Akdeniz’de, Ege’de ilginç gelişmeler oluyor. Daha önce duyulmayan denizcilik terimlerini duyuyoruz, karşılıklı sert açıklamalara tanık oluyoruz. Başını Yunanistan’ın, Fransa’nın çektiği ülkeler yeni oyunlar peşinde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Kıta sahanlığımızda haydutluğa asla boyun eğmeyeceğiz. Yaptırım ve tehdit dili karşısında geri adım atmayacağız. Mavi Vatan’ı aynı kararlılıkla koruyacağız” diyor.

Ancak, Yunanistan ve Fransa, Türk Kıta Sahanlığı’nda yani Mavi Vatan’da, haydutluk yapmaktan da geri durmuyor. Bu gerilim Yunanistan’ın 6 Ağustos 2020’de Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Anlaşması imzalamasıyla başladı. Yunanistan ile Mısır arasındaki MEB sınırını gösteren haritaları incelediğimizde Türk Kıta Sahanlığı içinde yer aldığını görüyoruz. Ayrıca Yunanistan, 2004 yılında işgal ettiği Dionisades ve Koufonisi adalarının kıta sahanlığını da kendi deniz sınırları içine kattı. Dışişleri Bakanlığımız, Yunanistan’ın Mısır ile yaptığı MEB Anlaşmasını “yok hükmünde” olduğunu açıkladı.

KARŞILIKLI YAYINLAR

Yunanistan, Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge tezlerini işgal ettiği Türk adaları ile Girit Adası ve 12 ada grubunda yer alan Çoban, Kerpe, Rodos ve Meis adalarına dayandırıyor. Ancak, 12 adanın Yunanistan’a devrini öngören 1947 Paris Antlaşması, 1923 Lozan Antlaşması’nı şekil ve esas bakımından ihlal ettiği, bu nedenle uluslararası hukuk kurallarına dayanarak Yunanistan’ın 12 ada üzerinde egemenlik hakkının olmadığı gündeme getiriliyor.

Yunanistan’ın, Mısır ile MEB Sınırı Anlaşması imzalaması üzerine Türkiye, 10 Ağustos 2020’de 1024/20 numaralı NAVTEX yayınlayarak Türk Araştırma gemilerinin sismik çalışma yapacağı sahaların coğrafi koordinatlarını bildirdi. Sismik çalışma sahaları, Birleşmiş Milletler’e (BM) deklare edilen ve BM Genel Sekreterliği tarafından yayımlanan Türk Kıta Sahanlığı’nın içinde yer alıyor. Yunanistan aynı gün 455/20 numaralı karşı NAVTEX yayınlayarak, Türkiye’nin yayınladığı NAVTEX’in geçersiz olduğunu iddia etti ve Türkiye’nin NAVTEX duyurusuna uyulmamasını istedi.

Türkiye aynı gün ve yeniden 1026/20 numaralı NAVTEX yayınlayarak, Türk bayraklı gemilerin Türk Kıta Sahanlığı’nda uluslararası hukuka uygun olarak sismik çalışma icra ettiğini belirtti ve Yunanistan’ın yayınladığı 455/20 numaralı NAVTEX mesajının geçersiz olduğunu duyurdu.

İHLAL EDİYORLAR

Fransız savaş gemisi ve uçakları, Türkiye’nin NAVTEX ilan ettiği ve sismik araştırma yaptığı bölgede, Yunan savaş gemileri ile birlikte 13 Ağustos 2020’de ortak Deniz Tatbikatı yaptı. Tatbikat haberleri ve fotoğrafları Yunan Genelkurmay Başkanlığı Resmi İnternet Sitesi’nde yayımlandı.

Tatbikat öncesinde duyuru yapmayan Yunanistan ve Fransa, Doğu Akdeniz’deki seyir güvenliği ile uçuş güvenliğini tehlikeye attı. Bu durumu Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekteri emekli kurmay Albay Ümit Yalım bize şöyle anlattı:

“6 Ağustos 2020’de ilan edilen Sözde Yunan Kıta Sahanlığı yerine Türk Kıta Sahanlığı ve NAVTEX ilan ettiğimiz bölgede Askeri Tatbikat yapan Yunanistan ve Fransa, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile uluslararası hukuku ihlal ederek haydutluk yaptı. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS) hükümleri, Sahildar Devletin Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı’nda, diğer devletlerin Askeri Tatbikat ya da Manevra yapmasına, silah veya patlayıcı madde kullanmasına  izin vermiyor.”

İŞTE BU YÜZDEN

Somut örnek, 13 Ağustos 2020’de, Türk Kıta Sahanlığı’nda askeri tatbikat yapan Yunanistan ve Fransa, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ile uluslararası hukuku ve Türkiye’nin egemenlik haklarını ihlal ettiğini de ortaya koyuyor. Bu durum “Haydutluk” olarak değerlendiriliyor. Ümit Yalım da “Malezya bile MEB ve Kıta Sahanlığı’nda, diğer devletlerin askeri tatbikat yapmasına izin vermezken, Yunanistan ve Fransa’nın, Türk Kıta Sahanlığı’nda askeri tatbikat yapmasına seyirci kalınması kabul edilemez” diyor.

Türkiye, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf değildir ancak egemenlik haklarına sahip çıkmalıdır. Sözleşmeye taraf olan ve sözleşme hükümlerinde izin verilmediği halde Türk Kıta Sahanlığı’nda askeri tatbikat yapan Yunanistan ve Fransa’nın bu tutumuna sessiz kalınmamalı. Doğu Akdeniz Türk Kıta Sahanlığı’nda diğer devletlerin askeri tatbikat ve atış yapmasına izin verilmemeli.