Duymamış olabilirsiniz, müjdeyi ben vereyim:
-Kürkte Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) sıfırlandı!..
AKP’li Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla yürürlüğe giren düzenlemeye göre, bugüne dek yüzde 20 ÖTV alınan ham kürklerde artık vergi yüzde 0 oldu. Diğer bir deyişle vergi mergi yok... Biliyorsunuz AKP, daha önce de elmas, pırlanta, yat ve teknede de uygulanan ÖTV oranlarını sıfırlamıştı; kürk de eklenince tamamına erdirilmiş oldu!..
Birgün Gazetesi haklı olarak manşetten sormuş:
-Kürk için tanzim satış da olacak mı?!.
Valla fena fikir değil, Asrın Liderimiz, bu satışlar için “Varlık Kuyruğu” dememiş miydi zaten! Bence denemekte fayda var; tutarsa elması, pırlantayı, tekneyi de yanına eklerler, kim daha varlıklı şıp diye ortaya çıkıverir!.
Düşünsenize, tanzim satış reyonundan sırtında kürkü, parmağında elmas-pırlanta yüzüklü bir emekli teyze çıkıyor, Bay Kemal nasıl morarır ama!.. Keşke yat ve tekne için deniz üstü platform kurulsa da, demiryollarındah emekli Recai Bey, tiko para aldığı yatıyla platformdan şöööle süzülerek ayrılsa, vatan hainleri hırsından çatır çatır çatlasa!..
Tabii can sıkıcı bir uygulama var; her birinden ancak bir tane alabiliyorsunuz, tıpkı domates, patlıcan gibi... Aslında haklı bir uygulama; o kadar varlıklı insan kuyrukta, öyle ikişer üçer alırsan kime yetecek?.. Senin ki can da diğerlerinin ki patlıcan mı?..
-Hem dünyada bir ilk ve son olur hem de en büyük Türk büyüklerinin adı tarihe altın harflerle kazınır billahi!..

Hastaya ilaç yok!..


Pekii, koca bir toplumun olmazsa olmaz kullanması gereken ürün ve hizmetlerde durum nasıl acaba?..
Hemen yanıtlayayım: Mesela su kullanımında 5 çeşit, elektrik ve internet kullanımında 7 çeşit, doğalgaz kullanımında ise 6 çeşit ekstra bedel ya da vergi ödeniyor!..
-Hayal etmek güzel de, gerçekler acı ne yazık ki!
Dünkü adam gibi yayın organlarında, kürkte ÖTV’nin sıfırlandığı haberinin yanında bir başka haber daha vardı:
-Ameliyat sonrası hastaya ilaç yok!..
Biliyorsunuz ilaç zaten yoktu, apar topar resmi enflasyonun da üzerinde yüzde 26.4 zam yapıldı. Gelin görün ki ilaç firmaları hiç mutlu olmadı!.. Onlar mutlu edilemeyince ne oldu peki? Gayet basit; en temel, en acil olarak adlandırılan toplam 104 ilaç iyice buharlaşıverdi!.. Hasta yakınları eczaneleri turluyor ancak nafile, bu ilaçlar Nuh diyor peygamber demiyor, ortaya çıkmıyor!..
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Başkanı Nurten Saydan’ın açıklaması ise yaşanan kabus tablosunu açıkça ortaya koyuyor:
-Ameliyat sonrası kullanılması gereken ilaçlardan kan sulandırıcıya kadar bir çok temel ilaçta sıkıntı var!..
Eyy utanç, geldiysen kapıya üç kez vur!..

“Allah topunuzun belasını verecek!”


Yukarıdaki sözler vallahi bana ait değil!..
Kelimesi kelimesine iktidara yakın Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak’a ait; hem de kendi mahallesinde yer alan birilerine!.. Biz yazsak, geçen gün sevgili Can Ataklı’nın yazdığı gibi anında başımız derde girer!..
Dilipak dün köşesinde kaleme aldığı “Endişelenecekler tabii, çünkü ucu kendilerine dokunuyor” başlıklı yazısında gerçekten açmış ağzını, yummuş gözünü!.. Mesela şu satırlar ona ait:
-”Hani ‘bir topluluğa olan öfkemiz bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe’ sevk etmeyecek idi! ‘İşi ehline’ verecektik, ehliyet ve liyakat ne oldu? Satın almacılar, ihale komisyonu üyeleri, insan kaynakları müdürleri, ‘hamili kart yakinimdir’ benzeri şeyler yazan, işe adam değil adama iş emreden ‘hoca efendiler’, ‘vakıf mütevellileri’, partizanlar, ihale komisyoncuları, hemşericilik ayağına yatanlar, milletin vekaletine talip olup şehrin emanetini alıp, emanete ihanet edenler, menfaatleri için 40 takla atan, yalan söyleyenler, Allah topunuzun belasını verecektir...”
Vay ki vay! Dilipak kimseyi açıkta bırakmamış; hemen her kesim “beladan payını” fazlasıyla almış!.. Ancak son cümle zannımca pek bir ağır:
-Canınız cehenneme! Yakında nasıl bir yıkılışla yıkılacağınızı göreceksiniz.
Allah Allah, kim acaba bunlar, sizin bir fikriniz var mı?!.