Sevgili okurlarım, bu iktidarın çok önemli bir özelliği olduğunu artık hepimiz biliyoruz...

Ulusal günlerimizde kutlamalara yasak getirmek!

Şimdi bunun en son örneğine tanık oluyoruz. Yasaklar resmen getirilmiyor da, dolaylı yollardan uygulamaya konuluyor.

Yani bu olanları eleştirdiğiniz zaman “Biz ulusal günler için yasak getirmedik ki kardeşim!.. Ortalıkla bir salgın var ve önlem olarak bazı kısıtlamaları yürürlüğe soktuk” diye vaziyeti idare etmeye kalkışacaklardır!

★★★

İçişleri Bakanlığı önceki gün yeni bir genelge yayınladı... Bu genelge, gereğinin yapılması için bütün valiliklerle birlikte ilgili kuruluşlara bildirildi.

Özü aynen şöyle:

“Sağlık Bakanlığı ile Bilim Kurulu’nun tavsiye kararı doğrultusunda, mevsimsel etkiler de göz önünde bulundurularak 2 Ekim 2020 tarihinden itibaren 1 Aralık 2020 gününe kadar sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları, birlikler ve kooperatifler tarafından düzenlenecek bütün etkinlikler yasaklanmıştır. Gerekli önlemlerin alınması...”

★★★

Verilen tarihler çok ilginç!

1 Aralık 2020 tarihine kadar toplantı yasak.

Amaç az veya çok kalabalık kitlelerin eylemlerini korona bahanesiyle sıfırlamak, her türlü kutlama ve anma törenini yasaklamak!

Şimdi birkaç örnek vereyim...

-13 Ekim 1923. Büyük mücadeleler sonrasında Lozan Antlaşması imzalanıyor ve hemen ardından Ankara, yeni devletin başkenti oluyor.

-29 Ekim 1923. Cumhuriyet ilan ediliyor.

-10 Kasım 1938. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk vefat ediyor.

★★★

Şimdi bu genelge sonrasında Ankara’nın başkent oluşunu kutlamak söz konusu olmayacak.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı derseniz, o da yasak. Sadece Anıtkabir ziyaretine giden üst düzey protokol tarafından göstermelik olarak kutlanacak!

10 Kasım günü Atatürk’ün ölüm yıl dönümü. Birkaç kişi bir araya gelip saygı duruşunda bulunamayacak. 

Gördüğünüz gibi kısıtlama tarihleri gerçekten ilginç...

29 Ekim ve 10 Kasım gibi en önemli günlerimize bile salgın bahanesiyle yasaklar getiriliyor.

İşin teknik ve yasal yönüne girmeden belirteyim... Bugün ve önümüzdeki günlerde yapılması gereken baro genel kurulları da bu genelge nedeniyle yasaklandı.

Bu karar iktidarın has adamlığına soyunup devşirilen Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na hükümet tarafından verilen muhteşem bir armağan.

Metin bu karar sayesinde paçayı şimdilik bile olsa kurtarmış oldu!

★★★

Yasakların gerekçesi genelgede “Fiziksel mesafeyi korumanın zor olacağı” gerekçesine dayanıyor!

Oysa Türkiye’de her yer açık.

AVM’ler ve dükkanlar çalışıyor, marketler, kafeler ve restoranlar maşallah arı gibi işliyor.

Büyük caddeler tıklım tıklım insan dolu.

Buralarda her gün yüz binlerce insan birbirinin bir karış yakınında geziniyor, çay kahve içiyor, yemek yiyor.

Korona o ortamlarda yok ama ulusal günlerimizde tehlikeli...

Ve en önemli günlerimizin kutlanması bile bir bakanlık genelgesi ile yasaklanıyor!

Gerçekten iyi bir bahane!


Sevgili okurlarım, son günlerde patlayan Azerbaycan-Ermenistan savaşını izlemeyi sürdürüyoruz.

Bizim medya sürekli aynı haberleri veriyor:

-Ermenistan madara oldu.

-Azerbaycan ordusu büyük zaferler kazanıyor.

-İki bin Ermeni askeri öldürüldü.

-Panik yaşayan Ermeni ordusu kaçıyor.

Böyle olmasını dilerim!

★★★

Ancak bana öyle geliyor ki, gerçek durum bizim medyanın iktidar desteği ile abarttığı gibi değil.

Sıcak haberleri CNN, BBC, El Cezire gibi ciddi yabancı televizyon kuruluşlarının İngilizce yayınlarından sürekli olarak izliyorum.  

Onlar kahramanlık edebiyatı yapmadığından olsa gerek, tarafsız verilen haberlerde iki taraf için de böyle bir zafer veya hezimet durumu yok.

Yabancı gazeteler de öyle...

Ne günlere kaldık, Türkiye’de gazetecilik ne hallere geldi!..

İki ülke arasındaki savaşı bile çarpıtıyoruz.

Hükümetten gelen talimatlar doğrultusunda araya bir sürü yalan ve abartılı haber sokuşturmayı marifet sayıyoruz.