Türkiye’de yargıya güven yüzde 38’miş...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yardımcısı Fuat Oktay, Meclis’te bunu adeta övünerek açıkladı.
Gurur duyulacak nesi var bunun? Yüzde 38 iyi bir oran mı?
Aslında yargıya güven çok daha az ama yüzde 38 oranını kabul etsek bile durum yine de vahim!
Demek ki, insanlarımızın yüzde 62’si ülkemizin yargısına inanmıyor, güvenmiyor, beğenmiyor!
Halkımızın yüzde 62’si, adaletin herkese eşit uygulanmadığı görüşünde birleşiyor.
Bu, aslında ağlanacak bir durumdur. Yargıya güvenin bir zamanlar yüzde 80’in üzerinde olduğunu düşünecek olursak çöküşün vahametini daha iyi anlarız.
Tüm bu yıkım AKP’nin 17 yıllık iktidarı döneminde oldu. Ülkeyi saran haksızlık çemberi birçok insanın hayatını kararttı!
“Yargı reformu yapacağız” dediler. Millet umutlanır gibi oldu ama Meclis tatile girdi, reform başka bahara kaldı!
Reform da ne ki? Vekil beylerin tatili adaletten daha önemli (!)



Eskiden her yaz Ege Denizi’nde başta Kos (İstanköy) olmak üzere Yunan adalarına giderdim... Artık gitmiyorum!
Benim için Yunan adalarının cazip bir tarafı kalmadı. Çıkarılan vize güçlükleri, vize için uygulanan yüksek fiyatlar adaların cazibesini kaybettirdi!
Fakat yine de komşuda işlerin nasıl gittiğini merak ediyordum.
Bunu, gazeteci arkadaşım Can Pulak’tan öğrendim. Kısa bir süre önce Kos (İstanköy) adasına gitmiş, şöyle anlattı:

★★★

“Bodrum turizmi eski canlılığında değil, artık iyi para kazanmak giderek zorlaşıyor, Ekonomik kriz ortalığı fena vurdu, peki komşuda işler nasıl?
Yunan adaları eski cazibesini koruyor mu, Avrupalı turist yine dolduruyor mu adaları? Komşu memnun mu durumdan?
Bunları gözlemek, karşı kıyıyla bizim mukayesemizi yapmak, esnafla ve halkla konuşmak için Kos’a gittim. Baktım durumları bizden berbat. Eski kalabalıklardan, eski canlılık ve eski hareketli yaşamdan pek eser yok.
Avrupa’nın paralı turisti, iyi harcayan kesimi, çok dolaşan gezgini fazla görülmüyor artık. Bunu dünyadaki ekonomik krize bağlıyorlar.
Avrupalı eskisi gibi para harcamıyor, fazla seyahate çıkmıyor, tatilini ülkesinde geçirmeye çalışıyor çoğu. Böyle söylüyor komşu esnafı. Otelcisi de memnun değil durumdan, lokantacısı da berberi de şoförü de...

★★★

Türkler eski yoğunlukta gelmiyorlarmış.
Evet, Bodrum’dan günde 7 gemi gelip, ortalama 1300 turist getiriyormuş ama “Hepsi kuru kalabalık” diyorlar.
Türkiye’den gelen yerli ve yabancı turistler, giriş-çıkışlardaki kuyruklardan, uzun beklemelerden ve eziyetlerden çok şikâyetçiler.
Ada’ya 09.30 da yanaşan gemilerden inen turistler, güneşin altında bekleyerek ancak öğleye doğru girebiliyorlar Kos’a...
Akşam da 16.30’da dönüşler başladığı için, bu maceralı yolculuk tüm cazibesini kaybeder hale gelmiş. 2 polis memuru, derme çatma bir konteynırda kan ter içinde pasaport kontrollerini tamamlamaya uğraşıyor!..

★★★

Gözünü sevdiğimin Türkiye’si, düzgün ve tertemiz binalardan çıkışlar yapılıyor. Polisimiz nazik, gümrükçümüz efendi, personel yardımcı oluyor herkese...
Yeni gemi limanı, kale kapısı, Turgutreis ve Yalıkavak’tan rahatça oluyor giriş-çıkışlar. Hepsinin vergisiz mağazaları da (Duty Free Shop) var. Bizde de noksanlar, ufak tefek hatalar yok değil ama Kos’un yanında bizimkiler kırıntı gibi kalır.
Yunan adalarında genel bir pahalılık dikkati çekiyor. Öyle eskisi gibi lokantalarda adam başı 15-20 Euro’ya çıkmak hikâye olmuş. Kısacası komşuda işler bizden de kötü!”

TEBESSÜM

Köyün hırsız muhtarı!


“Çoban Ateşi” hareketinin öncüsü eski Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu’ndan bir fıkra:
Hikâye bu ya... Köyün şaibeli kişisi muhtar seçilmiş. Seçildiğinin henüz birinci yılı dolmadan köy sürüsündeki sığırların sayısı hırsızlık sebebiyle yarıya düşmüş. Köy merası da elden çıkmış!
Köyün yaşlıları, köy halkını toplayıp “Bu böyle olmaz. Adam köyü bitirdi. Kaymakam beye durumu anlatıp onu görevden aldıralım!” demişler.
Köy halkı ne dese beğenirsiniz?
“Adamın önünde daha 3 senesi var O bozdu, o düzeltsin. Biz erken bir seçim istemiyoruz.”
Köyün en yaşlısı “Yani siz şimdi bu sahtekâr muhtara ‘Sen bizi soydun, köyü batırdın ama daha süren var. Bizi 3 yıl daha soy’ mu diyorsunuz? Eğer 3 yıl sonra sizler seçim yapacak köy bulursanız ben de bir şey bilmiyorum. Bu muhtar 3 seneye kadar ne köy bırakır, ne de köylü!”

GÜNÜN SÖZÜ

Ülkemiz diken tarlası gibi ama dikenler arasında güller de yetişir