CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Genel Merkezi önünde gerçekleştirdiği basın toplantısında kadın ev emekçilerinin sorunlarını gündeme getirdi. Ev emekçisi kadınların da katıldığı basın toplantısında Ağbaba, sayıları bir milyonu bulan ev emekçilerinin kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırıldığını ve salgın döneminde açlığa terk edildiğini söyledi.

 “ÜLKEYİ YÖNETENLER ADETA MAFYA OLMUŞ, ÇETE OLMUŞ DURUMDA”

Ağbaba şunları söyledi:

* Türkiye bugünlerde bir kanalizasyon patlamış gibi her tarafa kokular yayıyor. Ülkeyi yönetenler adeta mafya ağzıyla konuşuyor. Ülkeyi yönetenler muhalefet liderlerini tehdit ediyor. Bir mafya dili egemen olmuş.

* Başına daha neler gelecek diye tehditler ortada. Bir tarafta içişleri bakanı diğer tarafta eski başbakanla ilgili çeşitli iddialar var. Bu iddialara cevap vermek yerine Recep Tayyip Erdoğan, Meral Akşener’i, Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit ediyor.

* Ama kendi partisiyle ilgili iddialara sesi çıkmıyor. AKP Sözcüsü ‘bizi ilgilendirmez’ diyor. Televizyonların karşısına çıkmış yüzün kızarmadan konuşuyorsun. Senin döneminde mitingler yapıldı, çakarlar verildi, koruma verildi. Dün sahip çıktığın ortağın cezaevinde ziyaret etti.

* Alaaddin Çakıcı’ya kim özel af getirdi. Bir mafya ağzı hâkim durumunda. İçişleri Bakanı ‘bir siyasetçi 10 bin dolar maaş alıyor’ diyor. Hangi milletvekiliyse çık açıkla. AKP sözcüsü diyor ki savcılığa versin.

* İçişleri Bakanlığı savcılığa versin. Siyaset kurumu özellikle ülkeyi yönetenler adeta mafya olmuş, çete olmuş durumda. Ülkenin onlarca sorunu var. İşsizlik var, yoksulluk var ama konuşulanlara bak.

"İNTİHAR EDEN ESNAFLARIN HAKLARI SANA HELAL Mİ?"

* Erdoğan grup konuşmasında ‘Salgının başladığı günden bu yana 661 milyar liralık bir kaynakla milletimizin yanında olduğumuzu gösterdik’ diyor. Sürekli verdik verdik diyorlar ama Türkiye dünya ülkeleri arasında halkına en az nakdi destek veren ülkeler arasında. ‘Müjde’ diye esnafa verdiğiniz

* 3- 5 bin TL’lik sadaka bu insanların bir aylık kirasını dahi karşılamıyorken, adı sanı bilinmeyen 20’ye yakın vergiyi karşılamıyorken, yatıramadığı sigorta primini ödeyemiyorken, insanların ekmek teknesini kapattığın halde kapatmadığın icra dairelerinin gönderdiği icra borçlarını karşılamıyorken, geri kalan 14 ayı yok sayıp 3- 5 bin TL ile helalleşeceğini mi sanıyorsun?

* Sen esnafla dalga geçiyorsun, işçi emekçi ile dalga geçiyorsun, çiftçi ile dalga geçiyorsun. Geçinemediği için yaşamına son veren insanların geride bıraktıkları evlatları eşleri aileleri ile dalga geçiyorsun. Tarlada kalan ürününü çöpe döken, traktörüne haciz gelen çiftçi ile dalga geçiyorsun. Sor bakalım onların hakkı sana helal mi?”

“3-5 BİN TL’LİK YARDIM, ESNAFIN ANCAK MEZARINA TAŞ DİKMEYE YARAR!”

* Biz ‘hükümet olarak sizi aç bıraktık, borca soktuk, iflasınıza neden olduk, al şu 3-5 TL’yi de gel helalleşelim’ diyorsun. Herhalde helalliği sadece son 4 ayda içeride dışarıda 67,5 milyar TL ödeme yaptığın faiz lobileri ile 10,3 milyar TL para aktardığın 5’li çeteden istiyorsun.

* Daha iki günce Antalya’da 24 yaşındaki işsiz bir gencimiz  'iki elim yakanızda Recep Tayyip Erdoğan' notu ile intihar etti. Geçinemediği için yaşamına son veren kokoreççinin ailesine, İzmir’de kapalı olan kahvehanesinde intihar eden kahve esnafının ailesine bir sor bakalım, sana hakkını helal ediyor mu?

* Sadece bu yılın ilk 4 ayında 36 bin esnaf kepenk kapattı. En az 60 esnaf hayatına son verdi. Ülkenin asıl gerçeği bizim insanlarımız işsizliği, açlığın pençesinde her gün verdikleri hayatta kalma mücadelesi. Yurt dışından gelecek 3-5 dolar için kendi insanımızın işi, aşı, geleceği yok sayılıyor.

* AKP iktidarı esnafın, işçinin, çiftçinin cenaze namazını kıldı. Halk arasında bir söz vardır: 'Ölü aşı neylesin, kabir taşı neylesin' Esnafı yârdan ittirdin cenazesinde helalliği de sen istiyorsun.

* Milleti perişan edip, ölümüne neden olduktan sonra verdiğin 3-5 bin TL’lik yardım, anca canına kıyan esnafın, işçinin, işsizin, çiftçinin mezarına taş dikmeye yarar, kefen için de yine borca girmesi gerekir.”

“EV İŞÇİSİ KADINLARIN CİNSEL ŞİDDETE VE MOBBİNGE MARUZ KALIYOR”

* Türkiye’de yaklaşık 1 milyon gündelik işlere giden kadın işçi varken, bu işçilerimizin sadece 65 bini kayıtlı yani sigortalı olarak çalışmaktadır. Yani bu işçilerimizin neredeyse yüzde 99’u hiçbir güvencesi olmadan çalışmaktadır.

Sigortasız yani hiçbir güvencesi olmadan çalışan ev işçilerinin sağlık, emeklilik gibi sosyal güvenlik haklarından yararlanamamaktadır. Ev işçilerinin önemli bir bölümü günlük yevmiye usulü çalışmaktadır. İşverenler, ev işçilerini işe çağırdıkları sürece iş vardır.

* Bir başka deyişle ev işçileri işe gitmedikleri süre de herhangi bir gelir elde edemezler. Bunların yanı sıra ev işçilerinin iş yerlerinde yaşadığı bir diğer başlıca sorun ise maruz kaldıkları cinsel ve fiziksel şiddet ile mobbing uygulamalarıdır. Sendikaların verdiği bilgiye göre Türkiye’de ev hizmetlerine giden her 10 kadın işçiden 3’ü cinsel fiziksel şiddete ve iş yerinde mobbinge uğramaktadır.

* Pandemi döneminde tüm Türkiye’ye evde kal çağrısı yapıldı. Sokağa çıkma yasakları getirildi. Evde kalan ev işçileri ise açlığa, yoksulluğa terk edildi. Devlet gündelik işlere giden ev emekçilerine evde kalın dedi, Ama ne kirasını destek çıktı, ne de faturasını ödedi. Kayıt dışı çalışan ev temizlik işçileri ne kısa çalışma ödeneği hakkından yararlanabildi ne de işsizlik ödeneğine başvurabildi.

* ‘Bu ülkede mutlak yoksulluğu sıfırladık’ deyip, bakanlıktan ayrıldıktan sonra 39 bin TL maaşla Kardemir’in yönetimine atanan Zehra Zümrüt Selçuk, hiçbir güvencesi olmadan, asgari ücretin altında aylıkla ev geçindiren kadın işçilerimiz için acaba hangi çalışmayı yaptı? Nisan ayının sadece ilk 4 ayında örtülü ödenekten 781 milyon TL harcayan devlet, hiçbir güvencesi olmayan 1 milyon kadın ev işçisine 1 TL dahi ayırmadı. Bugüne kadar siyasi iktidar 1 milyon kadın ev işçilerinin hakları için herhangi bir adım attı mı? Hayır.”