Sevgili okurlarım, nereden kaynaklandığı belli olmayan bir takım söylentiler toplumu esir aldı...

Salgın konusunda başarılıyız!

Çoğu gitti azı kaldı. Haydi arkadaşlar biraz daha sabır, biz bu işin üstesinden geliyoruz!

Memlekete iyimser bir hava yaymaya kalkıştılar.

Oysa hiçbir şey söyledikleri gibi değildi.

Türkiye’yi haritalara işleyip böldüler.

İller vaka sayısına göre kırmızı, yeşil, sarı, beyaz gibi renklere boyandı.

★★★

Ellerinde iki ucu da çok riskli bir değnek vardı.

Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık!

İktidarın olumlu söylemlerine kanan milyonlarca insanımız yasakların kaldırılmasından sonra rehavete kapıldı.

Herkes bir anda kendini sokaklara attı.

Yaşadığınız yerlerde mutlaka görüyorsunuz, sokaklar, caddeler ve çarşılar tıklım tıklım dolu.

★★★

Hiç kuşkunuz olmasın, bu kararlar bilime göre değil, AKP’nin oy hesaplarına göre alınıyor.

Bundan yaklaşık bir yıl önce yasaklamalar ve kısıtlamalar getirilirken güzel bir uygulama başlatmışlardı.

Konunun uzmanı olan üniversite hocalarından oluşan bir kurul kurulmuştu.

Adına da Bilim Kurulu demişlerdi!

Sağlık Bakanlığı o hocalar tarafından yönlendirilecek, alınan ve vazgeçilen bütün kararlar o doğrultuda ortaya çıkacaktı.

Ama gelin görün ki, bu Kurul fazla bir işe yaramadı. Arka plana itildi ve işin daha en başında etkinliğini yitirdi.

Medyatik olmanın tadına varan değerli hocalarımız olayın bireysel şov tarafına yöneldiler!

Durum günümüzde de değişmiş değil.

Her gün verdikleri bireysel demeçlerle dikkat çektiler.

Medyada görüntüleri ve fotoğraflarıyla yer alıp tanınmak ve popüler olmak çoğuna tatlı geldi.

★★★

Biz bu gerçekleri yaşadık ve yaşıyoruz...

Böyle olunca iş ister istemez siyasileşti.

İktidar devreye siyaseti, başka bir deyişle kendi oy hesaplarını sokmak zorunda kaldı.

Kısa çalışma ödeneği, işten çıkarma yasakları falan ister istemez ikinci plana itildi.

★★★

Yeni ve anlamsız yasaklar ve kısıtlamalar getirildi...

Gece saat 21 sonrasında sokağa çıkma yasağı!

Kafelerin ve içkili restoranların saat 19’da kapatılması.

Gündüz her şey alabildiğine kadar serbest!..

Sokaklar dolu.

Demek ki bu öldürücü virüs sadece gece saatlerinde görev yapıyor! Gece kısıtlaması o yüzden alınmış oluyor!

★★★

Şimdi resmi açıklamalar peş peşe gelmeye başladı:

“Aman dikkat vakalar artıyor, virüs yayılıyor, böyle giderse yeni yasaklar getirmek zorunda kalacağız. Halkımızı uyarıyoruz.”

İşin bir adım sonrasını düşünmeden bir takım gevşetici kararlar aldılar ve şimdi paçaları tutuşmuş durumda.

★★★

Bilim Kurulu derseniz, onlar da aynı durumda.

Hocaların bireysel açıklamaları birbirini kovalarken, bugüne kadar topluca bir açıklama yapmaları mümkün olmadı.

Bu durumda bazıları “Bu iş bitti, virüsü yendik” diye düşünmeye başladı.

Başka bazı ülkelerde gevşeme olabilir de, biz bundan sonra ne yapacağız?

Aşılama iyi güzel de, başka ne yapmalıyız?

Yanıtı verilemeyen sorular işte bunlar.

★★★

Unutmayalım, bu salgın bugüne kadar tam 30 bin insanımızın canını aldı...

Ve topluca rehavete kapıldık.

Sağlık Bakanlığı her nedense, ölüm rakamlarını artık açıklamıyor.

ABD, Brezilya, Hindistan, İngiltere boyutunda değiliz ama yine de çok ciddi bir rakama sahibiz.

Aman dikkat, büyük tehlike kapımızda. Ne yapılacaksa yapılsın...

Ama sorumluluk hepimizde.

★★★

Emin Çölaşan’ın notu: Dünkü yazımda söz etmiştim, telefonuma Yurtiçi Kargo’dan her gün bir sürü mesajlar geliyordu. İş neredeyse taciz boyutuna ulaşmıştı. Dün aradılar, gazetede ziyaretime gelip özür dilediler. Hatanın kaynağını bulmuşlar ve gidermişler. Bundan sonra tekrar etmeyeceğini söylediler. Nitekim dün oradan gelen mesajlar olmadı. İlgilerine teşekkür ediyorum.