik- beraberliğe dönüştü.
Ne kavga vardı.
Ne çatışma.
Ne zehirli dil.
Ne vuruşma.
Kibir sinmişti.
Hınç sesini kesmişti.
Dün meydanlara inen binlerce insan hep bir ağızdan “omuz omuza...” diyerek birbirlerine sarıldılar. 1 Mayıs “İşçinin ve Emekçinin Bayramı” diye anılıyordu ama en derinlere kök salmış en güçlü ağaçlar gibi her sınıftan, her yaştan insan dimdik; kardeşlik, eşitlik, demokrasi, hukuk, üretim, emeğin hakkı, eşit işe eşit ücret, yoksulluğu kaldırmış, yokluğu bitirmiş, işsizliği sıfırlamış, sömürüyü sınırlandırmış, yasakları silmiş, yolsuzluğa tükürmüş, dış itibarı yüksek, düşmanı az, dostu çok, S-400 ile F-35 satın almanın arasına sıkışmamış bir memleket istediğini haykırıyordu.

★★★

DİSK seçim yapmıştı.
Memleket isterim!
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
(Cahit Sıtkı Tarancı)

★★★

İllet, zillet, vatan haini, Amerikan uşağı, adiler türünden hıncın, kinin, bölmenin, statü ve siyaset kabadayılığının sergilendiği günlerden çıkılıyordu. Meydanlarda Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” şiiri hep bir ağızdan söyleniyordu.
Seçimle gelenin.
Seçimle gitmesi.
Hukukun eğilmemesi.
Adaletin bükülmemesi.
En yüce değer emek.
Emeğin hakkını alması.
Gönülden sevilen ve gönülden seven bir memleket ortamının doğmasıydı arzulanan.
Dün meydanlarda hep bir ağızdan seslendirilen “istediğimiz memleket” buydu.
Herkes neyse o.
Olduğu gibi kabul etme.
İktidar iktidarlığını bilsin.
Muhalefet muhalefetliğini.
Polis, polisliğini.
Polis, parti polisi olmasın.
Ben polisime güveneyim.
Ordu, orduluğunu bilsin.
Ordu, parti ordusu olmasın.
Ben orduma güveneyim.
Yargıç, yargıçlığını bilsin.
Yargıç, parti yargıcı olmasın.
Ben yargıcıma güveneyim.
Savcı, savcılığını bilsin.
Savcı, parti savcısı olmasın.
Ben savcıma güveneyim.
Basın, basın olmayı bilsin.
Basın, parti basını olmasın.
Ben gazeteme güveneyim.
İmam, imamlığını bilsin.
İmam, parti imamı olmasın.
Ben imamıma güveneyim.
Cumhurbaşkanı, parti başkanı olmasın. Ben cumhurbaşkanına güveneyim. Meclis, bir kişinin ağzına bakar hale getirilmesin. Ben Meclisime güveneyim. Muhalefet iktidarın içinde eritilmesin. Ben muhalefete güveneyim. Hukuk devleti, vatandaşına tuzak kuran devlete dönüşmesin. Ben devletime güveneyim. Mahkemeler, yargıçlar, savcılar, polis, ordu, basın, din ve diyanet iktidarın siyasi hamlelerinin aleti yapılmasın.
Ben ülkeme güveneyim.

★★★

Dün 1 Mayıs’tı.
“Halkın ekmeğidir adalet” yazılı pankartlar taşındı. Hep bir ağızdan “yaşanılası memleket özlemi” haykırıldı.