Kadıköy’ün en ihmal edilmiş semti Fikirtepe’de bugünlerde bayram havası var.

O bölgede yaşayan birçok okurumdan mesaj aldım. Mealen şöyle diyorlar:

“Sizin 16 Kasım 2020 tarihinde ‘İmdaat! Ölmek istemiyoruz’ başlıklı köşe yazınız hayatımızı kurtardı. Sağ olun, var olun...

En ufak bir depremde evlerimiz yıkılacak haldeydi. Uzun yıllardır hiç kimse bizimle ilgilenmiyordu...

Hele Kadıköy Belediyesi suratımıza bile bakmıyor, bizlere ‘üvey evlat muamelesi’ yapıyordu. Seçim zamanı bizden oy isteyen Belediye bugüne kadar bizim hiçbir hakkımızı korumadı.

Fakat sonunda uyandık! Artık buna göre davranacağız.”

★★★

Okurlar şu mealde devam ediyorlar:

“Sizin, Fikirtepe’nin dramını dile getiren yazınızdan birkaç gün sonra bir mucize oldu.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum geldi. Bölge tarihinde ilk defa böyle bir şey oluyor.

Fikirtepe’deki bir otelde ‘Kentsel Dönüşüm’ için hak sahiplerinin temsilcileriyle buluşan Şehircilik Bakanı Kurum, “Devletimiz elini taşın altına koydu. Bakanlık olarak TOKİ ve Emlak Konut eliyle inşaatların yapım sürecine giriyoruz. Fikirtepe bir şehircilik başarısı olacak” dedi.

“Yıllardır ilk defa yüzümüz güldü. Bizleri ölümden kurtaracak olan devletimize şükran duyuyoruz.”

Fikirtepeliler özetle böyle diyorlar. Yazılan mektuplar çok uzun...

9 yıldır kangren haline gelen sorun böylece çözüme kavuşmuş görünüyor.

Demek ki, istenirse oluyormuş!

Fikirtepe’nin hazin öyküsü


Ülkemizde Fikirtepe semti durumunda olan birçok bölge var.

İnsanlar gidecek başka yerleri olmadığı için çürük- çarık evlerde kelle koltukta oturuyorlar. Devletin Fikirtepe’de olduğu gibi bunlara da el atması lazım.

Bir okurum şöyle yazıyor:

“Ben Fikirtepe’de doğdum. Çocukluğum, gençliğim, 40 yılım, rahmetli babamın 3 katlı, sobalı evinde geçti.

Çocukluğumda yıllarca çeşmelerden evimize bidonla su taşıdık. Yıllarımız yoksulluk ve sefalet içinde geçti.

Zengin Kadıköy’ün göbeğinde ilkel ve hazin bir hayat yaşadık. Yağmuru hiç sevmiyorduk. Her yağmur yağışında ayakkabılarımız, çoraplarımız balçığa saplanmış gibi oluyordu.

Bizim evlerin tapularında ‘ARSA’ ibaresi vardır. Oysa tüm arsalar ikişer, üçer, dörder katlı evlerle doludur ve on binlerce insan yaşamaktadır.

Fikirtepe’ye yapı izni verilmediği için mahallemiz, yakınındaki bir Göztepe gibi olamadı. Bunun sorumlusu, Fikirtepe halkının sorunlarını görmezden gelen (başta Kadıköy Belediyesi olmak üzere) gelmiş geçmiş tüm iktidarlardır.

Eğer istenseydi, Fikirtepe’nin kaderi yıllar önce değişebilirdi.

İşte Kadıköy Fikirtepe’nin özetlenmiş kısa öyküsü böyledir. Şimdi umutlarımız yeşerdi. İnşallah hayal kırıklığına uğramayız!”

TEBESSÜM

İşler nasıl yürüyor?


Bir tarihte belediye meclislerinden birinin kapısı bozulmuş...

Kapının tamir olması için marangoz çağırmak gerek. Gelenek olduğu için iki marangoz çağırıp ihaleyi açmışlar. Konu ile ilgilenen müdür, gelen birinci marangoza sormuş:

“Bu kapıyı kaça yaparsın?”

Birinci marangoz:

“Bin liraya yaparım” demiş. Müdür, ikinci marangoza dönmüş:

“Sen kaça yaparsın?”

“3 bin liraya yaparım” demiş ikinci marangoz. Müdür şaşırmış:

“Nasıl yani? İlk gelen marangoz bin liraya yapıyor da, sen nasıl 3 bin lira diyorsun?”

“Sayın müdürüm” demiş ikinci marangoz... “Bin lira ben alacağım, bin lira siz alacaksınız. Bin lira da o marangoza verip kapıyı yaptıracağız.”

... Ve işi ikinci marangoz almış!

GÜNÜN SÖZÜ


Bu dünyada elma çalarsan hırsız, devlet çalarsan kral diyorlar!