Hatay, üç büyük dinin kesişme noktası.

Şehri gezerken bir tarafta camiyi, yanında kiliseyi, onun yanında da havrayı görebilirsiniz.
Bir tarafta çan, bir tarafta ezan…

İşte geçen hafta bu güzel kentte idim.

Hatay’ın iki dönemdir üst üste seçilen Belediye Başkanı Doç.Dr.Lütfü Savaş ile görüştüm.

Aslında asıl yoğunluğumuz son günlerin Koronavirüs vakaları üzerinde olacaktı. Çünkü Hatay, Suriye’ye yakın olması sebebiyle de nüfusuna oranla en fazla mülteci ağırlayan kentlerden birisi olmasına rağmen Kooronavirüs konusunda şanslı kentlerimizden birisi…

Fakat Belediye Başkanı o kadar şanslı değilmiş.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr. Lütfü Savaş, bizzat bu virüse yakalanmış ama erken önlem alması ve kullandığı ilaçlar, hekim bilgisi nedeniyle ayakta atlatmış…

Başkan bu virüsü görevi nedeniyle gittiği Hollanda ve Almanya’da veya dönüşte geldiği İstanbul’daki toplantılarından birisinde kaptığını sandığını söylüyor Şu ana kadar Hatayp7da sadece iki ölüm vakası görülmüş…



 

İNSANLIK DERSLER ÇIKARMALI

Kendisi de bir sağlıkçı olan Lütfü Savaş, kendisinin de bir sağlıkçı olmasından yola çıkarak Koronavirüs sırasında sağlıkçıların değerinin daha iyi anlaşıldığını belirtiyor ve “Umarım artık sağlıkçılar eski şiddet olaylarıyla gündeme gelmezler. Gerçekten kendilerine minnet borçluyuz” diyor.
Bu arada çok daha önemli bir mesaj veriyor;

“İnsanların gözle göremediği, hayal edemediği bir virüs dünyayı teslim almış durumda, din dil, ırk, etnik köken, siyasetçi, sporcu fark etmiyor herkese aynı muamele yapıyor. Kimseye torpil geçmiyor. Bu virüs bize insanlığımızı hatırlattı, yaşlılarımızı, gençlerimizi, aile mefhumumuzu hatırlattı, iki günlük dünya için bu kadar hırs yapmamamızı hatırlattı...

BİR BEZ PARÇASI DEĞERLİ HALE GELDİ

Artık birçok meslek evden yapılacak, eğitimin şekli değişecek. Ulus devletlerinin yapması gereken iki aşama olacak. Bir; kendi kendine yeten güvenli tarım, ikincisi de ; sağlık sistemini yeniden dizayn etme. Bakın bir ateş ölçer için, bir maske için bazı devletler, bazı devletlerin maske taşıyan uçaklarını indirip el koydurdu, yani bir bez parçası, bir örtü bile o kadar değerli hale geldi. Demek ki her milletin kendine has bir tarım sistemi ve sağlık sistemi kurması ve olağanüstü şartlara hazır olması gerekir…”

Evet bunları tıp doktoru olan bir Belediye Başkanı söylüyor…

Lütfü Savaş, Hatay’da sağlık ve kentsel sorunlarından yanı sıra tarım konularına çok ağırlık veriyor. Çünkü Hatay bir tarım şehri, ekonomisi tarım üzerine dayalı ve Başkan da bu ekonomiye çok hakim.



TARIMIN DEĞERİ ÖN PLANA ÇIKTI

Eskiden her türlü ürünü biz kendimiz yetiştiriyorduk, ayrana milli içecek diyoruz ama ayranı üreten ineği, yediği zamanı ithal ediyoruz ondan sonra ayrana ‘milli içecek’ diyoruz. Birçok ülke tarım ürünlerinin ihracatını durdurdu . Biz buğday üretiyoruz ama protein değeri olan buğdayı fazla üretemiyoruz. Bizim Rusya ya da başka ülkeye buğday ithal etmememiz lazım. Adam satmıyorum deyince senin elindeki paranın hiçbir değeri kalmıyor. Bizi bile Singapur’dan ‘maske alabilir miyiz?’ diye aradılar. Şu an dünyadaki en güçlü ülke ABD görülüyor ama göremedikleri bu mikroba teslim şimdi. 500 kilometre uzaklıktaki hedefi vuracak devlet bir görünmeyen virüsle baş edemiyor şimdi. “

Başkan Savaş, görüşmemizde sık sık katma değerli ürünler ve güvenli tarım üretiminin önemini vurguluyor.

“ Biz defne yaprağı üretiyoruz ancak bu yaprağı bizden alanlar bunun yağını çıkarıp 25 katına satabiliyor. Siz bir lira kazanırken bunu yapan 25 lira kazanıyor” diyerek çarpıcı bir örnek veriyor.

Çünkü Hatay, Mersin’le birlikte Türkiye’de defne üretiminin yüzde 70’ini sağlayan iki kent…

Bir belediye başkanı düşünün ki büyükbaş hayvanlar için bir tırnak kesme makinası yaptırmış olsun...

Konuya bu kadar hakim ve çiftçinin bu kadar içinde yani…

Basit gibi görenler için söyleyeyim, piyasada bir büyükbaş hayvanın tırnağını 150 TL’ye kesiyorlarmış…

Belediye bu makineyi traktörle köy köy dolaştırıyor ve köylüye bedava hizmet veriyor. Kaç tane hayvanı olursa olsun…

100 tane büyükbaş hayvanın tırnağı kesildiği zaman çiftçinin cebinde 15 bin TL kalıyor…

İyi para…

Tabi Hatay’ın en büyük beklentisi 2021 yılında yapılacak olan Uluslararası Hatay EXPO Fuarı… Bu konuda çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Savaş, erteleme ihtimalini gündeme getirmemiz üzerine şöyle diyor:

“Biz de bir söz vardır, ‘Hiç ölmeyecekmiş gibi çalış yarın ölecekmiş gibi ibadet yap.’ Biz 2021’de yapılacak Expo için her türlü hazırlıklarımızı yapıyoruz. Şu an bizim erteleme gibi bir talebimiz yok ancak EXPO yönetimi ileride dünyadaki gelişmelere uygun olarak farklı bir karar alırsa bilemem. Biz hazırlıklarımızı tam gaz sürdürüyoruz ve zamanında yetiştireceğiz…”

Evet… Umarız EXPO ertelenmez… Çünkü Hatay ekonomisi bu EXPO’ya çok bel bağladı…

Nasıl bağlamasın ki…

Bu Fuar sayesinde Hatay, tüm dünyaya sesini daha güçlü biçimde duyurabilir…

Savaşların hüküm sürdüğü bir coğrafyada altın gibi parlamaya devam edebilir…