İletişim dünyasının Oscar’ı kabul edilen ve Amerikan Siyasi Danışmanlar Derneği (AAPC) tarafından “En Orijinal Malzeme” dalında verilen Pollie Ödülü-2019, filenin oldu.

İçini doldurmanın dert olduğu “filenin” simgesel değeri artıyor!

Alışverişlerde naylon poşetlerin ücretlendirildiği bir dönemde, aradan sıyrılan file çevreci bir seçenek olarak karşımızda duruyordu...

★★★

File, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in seçim kampanyasında kullanılmıştı. Kampanyasının yürütücüsü Element Strateji Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Gülfem Saydan Sanver’di...

1.600 üyesi olan ve 1969 yılında Washington’da kurulan AAPC’de 2019 yılı ödüllerini, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kampanyasını yürüten Öykü Ajans Başkanı Necati Özkan topladı.

Biri altın olmak üzere 5 ödülü birden ülkesine getirdi...

★★★

Siyasal danışmanlar koronavirüs günlerinde ağır sıklete çıkıyorlar.

2020-2021 ödülleri olur mu, bilemem; bugün virüsle mücadelede başarılı görülen ülkelerin henüz hikayesinin sonunu görmedik.

Türkiye’de füze hızıyla artan vaka sayısı, karar vericilerin reklamını kaldırmayacak kadar vahim...

★★★

Sanver; Pollie Ödülü’nü Türkiye’ye ilk kez 2014 yılında getirmişti.

O yıl, CHP’li Başkan Şükrü Genç’in Sarıyer Belediye Başkanlığı kampanyasında kullandığı malzeme “gazeteydi”...

Bugün ülkemiz için gazetenin de, en az “file” kadar simgesel önemi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz...

Ekmek ve özgürlük...

★★★

Seçimlerde kampanyalarının püf noktasını şöyle anlatıyor Sanver:

Kızgınlığı öngörmek ve pozitif bir yaklaşımla ulaşmak/örgütlemek çok önemli. Son dönem dünyada tüm seçim dinamiklerini değiştiren de bu kızgın seçmenleri motive edebilen liderler.

Siyasi kampanyalarının en temel noktasının saha çalışmaları olduğunu söyleyen Sanver, dijitalleşen-temassız korona sürecinde bile, seçmenin “coşkuyu” görmek isteyeceğini vurguluyor...

★★★

Coşku işi bana biraz riskli geliyor.

Türkiye gibi bilimsel gerçeklikle mesafelenen ülkeler coşku selinde boğulabilir.

Sanver “kampanya başarısı” açısından bakıyor ve “Önümüzdeki dönem, “post-korona” (korona sonrası), seçim kampanyalarında da farklılıklara yol açacak... Buluşmalar dijitale taşınacak. Dijital üzerinde liderler bu yakınlığı nasıl yakalayacak göreceğiz. ABD ön seçimlerini, sadece reklam vs. ile bu coşkunun yaratılamayacağını gösterdi” diye de ekliyor...

★★★

Kimi uzmanlar Covid-19 dönemini; bazılarının daha “korku odaklı” yaşayacağını, bazılarının ise öğrenme, hatta bazen “büyüme alanı” olarak yaşayabileceğini düşünüyorlar.

Sanver ifade edilen “büyüme alanı” kimlere kısmet olur, sorumu şöyle yanıtlıyor:

Kişinin kendisini duygusal olarak mutlu halde tutmaya çalıştığı, umut yaydığı, değişimlere adapte olmanın yollarını bulduğu, ihtiyacı olanlara hizmet edecek becerilerini kullandığı ve geleceğe odaklandığı dönemi büyüme alanı olarak tanımlayabiliriz.”

★★★

Sanver’in “Hükümetler, insanların gelecek kaygılarını giderecek yol haritası çizmeli. Şu an örneğin Kuzey Avrupa ülkelerinde, Almanya’da yapılan bu: Sağlık savaşı ile eş güdümlü olarak halkın kişisel ekonomik refahını düşünmek...” sözleri, “gelişmiş ülke” kavramı ile örtüşüyor.

★★★

Korona karşısında alınan tavrın, satın alma tercihlerine etkisinin yüzde 65 olduğunu ortaya koyan ABD’deki bir araştırmaya atıf yapan Sanver, bu dönemi “Aksiyon Alma Dönemi” diye tanımlıyor ve ekliyor:

Liderler için bu dönem, farklarını gösterebilmek ve ortaya koydukları çözümlerin tek alternatif olduğunu ispat edebilmek için çok önemli.

Hayırlısıyla bir yarına çıkalım da...