İktisatçı ve planlamacı Rahmi Aşkın Türeli, CHP’nin öne çıkan ekonomi kurmayları arasında bulunuyor. Ekonomik krizden nasıl çıkılabileceğinin ön hazırlığını yapan ekibin içinde de yer alan Türeli, “Türkiye adeta açık denizde pusulasız kalan ve oradan oraya savrulan bir gemi gibi” dedi. Türeli, Devlet Planlama Teşkilatı’ndan gelen deneyimi ve İzmir milletvekili olduğu süreçteki siyasi tecrübesini de birleştirerek, ekonomi için çözüm reçetesini ve çalışmalarını SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı:

DAHA DA YÜKSELECEK: Fiyatlarda ciddi bir yükseliş eğilimi var. TÜİK’in rakamları bunu yansıtmıyor. Vatandaşımız çarşıya pazara gittiği zaman gerçek enflasyonu görüyor. Üreticinin maliyetlerinde de tüketici fiyatlarından çok daha yüksek bir artış var. Bu artış fiyatlara henüz yansımadı. Önümüzdeki dönemde fiyatlar daha da artacak.

BÜYÜK HATA: Faizlerin düşürülmesi çok büyük bir hatadır. Zaten enflasyonun altında belirlenen faizlerle kimse TL’ye yatırım yapmıyordu. Tasarrufu olan dövize, altına, gayrimenkule yatırdı. Döviz kurları daha da yükselecek ve enflasyon artacak. Türkiye kur, enflasyon, faiz sarmalına girdi. Bu bir kısır döngü. Bu yaşananların altında “Faiz enflasyonun nedenidir” gibi iktisat teorisinde yeri olmayan yaklaşım var. Bu yaklaşım Merkez Bankası’na dayatıldı. Bürokrasi “Bu hatalı bir karar, bunu dinlemeyiz” diyemez, derse anında görevden alınır. Nitekim 2019 Temmuz ayından bu yana 26 aylık dönemde 4 yıl için atanan üç Merkez Bankası Başkanı da Cumhurbaşkanı tarafından görevden alındı. TÜİK son 5 yıl içinde 5 başkan değiştirdi.

Lale Devri yaşanıyor


“AKP iktidarları döneminde yurtdışından gelen paralar Türkiye’nin üretimini ve ihracatını arttıracak yatırımlara yönlendirilmedi. İnsan kaynağını geliştirecek yatırımlar yapılmadı. Müthiş bir israf da var. Bu ülkede yaşayan milyonlarca insan bu yanlış politikaların altında ezilip fakirleşirken, bir avuç yandaşın kendilerine aktarılan kaynaklarla aşırı zenginleştiği ve Lale Devri yaşadığını görüyoruz.”

Yolsuzluk yapanlar bedelini en ağır şekilde ödeyecekler


“Biz ülkeyi ortak akılla yöneteceğiz. Bir kişi ya da bir grubun neyin doğru olduğuna ve nasıl yapılacağına, karar verdiği değil, ortak aklın egemen olduğu katılımcı ve çoğulcu bir demokrasiyi inşa edeceğiz. Türkiye’yi yeniden kalkınma rotasına sokacak bir vizyon ve stratejilere ihtiyaç var. Ülke kaynaklarını doğru, yerinde ve kalkınma amaçlarımızla uyum içinde kullanacağız. Planlamayı yeniden etkin hale getirip, Stratejik Planlama Örgütü kuracağız. Ülkemizi yeniden yatırım ve üretim yapan, milli gelirini arttıran, istihdam yaratan bir ülke haline getireceğiz. Adaletli bir bölüşüm ile gelir dağılımını düzeltip, yoksulluğu ortadan kaldıracağız. Ülke kaynaklarının kullanımında suistimal ve yolsuzluklar hiçbir şekilde kabul edilemez. Bunu yapanlar bedelini en ağır biçimde ödemelidir ve ödeyecek.”