2020 yılında hem dünyanın başına hem de Türkiye’nin başına gelmeyen kalmadı. Önce Covid-19 salgınıyla başlayan kötü süreç depremlerle ve daha birçok olayla devam etti. Ipsos tarafından yapılan bir araştırmaya göre tüm bu yaşananlara rağmen 2021 yılına mutlu giriyoruz.

2020 yılının başlarında Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Dünya Mutluluk Raporu’na göre Türkiye 156 ülke arasından, bir önceki yıla göre 14 sıra gerileyerek 93. sırada yer almıştı. Raporda ilk on sırada yer alan İskandinav ülkelerinin baskınlığı gözlerden kaçmamıştı.

Raporun bir diğer ayağındaysa şehirlerin mutluluk oranlarına yer verilmişti. Raporda, Ankara 96, İstanbul 115, İzmir ise 133. sırada kendine yer bulmuştu.

TÜİK’E GÖRE TÜRKİYE’NİN YARISI MUTLU


Salgının etkileri daha Türkiye’de görülmemişken, TÜİK şubat ayında açıkladığı Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nda, Türkiye’nin yüzde 52,4’ünün mutlu olduğu sonucuna ulaşmıştı. Ülkenin yüzde 13,1’ü de mutsuz olduğunu beyan ederken, bu rakam bir önceki yılda 12,1 seviyesinde kalmıştı.

Ipsos'un Ekim 2020'de yaptığı mutluluk araştırmasına göre ise Türkiye'de kendini mutlu olarak niteleyenlerin oranı son 9 yılda yüzde 89'dan yüzde 59'a geriledi. Yaşanan düşüş ile 2015 yılından itibaren Türkiye'deki mutluluk oranı global ortalamanın altına geriledi. Dünya genelinde mutlu olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 63 olarak gerçekleşirken Türkiye'de mutluluk oranı yüzde 59 ile genel ortalamanın altında kaldı.

[custom_content title="MUTLULUK KAYNAĞI SAĞLIK" desc="TÜİK’in pandemi öncesinde yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nda, vatandaşların mutluluk kaynakları arasında sağlık olmanın verdiği mutluluğu ifade edenlerin oranı yüzde 69,9’du. Bunu sırasıyla yüzde 14,3 ile sevgi, yüzde 9,2 ile başarı, yüzde 4,2 ile para ve yüzde 2,1 ile iş sahibi olmak takip etmişti.">

VATANDAŞLAR YENİ SALGIN BEKLİYOR


Corona virüs salgınına kadar vatandaşlar bu kadar büyük çaplı bir pandemiyle henüz yüz yüze gelmemişti. Bugün kadar salgın hayatımızın merkezine henüz oturmamıştı. Çin’de başlayan salgın vatandaşlara bu tarz salgınların ne kadar mümkün olabileceğini göstermiş oldu. Ipsos tarafından yapılan araştırmaya göre, hayatlarının geri kalanında yeni bir salgınla karşılaşabileceğini düşünen vatandaşların oranı yüzde 66 ile dikkat çeken bir düzeyde. Araştırmaya katılanların yüzde 26’sı bu konuda kararsızken, yüzde 9’luk bir kısmıysa bir daha pandemiyle karşılaşmayacaklarını düşünüyor.

YENİ PANDEMİ GÖREBİLİRİZ AMA 2021’DEN UMUTLUYUZ


Vatandaşlar 2021 yılına pandemi gibi bir belanın gölgesinde giriyor. 2020 yılının başlarında ortaya çıkan salgın sürecinde ülkeler hala vaka ve öLüm sayılarıyla rekor üstüne rekor açıklıyor. Ancak Türk halkı bu konuda daha iyimser. Hayatlarının geri kalanında bir salgınla daha karşılaşma ihtimalini yüksek gören vatandaşlar, TÜİK’e göre mutluluğun kaynağı olarak sağlıklı olmayı görse de, 2021 yılının gelişini daha iyimser karşılıyor. Ipsos’un yaptığı araştırmada halkın yüzde 63’ü 2020 yılının bitiyor olmasında mutlu olduğunu ifade ederken, yüzde 14’ü 2020 yılının bitiyor olmasından üzgün. Vatandaşların yüzde 47’si 2021 yılının gelişine daha iyimser bir gözle bakarken, yüzde 23’lük kesim ise 2021 yılından da ümidini kesmiş durumda.


“VATANDAŞLAR 2020 YILINDAN BIKMIŞ

Sosyoloji Profesörü Ahmet Öncü’ye göre bu veriler vatandaşların 2020’den oldukça sıkıldığını açık bir göstergesi. Aynı zamanda vatandaşların 2020 yılından kurtuldukları için sevinçli olduklarını ifade eden Öncü, “2020 yılını neredeyse lanetlenmiş bir yıl olarak gördüklerini söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu yüzden 2021 yılına da ümitle bakıyorlar. Ancak sadece Covid-19 salgını ile de alakalı değil. Bunun arkasında işsizliğin artması ve bu konuda umut veren iktisadi çalışmaların olmaması da bir etken" ifadelerini kullandı.

Sosyoloji Profesörü Ahmet Öncü


'GÜN OLA HARMAN OLA'

Vatandaşların 2020 ile birlikte salgınların var olduğunu öğrendiğini söyleyen Öncü, sözlerine şu şekilde devam etti: "Bu süreçte medya oldukça etkili oldu. Enformasyon kaynaklarından edindiğimiz bilgiler vatandaşların bu konuda fazla bilgi sahibi olmasını sağladı. Artık vatandaşlar hangi nedenle, hangi kaynaktan olursa olsun bilgiye vakıf oluyorlar. Bu nedenle yeni salgın ihtimalini yüksek görmeleri normal. Diğer yandan geleceğe umutla bakmaları “Gün ola harman ola” anlayışıyla açıklanabilir. Çünkü 2020 yılı gerçekten çok kötü bir yıldı. Ancak geleceğe umutla bakarken de salgın ihtimaline karşı temkinli davrandıklarını söyleyebiliriz."