CHP’liler... Delegeler... Parti tabanı... Yöneticiler... Gazeteciler... CHP logosunu dikkatlice incelediniz mi? İnceleyin lütfen! Parti programını okudunuz mu? Okuyun lütfen! Çünkü... Altı Ok... Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve devrimcilik... Eğitimci İsmail Hakkı Tonguç’un tasarladığı logo’nun dördüncü okunda çentik vardır ve uzun olanı odur...

Çentikli ok... DEVLETÇİLİK...

Nedir bu devletçilik?

10-18 Mayıs 1931 tarihlerindeki üçüncü parti kurultayında eklenen bu ok ne anlama geliyor? Devletin teşviki, milli sermayenin güçlenmesi ve ülkenin kalkınması... İzmir İktisat Kongresi’ne, ‘liberalleşme’ vurgusu yapılan döneme atıfta bulunacak olanlara da yanıtımı hemen vereyim: 1980’lere kadar devlet sayesinde kurulan fabrikalar, kamuculuk, Türkiye’nin direnme noktası oldu! Dünyada esen Reagan-Thatcher rüzgarının ürünü olan Turgut Özal ve sonrasında aynı çizginin takipçisi Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül’le devam eden neoliberal politikalar, kuruluşun dördüncü okunu kırdı!

Peki bugün... CHP yönetimi ne yapıyor?

Altı Ok kazandı! Unutmayın!


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 22 Nisan 2020’de Cumhuriyet Gazetesi’nde “Neoliberalizmin bittiğini” ilan etti! Açın okuyun! Kim kazandı? Karma ekonomi! Kim kaybetti? ABD, İngiltere, Fransa... Çin’e bakın... Neden dünyanın en büyük ekonomisi yolunda ilerliyor? Karma ekonomi modeliyle...

Görün... Altı Ok’un ‘dördüncü olanı, çentikli ve en uzun olanı’ kazandı!



Ne diyor CHP programı:

“CHP devletçidir: CHP’nin devletçiliği, devletin halka hizmet için yapılanmasını, katılımcı yönetimi, demokratik hukuk devletini öngörür. Bizim devletçilik anlayışımız; yurttaş, devlet için değil; devlet, yurttaş için anlayışının yaşama geçirilmesidir. Örgütlü sosyal piyasa ekonomisine karşı değildir. Piyasaların hata yapabileceği gerçeğinden hareketle devletin düzenleyici ve denetleyici rolünün önemini kabul eder. Piyasaların halkın iradesinin üzerine çıkarak devlete yön verme çabalarına karşıdır.”

Mesele isimler değil... Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ya da başkası... Mesele program!

Soru şu: Cumhuriyet tarihiyle savaşan Abdullah Gül ya da Ali Babacan’lardan gelecek küçük oranda bir oy mu... Yoksa ‘Altı Ok’ programıyla Türkiye’nin kaderini değiştirecek bir çizgiden gelecek daha yüksek oranda bir oy mu kazanacak?

Erdoğan’ı sandıkta yenmek için elinizde olan devrimci programı lütfen unutmayın!

Yeni 'dost' aramayın!


CHP, diğer partilerden farklıdır!

Kitle partisidir ancak ideolojisi vardır ve nettir! Tarihsel süreçte sınanmış ve bugün bir kez daha haklı çıkan programa sahiptir... Darbelerle kapatılmış, liderleri zindana atılmış ve küllerinden yeniden doğmuş kurucudur!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 37. Kurultay’da şu cümleleri kurdu: “Önümüzdeki ilk seçimlerle dostlarımızla beraber iktidar olacağız. Ahlaklı, adaletli, vatandaşını kucaklayan bir siyaset anlayışını Türkiye Cumhuriyeti topraklarına getireceğiz...”

Kemal Kılıçdaroğlu


Peki ya program? Program nerede?

Açalım parti programını okuyalım:

“... CHP... Emperyalizme karşı ulusal başkaldırının öncüsü olan... Kuvayi Milliye, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin oluşumuna dayanak oldu. Müdafaa-i Hukuk ise işgal altındaki Anadolu’da, yerel kimlikten ulusal kimliğe ve ulusal dayanışmaya ulaşmayı, gücünü ulusal iradeye dayandırmayı hedef aldı. Cumhuriyet Halk Partisi; işte bu soylu, ilkeli ve onurlu temelde oluşan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin devamı olarak 9 Eylül 1923’te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kuruldu. CHP’nin tarihsel kimliği, Atatürk devrimlerinin birikimleri ile Altı Ok ilkeleri eşliğinde; Kemal Atatürk’ün ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’, İsmet İnönü’nün, ‘Namuslular da, en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır’ sözleri ile öz ifadesini bulan bu soylu ve erdemli gelenek ile şekillendi.

Programa bakın: “Atatürk Devrimleri ve Altı Ok ilkeleri, emperyalizme, kurulu düzenin yanlışlıklarına, eşitsizliğe, gericiliğe, sömürüye, imtiyazlara başkaldırıdır. Uluslaşma sürecinin, laik Cumhuriyet yapılanmasının, çağdaşlaşma hedefinin, aydınlanma devriminin sürekliliğinin ifadesidir.”

Bugün... ‘Yeni dostlar’ aramanıza gerek yok ki!

1933’te yazılmış bu program kazanmıştır!