Atatürk’ün, “Gözlerimizi dünyaya kapayıp, ülkemizi bir çember içine alıp, dünyayla ilgilenmeden yalnız yaşayamayız. Yükselmiş, ilerlemiş, medeniyet düzeyi üzerinde yaşam ancak ilim ve fenle olur” tespitindeki haklılığını, 98 yıl sonra koronavirüs kanıtladı. Dünya, yaşamla ölüm arasındaki ince sınırdayken, Türkiye’nin adı yeni tip virüs için aşı çalışmalarında hiç geçmiyor. “Aşı” kelimesi önce Amerika, Çin, Almanya gibi ülkelerle zihninizde eşleşiyorsa, bu Türk bilim insanlarının yetersizliğiyle değil ülkenin bilim ve teknolojide geriye gidişiyle ilişkilendirilebilir.

59 YILDA NE OLDU?

Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik eğitim çabası hep vardı. SSCB, Sputnik’i 1957’de uzaya fırlatınca, kendince uzay denemeleri yapan ABD yeni bir sürece girdi. Yeni buluş ve patentler almak için ileri düzey fizik, matematik, kimya, biyoloji dersleri veren ABD ilk fen lisesini 1960’ta kurdu. ABD’den 1 yıl sonra Türkiye, eğitimde bilimsellik hamlesi yaptı. Matematikçi Eugene Northrop öncülüğünde önce 1961’de TÜBİTAK ve Ankara Fen Lisesi kurdu. Tıptan, mühendisliğe evrensel Türk bilim insanları yetiştirildi. Bilim yolculuğumuzda 59 yılda ne değişti?

DAHİLERE İLAHİYATÇI MÜDÜR

Bilimsel eğitimin kalesi fen liselerinde, 3 yıl öncesine kadar yapıyı bozacak bir değişim olmadı. İleri düzey fizik, kimya, biyoloji, matematik eğitimi için bu okulların müdür ve öğretmenleri de bu bölüm mezunu şartlarıyla sınavla, en yüksek puanlılardan atanıyordu. 2017’de branş şartı kalsa da, sınav kaldırıldı. Branş şartı da, neye hizmet ettiği aşikar proje okulları sistemiyle delindi. Resimci, müzikçi, edebiyatçı ve ilahiyatçılar sınavsız-puansız müdür atandı. Fen liselerindeki yeni tip müdürler sınavsız puansız istediği öğretmeni aldı. Müdürler, öğretmenler “Bir tek sen varsın” atamalarıyla sınavdan yırttı. Şimdi, LGS’de 1,2 milyon adayı tek soru bile kaçırmadan eleyerek, yüzde 1’le fen lisesi kazanan öğrencinin dersine giriyor.

İMAMSIZ İLMİ FEN LİSESİ

İktidar, 18 yılda fen liselerini 5 kat artışla 61’den 310’a, öğrenci sayısını 9 kat artışla 13 binden 122 bine çıkarmıştı. Ama niteliksiz atamalarla okullar, dahi öğrencilerin gerisinde kaldı. Fen liseleri buna rağmen yüzde 46,2 oranıyla tüm liseler içinde en çok tercih edilendi. Haftalık 40 saat ders veriliyor. Dersin 6’şar saati ileri seviyede fen lisesi matematiği, 4’er saati yine Fen Lisesi Fizik, Kimya, Biyoloji, 3 saat Fen Tarihi ve 2 saat Matematik Tarihi, 2 saat Astronomi ve Uzay Bilimleri dersleri zorunlu ders. Din Kültürü ve İslam Bilimleri dersi de her hafta 4 saat zorunlu veriliyor. Bilim insanında olması gerektiği gibi 2 lisan da öğrenip, mezun oluyorlar.

İMAM MAKYAJLI FEN LİSESİ

Harvard gibi dünyanın en iyi üniversitelerden davet alıp, daha iyi bilimsel eğitim için yurtdışına gidiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, iktidarın göz bebeği hep imam hatiplerdi. AKP seçildiğinde 452 İHL’de 97 bin 489 öğrenci vardı. İmam hatipleri 5.2 kat katlayıp 1623’e, öğrencisi sayısını da 498 bine çıkardı. 3 bin 394 imam hatip ortaokulu açıp 761 bin 785 çocuk kaydetti. Yine de sorun vardı. İHO mezunları bile üniversite sınavında dökülen İHL’ne gitmiyordu. İmam hatiplere makyaj yapılıp, İmam Hatip Fen Liseleri açıldı. İmamsız fen lisesine LGS’de tek yanlış yapan giremezken, İmamlı Fen Lisesine 1.2 milyon öğrencinin yarıştığı LGS’de matematik bilmeyen 1 milyonuncu öğrenci de girdi.

BİLİMİ DEFNETTİLER

Müfredat açıklanınca, takke düştü kel göründü. Kur’an ve Arapça haftada 10 saat,  matematik 5 saat ve fizik, kimya ve biyoloji 2’şer saat olan İmam Hatip Fen’de fizik, kimya, biyoloji hatta matematik bile seçmeli dersti. Fen tarihi ve matematik tarihi dersleri hiç yoktu. Fen lisesi görünümlü imam hatiplerde Kur’an, Arapça, Dini Bilgiler, Siyer, Fıkıh, Tefsir, Dinler Tarihi, Hadis, Kelam, Hitabet, İslam Medeniyeti gibi dersler zorunlu veriliyor. Öğrenci sayısını arttırma kurnazlığı, buluş sayısını arttırmadı. Çocuklar, ‘İmanlı fasulyeler büyür’ gibi 3-5 buluş yaptı. Şimdi de fen dersleri almadan, fen lisesi diploması alacak. Okunup üflenmiş yeni tip bilim insanlarından, Kovit 19’la mücadelede bu dünyada bir icat çıkarmasını beklenmiyor. Hiç olmazsa öbür dünyaya definde çığır açacaklardır.