Bütçe son dört yılda ne kadar açık verdi?

2018 yılı: 72.8 milyar lira

2019 yılı: 123.7 milyar lira

2020 yılı: 172.7 milyar lira

2021 yılı: 245 milyar lira

Peki 2022’de ne kadar açık öngörüldü?

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “2022’de bütçe giderleri 1 trilyon 750 milyar 957 milyon lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 472 milyar 583 milyon lira, bütçe açığı 278 milyar 374 milyon lira olacak” dedi.

Peki faiz... Faiz giderlerinin bütçe giderleri içindeki ağırlığı yüzde 12.3’ten yüzde 13.5’e yükseldi. Faiz giderleri için 240.4 milyar lira ödenek öngörüldü. Yani... Günde 658 milyon TL, her saat 27 milyon TL faize gidecek!

Bunları yazdıktan sonra tarih kitaplarının, ekonomi-politiğin peşine düştüm!

Atatürk’e teşekkür edin


16 Ağustos 1838 Ticaret Sözleşmesi’nin ardından ilk önce İngiltere Osmanlı Devleti pazarına girdi. 1838-1841 yıllarında buna benzer antlaşmalar Fransa, İsveç, Norveç, İspanya, Hollanda, Belçika, Danimarka ve Portekiz’le de imzalandı! Ve... Sürekli borç alan bir ülke konumuna geldi!

1854-1875 arası 15 defa borçlandı.

Ki bu borçlanmalarda eline toplamda 127 milyon Osmanlı altın lirası geçti. Ancak borç 239 milyon liraydı! Bir de bütçe açığına bakalım: 1874-1875 arasında bütçe geliri 25 milyon 104 bin 928 lira gideriyse 30 milyon civarıydı! Bütçenin yüzde 51.4 ü borç ana para ve faiz giderlerine ayrılıyordu. O döneme baktığınızda birçok etken vardı ama ‘Borcun borçla ödenmesi” iflasa sürüklenmenin nedeniydi! (Hatırlatalım: Kapitalizm, borç yoluyla o ülkenin sisteme bağlı olmasını sağlar. Dış borcu olan ülke borçlandığı ülkeye karşı daha savunmasız olur.)



Uzatmayayım...

30 Ekim 1875 tarihinde Ramazan Kararnamesi (Ramazan Kanunnamesi) ile maliyenin iflası ve borçların ödenmesi ile ilgili plan ilan edildi. Borcun faizinin yarısı 5 yıl içinde ödenecekti. Nisan 1876 tarihinden sonra ise borç geri ödemeleri tamamen durduruldu. (O dönem Avrupa basınında ekonomiyle ilgili yazılanları arşivden okumakta fayda var.)  Bitmedi... Ramazan Kararnamesi’nin ardından borçların ödenmesiyle ilgili 20 Aralık 1881’de Muharrem Kararnamesi imzalandı. (2. Abdülhamit dönemi) Devletin ekonomik faaliyetlerinin yönetimi yabancıların kontrolüne verildi. Avrupa sermayesinin etkinliği arttı. Muharrem Kararnamesi’nin 15’inci maddesi aslında ‘iflas’ demekti. Çünkü... Bu maddeye göre Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi kuruldu! Yani... Genel Borçlar Meclisi! Osmanlı’nın iç ve dış borçlarını, bütçesinin7 üye (6’sı yabancı) yönetmeye başladı. Kararname neticesinde devlet ekonomik olarak bağımsızlığını kaybetti. Bütçeyi bu meclis kontrol ediyor, para basma yetkisi Osmanlının elinden alınıyor, vergi alabilmek için bile Düyun-u Umumiye’nin yönetimine başvuruluyor. Ancak... Bu şartlarda verdiklerini geri alacaklarına inanan Avrupa sermayesi Osmanlı’yı borçlandırmaya devam etti. Çünkü pazarda para vardı! İstedikleri gibi at koşturabiliyorlardı! Osmanlı hazinesi değil kendileri güçleniyordu... Yani... Paranın peşindeydiler.

Uzamasın...

1.Dünya Savaşı (emperyalist paylaşım savaşı), Kurtuluş Savaşı, Lozan görüşmeleri... Kesintiye uğrayan görüşmeler sonunda 24 Temmuz 1923’te atılan imza... Kapitülasyonlar kaldırıldı (Madde 23), “Osmanlı Devlet Borçları, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılarak yeni kurulan devletler arasında bölüşülecektir” maddesiyle (46) birlikte yeni Türk devletine düşen bölüm taksitlendirildi.
Açın tarihi... Nutuk, İsmet İnönü Hatıralar, Doğan Avcıoğlu’nun Türkiye’nin Düzeni’ni okuyun! Türkiye’nin Lozan’da neden masadan kalktığını, ‘bağımsız ekonomi” vurgusunu anlayın. Model mi arıyorsunuz! Atatürk’e bakın ve bugün teşekkür edin! Kimler mi? “Ilımlı İslamcılar”, “liberaller”... Bugün herkes Atatürk’ü keşfetti ya... Model belli: Tam bağımsız ekonomi.


HKP liderine Peker soruşturması


Dün sabah e-postama bir not düştü: “... Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları, Sedat Peker’in dile getirdiği iddia ve itirafların araştırılması için bugüne kadar 7 kez 32 kişi hakkında 24 ayrı konudan suç duyurusunda ve 1 kez Ziraat Bankası’na başvuruda bulunmuştu. Ancak Cumhuriyet Başsavcılıkları ilgililer/sorumlular yerine Sedat Peker’in iddialarını yargıya taşıyan HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut Efe hakkında soruşturma açtı. Soruşturma, 15 Temmuz’daki kayıp silahlarla ilgili yapılan suç duyurusu dilekçesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya hakaret edildiği gerekçesiyle açıldı.”

Ne diyelim? Burası Türkiye!