Nobel 2015 Kimya Ödülü’nü alan üç kişiden biri olan Prof. Dr. Aziz Sancar, İstanbul Şehir Üniversitesi’nden istifasını duymayan kalmasın istiyor anlaşılan: Kabul!

Geçtiğimiz pazar günü bu köşeden Sancar’ın “Son yılda sorunlar çıkınca istifa ettim, hem yazılı olarak ve hem de avukatım vasıtasıyla...” mesajını okudunuz...

Hangi tarihte istifa ettiğini de gazeteci dostuna anlatmış...

ABD’nin biyokimya alanında önde gelen üniversitesi Chapel Hill kentindeki ‘The University of North Carolina’da çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Sancar, 24 Ekim 2019 tarihinde Şehir Üniversitesi’ne istifa mektubunu iletmiş.

★★★

Ne tesadüf (!) aynı günlerde Şehir Üniversitesi kurucusu ve AKP hükümetleri eski başbakanlarından Ahmet Davutoğlu’nun, yeni partisinin kiraladığı İstanbul İl Binası mühürlenmişti...

Halkbank, üniversitenin 410 bin metrekare alanda eğitim veren Dragos kampüsüne tedbir kararı almıştı...

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Halkbank’ı dolandırıyorlar” dediği ekipte adıyla sanıyla Şehir Üniversitesi yer alıyordu...

Sancar’ın, istifasının işleme konulmadığı her gün “Erdoğan-Davutoğlu dülleosunda” kronometre işledi!

★★★

Sancar’ın işi sağlama almak için, istifa metni bir de avukatı aracılığıyla üniversiteye gönderiliyor.

Nihayet üniversite 11 Aralık’ta Sancar’ın adını mütevelli heyeti listesinden çıkarıyor.

Sancar, eski dostlarına aslında kibar bir istifa mektubu yazmış:

Kişisel nedenlerle üniversiteniz mütevvelli heyet üyeliğinden istifa ediyorum. Gereğini rica eder, bu vesile ile şahsıma gösterilen teveccüh için, en derin şükranlarımı sunarım.

İstifası o kadar kişisel nedenlere bağlı ki; “avukatı” aracılığı ile Davutoğlu ile iletişim kurabiliyor.

★★★

Nobel ödülü sonrasında dönemin Başbakanı Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu; Aziz Hoca ve eşi Esta Gwendolyn Sancar’ı Başbakanlık’ta kahvaltıya buyur etmişlerdi.

17 Aralık 2015 tarihli Milliyet Gazetesi’nden okuduk:

Sare Hanım, o masada Sancar’a, 1950’li yıllarda Mardin’in Savur İlçesi’nde doktorluk yapan amcası Kamil Özgür’den söz ediyor.

Sancar, bunun üzerine “10 yaşlarındaydım... Kardeşlerimden birisi zatürre olmuş ve vefat etmişti. Türkiye’ye penisilin yeni gelmişti. Amcanız penisilin
kullanarak hayatımı kurtardı
.”

Ahmet Davutoğlu’nun Şehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti’ne girme teklifini bu duygusal yakınlıktan dolayı kabul etmiş.

Aziz Hoca’nın duygu durumunu bilemem ama

benim için son nokta:

Sancar Külliye’ye giderken Erdoğan’ın torunu olduğunu öğreniyor. Eli boş gitmiş olmamak için kendisine armağan edilen Nobel rozetini, “Maşallah altını” niyetine, Erdoğan’a takdim ediyor!

Carolina ‘külliyesi’ yaza açılır!


Aziz Sancar


Aziz Hoca; Amerika’da yaşayıp, Türk gibi düşünen bir çevrenin içinde kalmış...

Arsa işleri insanı bozar; rant girer işin içine...

Bilim alanında verilen “Vehbi Koç Ödülü”nden kazandığı 100 bin doları, yüce bir amaç için kullanıyor.

Kendisi gibi akademisyen eşi ile “Aziz&Gwen Sancar Vakfı”nı (AGS Foundation) kurup, vergi muafiyetinden yararlanıyor.

North Carolina-Chapel Hill’e gelen Türk öğrencilere hizmet veren mütevazı bir “Carolina Türk Evi” açıyor.

Buradan kira geliri elde ediyor mu, bilmiyorum...

Nobel Komitesi’nden aldığı 310 bin dolarlık ödül ile evi ve çevresini büyütme planları devreye giriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği ilan ediliyor. Bürokratlar, iş dünyası bağış için seferber ediliyor.

Türkiye’den Aziz&Gwen Sancar Vakfı’na bağış yapılabilmesi için yasal izinler çıkıyor.

Geçen yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı  Carolina Türk Evi’nde kutluyorlar.

Türk Evi’nin yanında yaklaşık 8 bin metrekare araziyi de alarak inşa edilen “Sancar Türk Kültür ve Toplum Merkezi” 2020 yazında açılacak.

Külliye gibi bir şey olacak...

Doğrusu, en az 4-5 milyon dolarlık böylesi bir projenin ihale edilip profesyonellere bırakılmasıydı...

Keşke Aziz Hoca, her bir tuğla için siyasi desteğe ihtiyaç duyacak duruma düşmeseymiş.

Nobel Ödülü” ile “siyasi çekişme” kelimelerini aynı metinde kullandığımız bir Türkiye kimseye yakışmıyor.