Meclis Başkanı Şentop, Parlamento Büro Şefi Veli Toprak’a konuştu. İşte Şentop’un yeni dönem ve gündeme ilişkin görüşleri;

TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR AKTÖR VE OYUN KURUCU

2020 yılından beklentileriniz nedir, okuyucularımız aracılığıyla hangi mesajları vermek istersiniz?

Tarihin statik, her dönemde aynı hızla yaşanan bir akışı yok. Zaman zaman akışın hızlandığı, kaosun artığı dönemler oluyor. İki kutuplu dünya sisteminde herkesin yerinin belli olduğu, uluslararası alanda derin ve çoklu krizlerin yaşanmadığı bir yapı vardı. Bu düzen sona erdi. Çok kutuplu veya hiç kutuplu bir dünyaya doğru gidiyoruz. Yeni Dünya düzeninde etkin olabilmek için farklı aktörlerin kıyasıya mücadele verdiği bir dönemden geçiyoruz. Son olarak Libya’da yaşananlar bu mücadelenin örneklerinden sadece birisidir. Bugün dünyanın pek çok yerinde çatışma ve kaos var. Fakat budurum sürdürülebilir değil. Yeni bir uluslararası dengenin, düzenin kurulacağını öngörmek zorundayız. Dünyanın genel görünümünde önemli sıkıntılar var; bilhassa da bölgemizde.

Alelade değil, önemli ve kadim bir bölgede yaşıyoruz. Burası, insanlık tarihinin başladığı bir yer. Ortadoğu veya Mezopotamya bütün peygamberlerin geldiği, medeniyetlerin kurulduğu bir coğrafya. Modern zamanlarda da bu önem devam ediyor; tüm enerji kaynakları burada. Böylesine önemli ve tarihi kimliği olan bir bölgede çatışmaların yoğunlaşması, paylaşım kavgalarının olması beklenmedik bir durum değil. Türkiye bu coğrafyanın en önemli aktörü. Türkiye’nin kendini oyun kurucu ve müdahil olarak görmesi önemli. Türkiye’nin oyun kuruculuğundan söz edildiğinde bazı itirazlar dile getiriliyor. Fakat şunu unutmamak lazım. Sadece biz değil, başka bazı devlet de oyun kuruyor. Bunların hepsi de başarılı bir şekilde sonuçlanmıyor. Bu sadece Türkiye için değil, ABD için de Rusya için de geçerli. Herkes kendine göre oyununu kuruyor ve başarılı kılmak için gayret gösteriyor. Türkiye birçok alanda ön alarak, proaktif tutum sergileyerek başarılı sonuçlar alıyor. Bazılarında hedeflere tam ulaşılamıyor olabilir; bu her devlet için geçerli. 2020 yılının geçtiğimiz yıllara göre, kaosun azalması ve uluslararası alanda bir dengenin kurulmasına yönelik olumlu gelişmeler olacağı yönünde bir ümit içindeyim. Dünya, ülkemiz, milletimiz için barış ve huzur iklimine yaklaşacağımız bir yıl olur, diye temenni ediyorum.

BAZI NOKTALARI HATIRLATACAĞIZ
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Veli Toprak’ın sorularını yanıtladı. Şentop, “Bilinmelidir ki, Türkiye artık bir oyun kurucudur. Umarım dünya, ülkemiz ve milletimiz için barış ve huzur iklimine yaklaşacağımız bir yıl yaşarız” dedi.


O GÖRÜNTÜLER YOK, HERKES DERS ALDI

Geçmişte Meclis’te istenmeyen kavga görüntüleri oldu, son yıllarda bu görüntüler yaşanmıyor, ne diyorsunuz?

Yapılan her işten, gerçekleşen olaylardan insanların ders çıkardığını, çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Tatsız olayların genel olarak parlamentoya zarar verdiğini, milletimizin gözünde de çok hoş karşılanmadığını hepimiz gördük. Şüphesiz en sert tartışmalar yapılabilir, bunların medeni tartışma boyutları içinde kalması, kavgaya dönüşmemesi, hakaret içermemesi önemli. Eleştiri yapmanın yüzlerce yolu bulunabilir; hakaret içermeyen, fiziki müdahalelere varmayan yolların tercih edilmesi gerekir. Hakaret özel bir yetenek gerektirmez; herkesin kolayca becerebileceği bir iştir. Marifet bir seviye ve bir kalite ortaya koyabilmektedir. 27.Dönem Yasama çalışmalarının, büyük ölçüde, parlamentomuza yakışır bir tabloda devam ettiği kanaatindeyim.

Soru önergeleri hep sorun olurdu, bazıları işleme konmazdı, vekillerin aynı şikayeti devam ediyor mu?

Önergeler bir değerlendirmeden geçiriliyor. Anayasa ve iç tüzüğün Meclis Başkanlığına verdiği bir görev bu. Anayasa ve İçtüzük’tekikriterler dikkate alınıyor. Şunu söyleyebilirim: iadelerdeki oran önemli ölçüde azalmıştır.

YENİ SİSTEMDE PARLAMENTONUN İTİBARI, GÜCÜ ARTIYOR

Yeni sistemle birlikte TBMM’nin etkisinin azaldığı, gücünün zayıfladığı eleştirilerine ne diyorsunuz?

Parlamentonun yeni dönemde itibarının ve gücünün artacağını düşünüyorum. Anayasa değişikliği öncesinde de bu düşüncemi vurguladım, hala aynı kanaatteyim. Burada birkaç şeyi birbirinden ayırmak lazım. Bir tanesi hukuki düzenlemeler, ikincisi uygulama ile ilgili hususlar, üçüncüsü ise siyasetin kendi dinamikleri. Sistemin kendi içinde uygulanmasını ve siyasi dinamikleri dikkate alarak başka bir hükümet sistemi ile mukayesesini yapmak gerekir; aynı teorik ve pratik parametrelerle hükümet sitemlerini kıyaslamak lazım. Şu anki başkanlık sistemini, hayali ve idealize edilmiş bir parlamenter sistemin soyut modeliyle mukayese ederseniz sağlıklı sonuçlara varamazsınız. Kastım şu; bugünkü siyasi parametreleri sabit kabul etseydik parlamenter sistem olsa, ne değişirdi? Parlamenter sistemde ciddi bir çelişki mevcut. Eğer parlamenter sistemde bir hükümet varsa, güvenoyu almış demektir ve Meclis’teki çoğunluk, hükümetle birliktedir. Parlamentonun iki temel görevi; kanun yapmak ve denetim. Çoğunluk yürütmeyle beraber hareket ettiği için yasama da denetim de yürütmenin yönettiği süreçlere dönüşüyor. Zira parlamenter sistemde yasama ve yürütme tek bir oyla seçilmektedir. Yani, seçim günü gidip Meclis’i seçiyoruz ve o Meclis de kendi içinden bir hükümet çıkarıyor.

Bugünkü yeni hükümet sisteminde ise yasama ayrı, yürütme ayrı oylarla belirlendiği için, seçmene yasama ve yürütme arasında dilediği şekilde bir denge kurma imkanı tanınıyor. Parlamento çoğunluğu ile hükümetin aynı partiden olmama ihtimali bu yeni sistemde var, sistem vatandaşa seçenek sunuyor. Ama seçmen yürütme ile yasama çoğunluğunu aynı siyasi parti veya partilere vermeyi tercih etmişse, bugün şikayet olunan hususlarda hükümet sistemine göre bir farklılık oluşmaz.

100 YIL, GÜÇLÜ GELECEK UMUDUNU ORTAYA KOYUYOR

Meclis’in 100. Yıl etkinleri hakkında bilgi verir misiniz?

İstiklal Mücadelesiyle ilgili etkinlikler 19 Mayıs 2019’da başladı, 29 Ekim 2023’e kadar devam edecek. Bu süre içinde birçok önemli olayın 100. Yılını çeşitli programlarla, etkinliklerle anacağız. 19 Mayıs 2019’da Samsun’da yapılan etkinliğe katılmıştım Meclis Başkanı olarak. Daha sonra Amasya, Erzurum ve Sivas’ta 100. Yıl anma programlarına katıldım. Son olarak 27 Aralık’ta Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 100. Yılını anmış olduk. Bütün bu tarihi olayların hepsi esasen 23 Nisan 1920’de Meclis’in açılışı için yapılan hazırlıklardı. 100. Yıl etkinlikleri kapsamında birçok şey düşünüyoruz, ana hedefle ilgili şunu söyleyeyim; 100 yıllık dönem, önemli bir tarihi kesit. Bunun geriye doğru olarak değerlendirilmesi, önemli tarihlerin, köşe taşı olayların hatırlanması önemli. Bütün vatandaşlarımız tarafından kabul görecek ortak anlayışlar etrafında çalışmalar düşünüyoruz. Sempozyumlar var, 100 yılı anlatan her bir yıl için ayrı olmak kaydıyla almanak hazırlanıyor. Belgeseller olacak. Geçmişi değerlendirme, bazı noktaların altını çizme, hatırlama ve hatırlatma, bu heyecanı hem TBMM boyutunda hem de vatan sathında yayma niyetimiz var. 23 Nisan’a kadar heyecanı yükselterek devam ettireceğiz. 100 yıl aynı zamanda geleceğe yönelik güçlü bir umudu, Gazi Meclisimizin ilelebet devam edeceğine dair bir kat’î inanç, (eski bir tabirle) bir itmi’nan (emin olma hali) ortaya koyuyor.

23 NİSAN 1923’Ü CANLANDIRACAĞIZ…

Birçok etkinlikle beraber, 23 Nisan 2020’de Meclis’in ilk açılışını canlandıran bir düzenleme planlıyoruz, İlk Meclis’te aslına uygun olarak tiyatro sanatçılarımızla birlikte. Yurt dışına gittiğimizde de, misafir gelen yabancı parlamento başkanlarına da davetlerimizi iletiyoruz. Birçoğu kendileri katılmak istediklerini söylediler. Önceki gün Moldova Cumhurbaşkanı gelmişti, kalabalık bir heyetle. 23 Nisan için bir planlamamız olduğunu, Moldova Meclis Başkanını da beklediğimizi söyledim. Buradan ayrıldıktan sonra telefonla görüşmüş, ‘gelecek’ diye bana mesaj gönderdi. Birçok Meclis Başkanı o gün katılmak istediklerini ifade etti. 100. Yılı dünyanın birçok ülkesinin de şahit olduğu programlarla anmayı düşünüyoruz. Ayrıca 23 Nisan’ın Çocuk Bayramı olması boyutu da var. Her yıl TRT öncülüğünde programlar düzenleniyordu, bu yıl daha fazla katılımla ve daha güçlü bir etkinlikle yapılacak.

ANADOLU’DAN ŞAMPİYON ÇIKMASI SEVİNDİRİR

Spora ilgili duyduğunuzu ve BJK taraftarı olduğunuzu biliyorum. İlk yarıyı Sivasspor birinci bitirdi, Anadolu’dan yeni bir şampiyon çıkar mı?

Tebrik ediyoruz. Takip ediyorum. İlk yarıda lider bitiren takımın ikinci yarıyaavantajlı başlayacağı kesin. Anadolu’daki takımların, illerimizi temsil eden takımların başarılı olması ayrı bir sevinç kaynağı. Lig bir maraton. Sivasspor ikinci yarıda da başarısını sürdürürse, şampiyon olur. Daha önce Trabzonspor ve Bursaspor şampiyon olmuşlardı. Anadolu’dan bir şampiyon daha çıkması sevindirici olur.

KİTAP OKUMAYA HER ZAMAN VAKİT BULURUM

TV, dizi veya takip ettiğiniz program var mı, hangi kitapları okuyorsunuz?

Televizyon izleme imkanım çok olmuyor. Ancak arkadaşlarımızın önerdikleri bir program olursa takip edebiliyorum. Mümkün olduğu kadar kitap okumaya çalışıyorum. Kitap okumaya her zaman vakit bulurum. Kamu hukuku alanında özellikle, yayınlanan makaleleri, kitapları takip ediyorum. Birçok alanda yeni yayınları takip ediyorum. Aldığım kitapların bir kısmı okuduğum bir kitap veya makalede atıf yapılan kitaplar. TBMM kütüphanesinden de yoğun olarak faydalanıyorum. Son zamanlarda Ortadoğu ve Kuzey Afrika tarihi üzerine yazılmış kitaplarla, çeşitli Siyasetnâme’ler okuyorum. Bir kaç gündür, ilginç bir makale var elimde: “Selahaddin Eyyubi Devrinde Libya’da Türkler”. 9. yüzyıldan itibaren Libya’da Kuzey Afrika’da Türk varlığını ele alıyor. Ayrıca, Stoa Felsefesinin önemli ismi, Roma İmparatoru MarcusAurelius‘un ”Kendime Düşünceler” isimli eserini de tekrar okuyorum.

‘GEÇTİ ÖMRÜM YİNE HÂLÂ BEN O BİN DERD İLEYİM’….

Müzik ilginiz, neleri dinlemeyi seviyorsunuz?

Müzik dinliyorum. Klasik Türk Sanat Müziği dinliyorum. Özellikle hüzzam makamında şarkılar... Selâhattin Pınar besteleri.

Eşlik eder misiniz?

Dinlerken, evet; yalnızken. Son bir kaç günün şarkısı Selâhattin Pınar bestesi, Nihavend: “Geçti ömrüm, yine hâlâ ben o bin derd ileyim”

BALKAN GÖÇMENİ BİR AİLENİN ÇOCUĞUYUM

Bütçenin bitişi ile birlikte Makedonya’ya gittiniz, özel bir sebebi var mıydı ziyaretinizin?

Bütçenin son gününde Genel Kurul’u başkan olarak ben yönettim, bitiminde gece geç saatte Makedonya’ya gittik. Üsküp’te 21 Aralık , Türkçe Eğitim Bayramı olarak kutlanır. 21 Aralık, 1944 yılında Türkçe’nin eğitim dili olarak kabul edilmesinin yıldönümüdür. Bu tarih,2007 yılından itibaren resmi olarak bayram kabul edilmektedir. Ben de mümkün olduğu kadar 21 Aralık’ta Üsküp’te olmaya gayret ediyorum. Cumhurbaşkanımız da, her yıl o programa üst düzey bir katılım olmasına önem verir. Bu sefer Meclis Başkanı sıfatıyla gittim. Düzenlenen programların sabah yapılan kısmına Makedonya Meclis Başkanı katıldı. Makedonya Başbakanı yurt dışında olduğu için katılamasa da Başbakan vekili ve İçişleri Bakanı katıldı. Niye gidiyorum? Biz de aslen oralıyız, baba tarafım muhacir. Şimdi Makedonya sınırları içinde bir şehirden; Gevgeli’den. Karayolu ile Yunanistan’dan Makedonya’ya girişte sınır şehri. Dedemin babası 1926’da, o zaman Yugoslavya muhaciri olarak gelmiş. Bu bakımdan o topraklarla farklı bir bağımız var; Rumeli muhaciri bir ailenin çocuğuyum.