Haydarpaşa’nın sadece İstanbul’un tarihi açısından değil tüm Türkiye açısından tarihi, kültürel ve nostaljik bir değeri bulunuyor. Yüz yıldan fazla zaman İstanbul’u demiryolları ile Anadolu’ya bağlayan bu gar, hem Anadolu insanının İstanbul’a gelişine tanıklık etmiş hem de İstanbul’dan gidenlerin son durağı olmuştu. Toplumsal bir belleğin ortak simgesi olan Haydarpaşa Garı, Nâzım Hikmet gibi büyük şairlerin ve Orhan Kemal gibi büyük yazarların eserlerinde de mekân olarak karşımıza çıkar. Bazen de ailemizle ilgili çok anlamlı bir hatıranın yaşandığı mekândır. Oraya gittiğinizde dedenizin İstanbul’a ilk gelişini gözünüzün önüne getirebilir veya anne babanızdan dinlediğiniz güzel bir seyahat anısını anımsayabilirsiniz. Bu yüzden sadece şehrin ve ülkenin değil, insanın hafızasıdır.

Haydarpaşa Garı’na artık trenlerin yanaşmıyor olması tarihsel ve kültürel açıdan bir anlam kaybına neden olurken garın akıbetinin hâlâ belli olmaması daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. 15 yıldır Haydarpaşa Garı’na ne yapılacağı ile ilgili çeşitli ihtimaller gündeme geliyor ama 2020 yılında bile garın akıbeti kesinleşmiş değil.

28 Kasım 2010'da saat 15:30 sularında çıkan yangın, yaklaşık bir saat süren çalışmaların ardından kontrol altına alınmıştı. Yangın sonucu tarihi garın çatısı ve dördüncü katında büyük hasar oluşmuştu. | Fotoğraf: DepoPhotos


"ESKİ TÜRKİYE'DE KALDI" AÇIKLAMASI

Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Haydarpaşa Garı'nın kullanılmaması nedeniyle gelen şikâyeti anımsatmış ve "Haydarpaşa Garı, eski Türkiye'de kaldı. Yeni Türkiye'de Marmaray var. Marmaray'a Sirkeci'den Kadıköy'e, Ayrılıkçeşme'ye 5 dakikada gidebiliyorsunuz" demişti. Bakanlığın 2021 bütçesi görüşmelerinde yapılan bu açıklama, Haydarpaşa Garı’nı yeniden gündeme taşıdı.

Haydarpaşa Garı’nın akıbetinin ne olacağı yıllardır tam olarak bilinmiyor. SÖZCÜ’ye konuşan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, Haydarpaşa Garı’nın İstanbul ulaşımı için vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirtiyor. Geçmişte gündeme gelen ‘otel olacak’ söylentilerinin kamuoyunda kabul görmediğine dikkat çeken Köymen, “Haydarpaşa Garı’nı baştan beri özelleştirmenin bir parçası olarak gar fonksiyonundan soyutlamaya çalıştıklarını biliyoruz” görüşünde. Köymen, Haydarpaşa’nın hem gar hem de müze fonksiyonuna sahip olabileceğini ve iki seçeneğin birbirine engel olmadığını söylüyor.

‘TİCARİ AMAÇLA KULLANILACAK’ KAYGISI

Haydarpaşa Garı’nda dair en büyük kaygı, garın ticari bir amaç doğrultusunda otel veya AVM gibi bir yapıya dönüştürülmesi. Bakan Adil Karaismailoğlu’nun açıklamasının ardından bu kaygıyı gündeme getiren Haydarpaşa Dayanışması da bir basın açıklaması yapmış ve “artık yeter” ifadesini kullanılmıştı. Açıklama da şu ifadeler dikkat çekmişti: “Herkesin erişebildiği bir ulaşım hizmetini tesis eden, vapur ve tren sentezini tüm sakinlerin kullanımına sunan, şehrin çeperi ile merkezi arasında bir köprü olan, İstanbul ile diğer Anadolu kentleri arasında bağlar ören, kısacası pek çok toplumsal karşılaşma ve diyalog imkânını inşa eden bu mekânı, Haydarpaşa Garı’nı, asla yalnız bırakmayacağız.”

Garın müze olmasına da karşı olan Haydarpaşa Dayanışması, “Haydarpaşa Garı’nı müzeye dönüştürme fikrinin altında, önceliğin kent sakinlerinin ‘ortak yararının’ yatmadığı bir kez daha anlaşılmaktadır” görüşünde. “Buradaki amaç, şehrin raylı taşımacılığını olması gerektiği gibi sağlayacak olan merkezi tren garlarını, yüz yılı aşkın süredir olduğu gibi ulaşım hizmetiyle tüm kent sakinleri için yeniden işleyişe sokmaktır” denilen açıklamada, esas önceliğin; Haydarpaşa Garı’nın kültürel, tarihi ve toplumsal belleğinin çok güçlü bir şekilde işaret ettiği gibi ulaşım işlevinden yana olması gerektiği söyleniyor.

‘GAR OLARAK DEVAM ETMESİ SON DERECE ÖNEMLİ’

Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, “1906 yılında yapılmış bir yapıdan bahsediyoruz. Anadolu’dan İstanbul’a açılan bir kapı olarak belleklerde yer edinmiş bir yer burası. Üstelik gar amacıyla yapılmış bir yapı, sonradan gar yapılmış bir yer de değil. Aynı amaç doğrultusunda kullanılması bizim için son derece önemli” dedi.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen


“Son zamanlarda bir müze söylentisi var. Daha önce de otel söylentisi gündeme gelmişti” diyen Köymen, “İmar planlarında böyle fonksiyonlar verilmişti. Haydarpaşa Dayanışma ve Mimarlar Odası İstanbul Şubesi olarak bizim söylediğimiz ise şudur: Haydarpaşa Garı, gar amacıyla fonksiyonuna devam etmelidir. Eğer böyle olsaydı kentin ulaşım problemlerinin çözümünde ciddi bir katkısı olacaktı. Bundan vazgeçilmemesi temel olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla Ulaştırma Bakanlığının da görevi burayı müze yapmak değildir” diye konuştu.

‘BİRİ YAPILACAKSA DİĞERİNDEN VAZGEÇİLMEMELİ’

2010 yılında garda çıkan yangından sonra 10 yıldır net bir sonuç alınmadığına dikkat çeken Köymen, 10 yıldır devam eden restorasyon çalışmalarına dikkat çekiyor. Projelendirilme süreçlerinin 2015 sonuna kadar sürdüğünü, 2016 yılında da restorasyon çalışmalarının başladığını belirten Köymen, çalışmaların bir türlü bitmediği görüşünde. Köymen, Marmaray çalışmaları dolayısıyla ortaya çıkan arkeolojik buluntular meselesine vurgu yapıyor. Bölgede Antik Kalkedon’a tarihlenen bir yerleşimden söz ediliyor. Haydarpaşa Dayanışmasının talebi ise hem arkeolojik potansiyeli hem de gar fonksiyonunu içinde barındıran bir çözüm. "Haydarpaşa, gar fonksiyonundan vazgeçilmeyip aynı zamanda arkeopark olarak da kullanılabilir" diyen Köymen, şu ifadeleri kullanıyor: "Dünyada örnekleri var. Biri yapılacaksa diğerinden vazgeçilmeli gibi bir durum yoktur. Şimdi o kazılar da kullanılarak ‘burada arkeolojik bir alan var, dolayısıyla burayı arkeopark yapalım’ deniliyor. Kamuoyunda otel gibi çok tepki görmeyecek ‘binanın kendisi de müze olsun’ gibi bir yaklaşım oluşturulmaya çalışılıyor.”


Haydarpaşa Dayanışma'nın 405. Pazar eylemi. 20 Ekim 2019 | Fotoğraf: DepoPhotos


‘GAR FONKSİYONUNDAN SOYUTLAMAYA ÇALIŞIYORLAR’

“Haydarpaşa Garı’nı baştan beri özelleştirmenin bir parçası olarak gar fonksiyonundan soyutlamaya çalıştıklarını biliyoruz” diyen Köymen'e göre kamuoyu artık buranın otel değil de gar olarak kullanılması konusundan son derece net. Ancak söz konusu Haydarpaşa Garı olunca sorunlar bitmiyor.

"Şimdi de çıkan arkeolojik buluntular nedeniyle sanki oranın gar olarak kullanılamayacağı yönünde bir söylenti geliştiriliyor” diyen Köymen, konuşmasına şöyle devam ediyor: "İnsanlarda bir duyarlılık oluştuğu için ‘arkeolojik kazılar var, o zaman gar olmasın’ gibi naif düşüncelere yönelebiliyorlar ama bu yanlış bir yaklaşım. Orada arkeolojik potansiyel olduğunu zaten biliyorduk. Çok derinde de değil bu kalıntılar, çalışmalar esnasında rayların hemen altından çıktı."

Bakanın açıklaması sonrası Haydarpaşa Dayanışması'ndan yapılan açıklama ve Esin Köymen'in SÖZCÜ'ye söylediklerinin sonuç olarak ana fikri şu: "Oradaki arkeolojik potansiyelin ortaya çıkarılması Haydarpaşa’nın gar olarak hizmet vermesine engel değil." Buluntuların kamuoyu ile paylaşılıp Haydarpaşa Garı'nın açık bir müze alanı gibi kullanılabileceğini söyleyen Köymen, "Dolayısıyla gar ve müze asla birbirine karşıt gibi düşünülmemelidir" diyor.

Haydarpaşa Tren Garı'nın aktif olarak çalıştığı günlerden. 16 Haziran 2006 | Fotoğraf: DepoPhotos


‘BEN BU HİKÂYEYİ BİTİRİYORUM’ DİYEN BİR ANLAYIŞ VAR

İnsanların yaşadıkları yerlerle kurdukları en önemli bağ, görsel hafıza ve yaşantılarla ilgili. Haydarpaşa Garı'nın sadece ulaşım açısından değil, bu açıdan da son derece önemli olduğunu kaydeden Köymen, kırsaldan büyük kentlere göç olarak baktığımızda ön plana çıkar altmışlı yıllar açısından da şunları söylüyor: "Ekonomik problemler, eğitim ve iş olanakları nedeniyle büyük şehirlere göç edilen o yıllarda, Haydarpaşa Garı şehirlerarası yolculuğun da sembolüdür. Sadece bir banliyö hattından bahsetmiyoruz. Ayrılıkların ve kavuşmaların da mekânı olarak edebiyatımızı, sinemamızı etkileyen tarihi bir yapı bu. Hepimizin hafızasında Haydarpaşa Garı’nın kentle ve ulaşımla özdeş hâle gelen bir kimliği var. Dolayısıyla oraya yapılan müdahale şöyle bir anlam ifade ediyor: ‘Biz bunların hepsini rafa kaldırdık ve müze yapıyoruz.’ Artık geçti, şu andan itibaren ben bu hikâyeyi bitiriyorum diyen bir anlayış söz konusu."

‘KENT İNSANININ BELLEĞİNE BİR SALDIRI’

Esin Köymen, Haydarpaşa Garı’nın gar fonksiyonundan çıkarılmasının kent insanının kentte kurduğu belleğe büyük bir saldırı olacağın görüşünde. "Sonuç itibariyle Haydarpaşa Garı’na yapılmak istenen şey kamu yararına bir durum değildir" diyen Köymen, "Bu yapılanın ulaşım politikasıyla da bir ilgisi olamaz. Ulaştırma Bakanlığının görevi mevcut sorunları çözmektir, şehrin hafızasını hedef alan yeni sorunlar yaratmak değildir. Eski Türk filmlerine baktığınızda kavuşma ve ayrılıklar hep Haydarpaşa’dadır. Hem İstanbullunun hem de Anadolu’dan gelenlerin anıları, hatıraları vardır bu garda. Dolayısıyla Haydarpaşa Garı, aynı zamanda kültürel bir mirastır. Bu kültürel mirasa sahip çıkmak hepimizin görevi.”