3 Haziran 1977...
Sağ-sol çatışmalarının yaşandığı ülke, iki gün sonra genel seçime gidecek.
CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, son mitinglerinden birini 1 Mayıs katliamında 34 yurttaşımızın hayatını kaybettiği Taksim’de yapıyor.
Meydanı hıncahınç dolduran on binler; “Başbakan Karaoğlan”, “Halkçı Ecevit” sloganları atarken o, dönemin Başbakanı merhum Süleyman Demirel’e veryansın ediyor!
Taksim’de miting yapması halinde meydana bakan otelden kendisine ateş açılarak suikast yapılacağı istihbaratını aldıklarını söyleyen ve oraya gitmemesi konusunda kendisini uyaran Demirel’e meydan okuyor:
“İşte Taksim’de, halkımla birlikteyim. Beni vurmalarını bekliyorum!.. Hodri meydan!.. diyor.
Seçim otobüsünün üstünde mitingi izleyen ve endişeli bakışlarla oteli gözleyen gazetecilerden biri de benim.
Neyse ki korkulan olmuyor.
CHP’ye oy verecek seçmenlerde coşkuyu ve kazanma umudunun doruğa çıkaran tarihi miting, alkış salvolarıyla sona eriyor.

★★★

O dik duruş ve korkuya meydan okuyuş, seçimlerde CHP’ye tarihinin en büyük oyunu kazandırıyor.
Bülent Ecevit’i başbakan, CHP’yi de iktidar yapıyor...

★★★

Haziran  2019...
Türkiye baskıların, kumpas, yalan ve iftiranın eşi görülmedik boyutlara ulaştığı bunaltıcı atmosferde yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine koşuyor.
Ve bu kaotik atmosferde yine Taksim’deki The Marmara Oteli konuşuluyor...
Zira özel hayatın gizliliği ilkesi hiçe sayılarak meslektaşımız İsmail Küçükkaya’nın herkesin girebildiği bu oteldeki görüntüleri, daha önce ayrıntısıyla kamuoyuna açıkladığı görüşmeleri, sanki çok gizli bir dolap çevriliyormuş ve adaylardan Binali Yıldırım’a kumpas kuruluyormuş izlenimi verilecek şekilde servis ediliyor.
Ekrem İmamoğlu- Binali Yıldırım arasındaki açık oturumdan sonra Küçükkaya’nın uğradığı linç, bu görüntüler eşliğinde daha da şiddetleniyor!
Küçükkaya’nın oteldeki buluşmada diğer aday Ekrem İmamoğlu’na soruları verdiği öne sürülüyor.
Böylesine etik olmayan bir davranışın yaşanmadığını düşünmeme rağmen AKP’den bir Allah’ın kulu çıkıp da; “Yahu o programdaki beylik sorular verilse ne olur, verilmese ne?.. Bir belediye başkan adayı böylesine tarihi bir programdan önce bunların sorulacağını tahmin eder, hazırlığını yapar ve gözü kapalı cevaplandırır. Buradan bir mağduriyet çıkmayacağı gibi, bu tür mağduriyet arayışlarıyla Binali Bey’in açık oturumu kaybettiğini tescil etmiş oluruz” diyemiyor!..

★★★

Ne düşündürücüdür ki; tam 42 yıl önce “Ecevit’e suikast yapılacak” iddiasıyla gözlerin çevrildiği, sahibi Oğuz Gürsel ve aile bireylerine ait şirketlerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden büyük ihaleler aldığı ortaya çıkan The Marmara Oteli, yine bir suikast girişimiyle seçim gündemine yerleşiyor!..
Ancak bu kez yapılan girişim diğerinden farklı:
Bu bir itibar suikastı!..
Öldürmüyor!..
Fakat hedef aldığı kişinin hayatını karartabiliyor!..