Al gözüm seyreyle.

Yine aynı hikaye.

Vidalı kafa bu kez Kızılay’ın tepesinde görüldü. Canımız, ciğerimiz Kızılay, savaşta şehidin yanında dursun, gazinin yarasını sarsın. Sel basınca boğulana, orman yanınca kavrulana, deprem olunca evi başına yıkılana ilk eli uzatan Kızılay olsun diye kuruldu.

Kızılay!

Vergi kaçırıcı yapıldı.

Kibarlaştırdılar.

“Vergiden kaçınma” dediler.

Vergi kaçırmanın hapse girme cezası var, “vergiden kaçınma” kitabına uydurarak devletin vergisini gasp etmek ve cezası yok. Yap Torunların şirketinden Kızılay’a 8 milyon dolar “şartlı” bağış; ENSAR Vakıf yurdu dikilsin.

8 milyonu matrahtan düş.

Yani ENSAR’ın öğrenci yurdunu devlete ödenmesi gereken vergilerden yap ama halka “Bak ne kadar Allah korkusu, Muhammed sevgisi taşıyan bir Vakıf, görüyor musunuz çocuklara yurt yapıyor” diye kendini, partini, iktidarını, liderini parlat.

Kızılay parlatma cilası!

★★★

21 yıl önce 1999 yılında büyük deprem olduğunda Torunlar, İstanbul’da pirinç-mercimek-fasulye toptancılığı yapan kendi halinde orta boy bir esnaf şirketiydi. Şirketin kurucu sahibi, Tayyip Erdoğan’ın İmam Hatip’ten okul arkadaşıydı. 1999 büyük depremi olunca tıpkı bugün Elazığ depremi sonrası dile getirildiği gibi “İstanbul’da deprem olursa ilk şok anında mezarlıklardan başka toplanma yeri bulamayız” yakınması yapılıyordu.

İktidar değişti.

AKP iktidar oldu.

Ali Sami Yen Stadı Mecidiyeköy’de 34 bin metrekare bir alana kuruluydu. Arazi Hazine’nin (Devletin) stat GS’nin.  GS’ye Seyrantepe’de yeni stat yapsın diye devlet arazi verdi. Mecidiyeköy’deki stadın yeri ise “depremin ilk şok anında Şişli, Beşiktaş, Sarıyer, Kağıthane, Beyoğlu’nda evleri yıkılan insanların toplanma alanı” olabilirdi.

Böyle olsun istendi.

★★★

Olmadı.

Vidalı kafa harekete geçti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne vücut çalımı atıldı; imar yetkisi ondan alındı. Ankara’da Başbakan’a bağlı TOKİ’ye verildi. TOKİ, Mecidiyeköy’deki Hazine arazisini “kupon arsa” değerine ulaştıracak “imar değişikliği” yaptı; emsal bir misli yükseltildi, plana “kot seviyesi altı emsale dahil değildir” notu eklendi. Böylece 34 bin metrekare arazi üzerinde üç kule halinde gökyüzünü yırtan 108 bin metrekare inşaat yapma hakkı kazandırıldı. O sırada bir kasa-bir masa- bir keser “yap-sat müteahhidi” olan Yaşar Aşçıoğlu’na
“hasılat paylaşımı” yani halk deyimiyle “kat karşılığı” olarak verildi. Bölge İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurdu. Yaşar Aşçıoğlu, korktu yanına iki yeni ortak buldu, planda bir virgülün yeri değişti. Aynı idare mahkemesi bu kez aynı planı temize çıkardı. İşte 3 ortaktan biri ve en büyüğü pirinç-mercimek-fasulye toptancılığından gelme Torunlar diğeri Dünya Göz Hastanesi sahibi Kapıcıoğlu idi.

Yürü kulum!

Torunlar yürüdü.

3 kule dikildi.

Kupon araziler üzerinde gökyüzünü yırtan kuleler diken Torunlar GYO oldular. Ankara’da da Belediye’nin şirketi Başkent Gaz’ı da aldılar. Ve Kızılay’ı “vergiden kaçınma aracı ve vidalı kafayı parlatma cilası haline getirecek” 8 milyon dolar “şartlı bağışı” ENSAR’ a pompaladılar.

★★★

Al gözüm seyreyle.

Hep aynı hikaye.

Hep aynı vidalı kafa.

Tarikat bizdendir.

Cemaat ümmettir.

Din siyasettir.

Parti dindir.

Sakal sünnettir.

Badem bıyık şefkattir.

Türban sevgidir.

Devletin bütün kurumlarına olduğu gibi Kızılay’a da bu kafa vidalandı. Uyanın.