Sizi Kahramanmaraş’ta olası bir “kalkışma” denemesine götüreyim...

1-2 Ekim 2019 tarihlerinde, kentin sivil toplum kuruluşlarının ve partilerinin kadın temsilcileriyle çalıştaya katılıyorum.

CHP eski İstanbul milletvekillerinden Melda Onur, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu İnsani Yardım Programı (UNFPA) Kadın Güçlenme Uzmanı Gül Erdost ile birlikte sunumlar yapacağız.

Toplantının düzenlendiği otele geldiğimde alınan sıkı güvenlik önlemlerini, Suriye’ye komşu bölgede olmamıza yoruyorum.

İlk gün çalıştayın yapıldığı otelin yakınında konaklıyoruz.

İkinci gün konaklamamız, çalıştayın olduğu otele alınıyor.

Toplantının ev sahipliğini üstlenen KAGİD Başkanı Kibar Daşçı Özdemir, bu değişikliği “rezervasyon iptali” olarak açıklıyor.

İşin aslını ikinci gün öğreniyoruz. Meğerse Kahramanmaraş Emniyeti, bizim “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalıştayı” nedeniyle teyakkuzdaymış.

Çalıştayın 27 Eylül’de kentte yapılan duyurusu üzerine, sosyal medyadan “...Yine Maraş’ın üzerinde oyun oynanmaya başladı” paylaşımları yapılmış.

“Yine”nin anlamı şu:

Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) kampüsünde, Doğa Koleji’nin organizasyonu ile 26 Eylül’de gerçekleştirilmesi planlanan Aleyna Tilki konseri, sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine iptal edilmişti.

Bu kez aynı yöntem, toplumsal cinsiyet eşitliği çalıştayı için denenmek isteniyordu.

Adı sanı belli olan bir şahıs, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda kullandığı “Cinsiyet eşitliği çalıştayı diye birileri yine Maraş’ı karıştırmaya çalışıyor. Bakınız Tilki severler, ‘Niye karşı geliyorsunuz’ diyordunuz. İşte bu ve benzeri işler için. Bu nedir, bu birileri Maraş’ın üzerinden oynamaya başladı” ifadelerinin yanına; çalıştayın tarihini, yerini ve üzerinde isimlerimizin yer aldığı afişi yapıştırıyor!

Altına da “Bu toplantı iptal edilmelidir. İptal edilmezse otel önünde bütün Maraşlıları toplamak lazımdır” yorumu yapılıyor. Her iki paylaşım da çok sayıda beğeni alıyor.

KAGİD Başkanı Özdemir, ilgili kişiler hakkında 11 Ekim’de Cumhuriyet Savcılığı’na, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” iddiasıyla şikayet dilekçesi sunuyor. Paylaşımdaki afişin üzerine eklenen “yine” kelimesi o kadar acıtıcı ve korkunç ki...

Bu kentte, 1978’de 7 gün boyunca süren iç çatışmalarda 120 vatandaşımızı kaybetmiştik...

Belleklerdeki acı izleri kanıyor!

Eşit miyiz, adil miyiz, denk miyiz? Türkiye cinsiyet temelli toplumsal rolleri belirlerken zikzaklar çiziyor.

Hükümetin hazırladığı 2014-2018 dönemi 10. Kalkınma Planı’nda “toplumsal cinsiyet eşitliği” kavramı yer alıyordu.

2019-2023 dönemini kapsayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin “11. Kalkınma Planı”nda yok! Bu noktaya nasıl gelindi dersek... Türkiye’nin 2015 yılı G20 ülkeleri dönem başkanlığında Kadın-20 (Women 20) Görev  Gücü kuruldu. G20 belgelerinde, “toplumsal cinsiyet eşitliğini” imzaladık.

Üye tüm ülkelerin imzacısı olduğu Japonya başkanlığında açıklanan 2018 Tokyo Bildirgesi’nde de aynı taahhüt geçerliliğini koruyor.



G20 Tokyo Bildirgesi’nin yalnızca bir maddesini yazacağım:

İstihdam uygulamalarının tüm alanlarında, özellikle, gelirler, ücretler, emekli aylıkları ve diğer kazançlar gibi alanlarda cinsiyet eşitliğini sağlamak ve farkı kapatmak üzere, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak, yasal önlemler alınsın.”

Türkiye’nin “Kadın- 20 Görev Gücü”nü KAGİDER ve TİKAD ile birlikte oluşturan KADEM; “cinsiyet eşitliği” yerine “cinsiyet adaleti” kavramını kullanıyor.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın fikirleri malum:

...Zaman zaman bazı kavramlar, organizasyonlar, cinsiyet eşitliği gibi sloganlar adı altında birtakım sapkınlıkların gündeme getirildiğini ve yaygara yapıldığını görmekteyiz.

Japonya G20 dönem başkanlığı görevini, bugün ve yarın Riyad’da düzenlenen etkinliklerde Suudi Arabistan’a devredecek. Kral Selman bin Abdulaziz’in “şeriat” ülkesinde de “toplumsal cinsiyet eşitliği” tescil edilirse, “G20’de Türkiye’yi neler bekliyor” sorusunu sorabiliriz...