Şeyh Nurullah olayına bir de böyle bakın... 

Yarın 9 Eylül... Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç’ın tutuklu yargılandığı ‘Libya’da şehit düşen MİT mensubu’ haberiyle ilgili dava İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek...

Arkadaşım, gazetecilik mesleğini aynı kulvarda, namuslu bir şekilde yapmakla onur duyduğum Barış Pehlivan’ın mektubuyla başlıyorum:

Barış Pehlivan


... Milyonlarca insan, yıllarca, defalarca şunları duydu:

“Bir daha hukuk intikam aracı olmayacak” dediler...

“Tutukluluk cezalandırma için kullanılmayacak” dediler...

“Adalet sisteminde kumpaslara son vereceğiz” dediler...

Ne dedilerse tersi oldu.

Bunun en çıplak örneği, şu an yargılandığım dava, en önemli sınavı da 9 Eylül’de görülecek duruşma...

187 günlük tecritten sonra, o gün Çağlayan Adliyesi’nde...

Gözümüzün önünde olup, kaçırılmak istense de...

İnatla gerçeği arayacağım.

Tarihin ahlakına güveniyorum, beni aklayacak.

Ve kalan da, kazanan da yine doğruyu anlatan yazı olacak.

Silivri’den selamlar...

(Barış Pehlivan/ Silivri 9 No’lu Cezaevi C-3 / 20 Koğuşu)

Mahrem, sırları ortaya döktü


Yıl 2015...

“Mahrem: Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları” adlı kitap raflardaki yerini aldı. Barış Pehlivan-Barış Terkoğlu ikilisi gündemi değiştiren bir kitaba imza attı...

Bugün konuştuğumuz ‘Tarikat şeyhinin (Fatih Nurullah) cinsel tacizinden’ önce gerçek, Mahrem’le ortaya çıktı. 

Birileri umursamadı...

Birileri yayın yasağı getirdi...



Ancak...

Yüz binler kitabı aldı, milyonlar o gerçeğe ulaştı!

“Mahrem”in giriş bölümü, Erzurum’da S.Ö’ye tecavüz (29 Ekim 2007) dosyasının neden ve nasıl kapatıldığını tarih tarih, belge belge anlatıyor. 84 kişinin tecavüz şüphelisi olduğu dosya, Fetullah Gülen’in akrabalarına uzanıyor diye kapatıldı. Şüphelilerden biri Fethullah Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen, diğer ikisi ise Seyfullah Gülen’in oğullarıydı. Erzurum’da defalarca tecavüze uğradığı Adli Tıp tarafından kanıtlanan bir kız var. Ve o kız, “Gülen” soyadını vermesiyle “devletin” gerçek yüzünü gördü, başına gelmedik kalmadı.

Nasıl mı?

İktidar bu kadar kör mü?


Tecavüzün ardından yurda yerleştirilen mağdur S.Ö., yaşadıklarını Erzurum Nenehatun Yurdu’nun psikoloğuna anlatıyor. Olay tutanağa dönüştürülüyor. Ve yurt müdürü, bağlı olduğu valiliğe güvenmediği için durumu hemen savcılığa iletiyor. Dosya savcılığa düştükten sonra Fethullahçılar durumdan haberdar oluyor. Haberdar olan yurt çalışanlarının hepsinin bir hafta içinde telefonu hukuksuz şekilde dinlemeye alınıyor. Hayatlarında sabıkası olmayan insanların telefonları “terör” suçlamasıyla dinleniyor. Yurt Müdürü Faruk İ. ise ifadesinde kamuda rol alan isimleri söylüyor! Bu arada bir el de ‘bilgisayardaki kayıtları’ siliyor! 

Sadece bu kadar değil.

Yurtta çalışanlar bundan sonra birer birer Erzurum’dan sürülüyor. Öyle ki, Yurt Müdürü Faruk İ.’nin telefonda konuştuğu kişi bile sürülüyor. Müdür hakkında üç ayda dört soruşturma açılıp cezalar veriliyor. Mağdur S.Ö. ise apar topar Erzurum’dan uzaklaştırılıyor. İki istihbaratçı polis refakatinde götürülüyor. Yurt çalışanları bile mağdur çocuğun gönderildiğini sonradan öğreniyor. Hemen dosya eski savcıdan alınıp Fethullahçı savcıya veriliyor. S.Ö.’nün dilekçesi üzerinde tahrifat yapılarak dosya hakkında gizlilik kararı alınıyor. Ve söz konusu savcı, olay hakkında açıkça eksik soruşturma yürütüyor. Polisler ise gerçeğe aykırı tutanaklar düzenliyor. Dosya yargıda da takipsizlik ile kapatılıyor.

Sonra...

Kitap çıktıktan 2.5 yıl sonra kitabın satış adresleri, kitaba dair haberleri, tanıtım videosu ve olaya dair sosyal medya mesajları yasaklandı.

Yasaklatan kim mi? 

Onu da başkası yazsın...

SONUÇ: Şeyh Nurullah rezaletine şaşırmayın... Dün, Fetullah Gülen’in tecavüz dosyasını kapatanları ‘ifşa’ eden Barış Pehlivan bugün Silivri’de...

SORU ŞU: İktidar nasıl bir hata içinde olduğunu göremeyecek kadar kör mü?