✔ Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, ‘KRAL ÇIPLAK’ dedi


✔ Bülent Arınç, damadının dosyasının ‘boş’ olduğunu yine söyledi


✔ Aynı Arınç, Ergenekon, Balyoz ve SÖZCÜ kumpaslarında neredeydi?


Tartışma büyümeli...

Herkes eteğindeki taşları dökmeli... İrin boşalmalı!

İki gün önce Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, “Ekrem Yeter (Bülent Arınç’ın damadı) ile ilgili bizim açımızdan o dosya dolu dolu bir dosyaydı. Mahkeme beraat verdi. Biz onu istinafa götürdük, kararın bozulacağını düşünüyorum. Dosyada ciddi deliller vardı” demişti.

Yüksel Kocaman


766 GÖRÜŞMEYİ BAŞKASI YAPSAYDI

AKP kurucusu ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç dün yanıt verdi: “... Sayın Başsavcı, açıklamalarınız her haliyle yanlıştır. Hukuk ve etik kurallara aykırıdır.”

Arınç hızını alamadı ve şöyle devam etti: “... Gazeteciliği uzun zamandır tetikçilik ve haysiyet cellatlığı olarak yapanlar sizin konuşmalarınızdan müthiş malzeme çıkardı.”

Evet...

Arınç’ın açıklamalarında doğrular var!

Örneğin... “Hukuk kuralları ve etik... İsim ve olay zikrederek subjektif görüş... Dosyayı nereden biliyorsunuz? Soruşturmayı siz yapmadınız...” Ancak...

Bu eleştiriyi AKP kurucusu Arınç yapınca... ‘Haysiyet cellatlığını’ yıllarca yapan Arınç olunca...

Aklınıza 12 Haziran 2007’de başlayan Ergenekon, Türk Ordusu’na indirilen Balyoz, Silivri’de hayatını kaybedenler geliyor!

Bitmedi...

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Kocaman’ın dosyayı bilmemesi gibi bir durum olabilir mi? Çünkü... Savcılık makamının sunduğu delilleri herkes gördü, okudu!

Sayın Arınç’a sorum şu:

İddianamede yazan delillerden herhangi biri... Örneğin... Fetullahçı Terör Örgütü’nün tepe yöneticileriyle 766 ‘sır’ görüşmesi olsaydı!… Örneğin... Fetullah’ın talimatının ardından Bank Asya’daki hesabında artış olsaydı... Örneğin... Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakkında beraat kararı verdiği Ekrem Yeter’in görüştüğü ‘Emniyet İmamı’ Süleyman Uysal, ‘ÖSYM imamı’ Cemil Koca ve Gülen’in doktoru Tuncay Delibaşı’yla başka biri görüşseydi... Bu iddialarla başka birisi yargılansaydı ‘ağırlaştırılmış müebbet’le yargılanırdı! Neden mi?

Çok uzağa gitmeyelim…

27 Aralık Cuma günü İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, SÖZCÜ yazar ve yöneticilerine ‘olmayan’ delillerle verdiği “yardım” cezası ortada!

Bülent Arınç’ın ‘birileri’nin yarattığı SÖZCÜ Gazetesi davasıyla ilgili bir fikri var mı? Duymadık!

Damat Yeter’in dosyasına bakalım...

Bülent Arınç

Arınç’ın damadıyla ilgili gerekçeli kararından çıkan sonuç:


Sempati boyutunu aşmadığı için  örgüt yöneticileriyle görüşebilir!...


Sempati... Bir insanın bir başkasına karşı doğal ve içgüdüsel olarak bir eğilim, sevgi ve yakınlık, cana yakınlık, sıcakkanlılık duyması... Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter hakkında Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) üye olmak suçlamasıyla açılan davada verilen beraat kararının gerekçesini inceleyelim. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, Yeter’in, FETÖ iltisaklı Uluslararası Anadolu Sağlık Federasyonu’nda (USAF) yöneticilik yapmasını “Dernek yöneticiliğinin sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemez” diye değerlendirdi. Tartışılır!

Sempati boyutunu aşmayan bir ilişki!



HUKUKTA YENİ KRİTER: CÜZİ...

Örneğin… Damat Ekrem Yeter’in, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in çağrısından sonra Bank Asya’daki hesabına yatırdığı 41 bin liranın “cüzi bir miktar” olduğu belirtildi.

Yani... Önemsiz, azıcık, göze çarpmayan para! Cüzi...

Yeni bir kriter mi bu? Bank Asya’ya kaç lira yatırılırsa suç olur? Ya da...

Gelelim bir çelişkiye daha...

Mahkeme, Ekrem Yeter’in FETÖ’nün tepe yöneticileriyle 766 telefon irtibatı bulunmasını, “Sanığın tepe yönetimdeki kişilerden (Fetullah Gülen’in doktoru) Tuncay Delibaşı ile iletişimini meslektaş olmaları ve iş gereği yaptığı” gerekçesiyle suç saymadı. Diğer 4 tepe yöneticisiyle olan telefon irtibatlarını ise “görüşme içeriği, görüşme sonrası yapılan örgütsel bir faaliyet tespit edilemediği, içeriği tespit edilemeyen HTS kayıtlarının tek başına mahkumiyete yeterli delil kabul edilemeyeceği” gerekçesiyle suç olarak görmedi.

Peki...

FETÖ Çatı Davası’nda HTS kaydı alınan 72 şahsa ait 336 numara incelendi. Karşı numaralarla yapılan karşılaştırma sonucu Ekrem Yeter’in kendi adına kayıtlı telefonla FETÖ’nün tepe yönetiminde bulunan şahıslarla görüştüğü tespit edildi.

İddianameyi okuyalım: “... Ekrem Yeter’in... Terör örgütü tepe yönetiminde yer alan Cemil Koca, Tuncay Delibaş, Hüseyin Kara, Şerif Ali Tekelan, Süleyman Uysal, Akın İpek, Bahattin Karataş ile 766 görüşmesi olduğu... Bu görüşmelerin bir kısmının 2014-2015 yılları arasında olduğu tespit edilmiştir. (17-25 Aralık 2013’ten sonra)”

Bir kişi değil tam yedi yöneticiden bahsediyoruz…

Hem de 17-25’ten sonra!

Son not şu: Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı Fetullahçı Terör Örgütü Çatı İddianamesi, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 2016’da sunulur: “... İstişare heyeti... (2104 yılı itibariyle) Sanıklar Mustafa Özcan, Şerif Ali Tekalan, Mehmet Ali Şengül, Bahattin Karataş, Mehmet Erdoğan Tüzün, Hüseyin Kara... Fetullah Gülen, birçok konuda bu heyete başvuruyor. Başyücelerin katıldığı şuraya ‘cemaat şurası’ da denmektedir.”

Soru şu: Adalet, hukuk... Sadece damat Ekrem Yeter için mi var?

Kozmik Oda… Ergenekon ve bağırsak…


‘İyi ki bu orduyla savaşa girmemişiz...’


4 Temmuz 2008... Bülent Arınç, Egenekon dalgalarının tüm hızıyla sürdüğü ve TSK’ya kumpaslar kurulduğu dönemde Ülke TV’ye çıkarak bu operasyonları savunmuş ve “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diyerek şunları söylemişti: “Türkiye iyi bir noktaya gidiyor. Bu sancılar bir taraftan doğum sancısıdır, bir taraftan bağırsaklarını temizlemesidir.” Yani..

Ergenekon dosyasına hakimdi. Yani… 45 yıl aktif siyasette bulunan avukat Arınç, Fetullah operasyonlarının ‘dolu’ olduğunu düşünüyordu, savunuyordu!

KOZMİK ODA ARANIRKEN SES ÇIKARMAMIŞTI
19 Aralık 2009’da “Arınç’a suikast” iddiasıyla başlayan Kozmik Oda süreci FETÖ kumpasıydı.


Mart 2009... Bülent Arınç Van’da konuştu ve şöyle dedi: “‘Bu emekli generaller neler yapmışlar meğerse. İddianamelere bakıyorsunuz. Telefon dinlemeleri yayınlanıyor. Soruşturmalar var, darbe planlayanlar var, şunu yapanlar var, bunu yapanlar var. ‘Bunlar askerlikten başka her şeyi yapmışlar. Sivil hükümetle uğraşmışlar. İyi ki bu emekli generaller zamanında biz savaşa girmemişiz, çünkü bunların savaşacak halleri yok….”

Yani dosyaları yakından takip eden Arınç... Damadın dosyası boş... Askerin dosyası dolu!

19 Aralık 2009... Ankara’daki Özel Harp Dairesi’ne bağlı Kozmik Oda soruşturması ve aramalar, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast yapılacağı iddiasıyla yapıldı.

Arınç, dosyanın ‘boş’ olduğunu göremedi (!) ve karşı çıkmadı!