Trafik kazaları tüm dünyada sayı olarak artıyor ama nüfus artışı hesaba katılınca nispi olarak azalıyor. Trafik kazaları dâhil, kazalar iki parametreyle izlenir. Birincisine “sıklık” (frequency), ikincisi de “vahamet/ciddiyet” (severity) denir. Kazaların ciddiyet kıstası, ölü ve yaralı sayısıdır.

Yaralanmalar da ağır veya hafif olmalarına göre farklı katsayılarla hesaplara dâhil edilir. Kazaların maddi kayıpları “ciddiyet” ölçümünde ayrıca dikkate alınmaz. Çünkü ölü ve yaralı sayısının yüksek olduğu kazalarda maddi hasar da zaten büyüktür. Şehir içi yollarda kaza sıklığı yüksekken, kazaların ciddiyeti düşüktür. Çoğu şehir içi trafik kazaları, araçlarda sadece gövde hasarı yaratır. Piyasa deyişiyle çamurlukçulara iş çıkartır.

Şehirlerarası yollardaki kazaların ise sıklığı düşük, ciddiyeti yüksektir. Çoğunda can kaybı yaşanır. Bunun en önemli sebebi şehir içi ve dışındaki yollarda araçların seyir hızı farkıdır. Kazaların açık ara en önemli sebebi zaten “hız”dır. Önüne aniden köpek fırlaması, aracın kendiliğinden kontrolden çıkması, fren patlaması ve aks kırılması gibi ileri sürülen sebeplerin yüzde 99’u yalandır.

KAZALAR VE MEDENİYET

Dünyadaki 185 ülkenin trafik kazaları uluslararası kuruluşlar tarafından izlenmektedir. Hava, kara ve denizde yolculuk emniyeti “milyon yolcu kilometrede” yıllık ölü sayısı ile izlenir. Uçak, tren, otobüs, araba, gemi gibi taşıt araçlarının ne kadar güvenliği olduğu ölçülmeye çalışılır. Bu bir hayli yanıltıcı bir göstergedir.

Benim anlamlı bulduğum “yolculuk güvenliği kıstası”,  “100.000 kişide yıllık ölü sayısı”dır. İstatistikler, yolculuk güvenliği ile ülkelerin gelişmişlik (medeniyet) düzeyi arasında kuvvetli bir nedensellik ilişkisi olduğunu göstermektedir. Dünyada yol güvenliği en düşük ülke “100 bin nüfusta yılda 61.9 ölü” ile Zimbabwe’dir. En güvenli ülke “100 bin nüfusta yılda 2.31 ölü” ile İsveç’tir.

Bu sayılar, aynı tanımla Almanya’da 3.23, İngiltere’de 2.42’dir. Türkiye’de ise 8.17’dir. Türkiye 130. sıradadır. Yani ülkemizde yol güvenliği 185 ülkenin yüzde 70’inden daha iyi, yüzde 30’undan daha kötüdür. Bu da 1000 yıllık bir devlet için övünülecek bir sonuç değildir.

MEDENİYET NEDİR

Çeşitli amaçlar için medeniyetin farklı tanımları yapılabilir. Ahlaki açıdan medeniyet “üçüncü şahıs haklarına saygı göstermek” demektir. Bilindiği gibi medeni “şehirli” demektir. Şehir çok sayıda insanın birlikte yaşadığı yerdir.

Şehrin kalabalığında insanlar ister istemez sürtüşür. Trafikte medeni davranış “önce sen geç, sonra ben” demektir. Herkes böyle davranırsa, herkesin “önceliği” korunmuş olur üstelik çatışma çıkmaz. Gayri medeni davranış ise “her şeyde önce ben” demektir.

Medeniyetsizlik, bencillik ve sabırsızlıktır.  Medeniyet trafik güvenliğini artırır, ölümleri azaltır.

Son söz: Bir toplumda herkes, üçüncü şahıstır.