Böylesi az görülür.

Ender rastlanır.

Aynı kökten gelmişlerdi.

Tarikatları aynıydı.

Şeyhleri tek.

Davaları ortaktı.

Dünya görüşleri bir.

Aynı partidendiler.

Aynı siyasi damardan.

20 yıl önce bir ve beraber, et ve tırnak gibiydiler. Politika yapıyorlardı. Yeniydiler. Denenmemişlerdi. Halkın karşısına yeni bir ruhla, yeni bir inançla ve yeni bir söylemle çıkmışlardı. Meydanlarda derya kalabalıkların önünde kendilerini ifade edebilmek için Mevlana’dan bir şiir bulmuşlar o şiiri okuyorlardı:

Cömertlikte,

Akar su gibi ol.

Kusur, kabahat örtmede,

Gece gibi ol.

Şefkat ve merhamete,

Güneş gibi ol.

Şiddette, hiddette

Ölmüş yılan gibi ol.

Alçak gönüllülükte,

Toprak gibi ol.

Hoşgörüde,

Deniz gibi ol.

Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.

★★★

Eski Adalet Bakanı Şevket Kazan, hayata gözlerini yumdu. Rahmetlinin cenazesinde 20 yıl önce Mevlana’nın şiirinde önerdiği gibi olacakları sözü verenler bir araya gelip saf tuttular. Eski ve yeni Cumhurbaşkanları, eski başbakanlar, eski ve yeni bakanlar, eski ve yeni belediye başkanları, eski ve yeni parti üst kadroları birbirine selam bile vermediler.

Ne güneş gibiydiler.

Ne gece gibi...

Ne ölü yılan...

Ne deniz gibi...

Birbirlerini “düşman gözlerle” görür olmuşlardı. Beşe parçalanmıştılar. Erdoğancılar, Gülcüler, Devacılar, Gelecekçiler. Gizli Fetullahçılar.

★★★

Cenaze namazında Erdoğancılar, Gülcülere “İhanet içinde” gözüyle bakıyor, Davutoğlu tarafına geçmiş olanlar Erdoğancıları “şer odakları” diye görüyor, Devacılar Erdoğancılara “fırsatçı”,  Erdoğancılar Gelecekçilere “dolandırıcılar” ve eski Fetullahçılar da hepsini birden “nankör, kadir kıymet bilmez” gözüyle görüyorlardı.

Nereden mi biliyorum?

Açıkça söylüyorlar.

Her gün konuşmalarına bakın: “Hain- fırsatçı- satılmış- uşak- terörist- darbeci- şer odağı- fesat yuvası- hadsiz- sen kimsin” sıfatlarını kullanmadan cümle kuramıyorlar.

★★★

20 yıl ne kadar hızlı geçti. 20 yıl boyunca: Hem liberal oldular hem muhafazakar. Hem Avrupa öykünmecisi oldular hem Arap taklitçisi. Hem ABD hayranı hem Rusya’ya dümen kırıcı. Hem ılımlı İslamcı hem muhafazakar demokrat. Hem Avrupa Birliği’ne “Evet”ci hem mutlak “tek adamcı”... Hem serbest piyasacı hem garip gurabacı. Hem adil düzenci hem Kopenhangcı. Hem baskıya karşı özgürlükçü hem medya tekeli yaratıcısı.

★★★

Özetle!

“Daldır çıkar ne buldularsa onu oldular” ve sonunda “birbirlerine düşman” oldular. Ne göründükleri gibi oldular, ne oldukları gibi göründüler.