GOL atarak maça başlamak, mükemmel bir duygudur. Moral tavan yapar. Rakip sarsılır. Yusuf’un savunma arkasına sarkıp gitmesi, Ozan’ın santrfor gibi vurup, topu ağlara göndermesi ile her şey çok güzel başladı. Yenik durumda oynayan Norveç, bu stresten kurtulup, pres yapmaya başladı. Biz, biraz çekildik. O zaman, tehlikeli oyuncular sahneye çıkar. Sörloth vuruş yaparken o kadar rahattı ki, direkten dönen şutu ağlara gitse üzülürdük.

YUSUF, işi iyi bilen sanatçı oyuncumuz. Duran topu yine iyi kullandı, Çağlar, Premier Lig stoperine yakışan zamanlamasıyla ikinci golümüzü attı. Hayal değil, Hollanda’dan sonra Norveç’e karşı da bir anda 2-0 öne geçtik. Yakaladık mı, affetmiyoruz. Burak’ın etkili kilit pasında Yusuf üçüncü golü atsa, ikinci yarı bizim için antrenman temposunda geçerdi.

ÖN alanda presi her takım dener, ama başarılı şekilde uygulayamaz. Norveç bu düşünceyi denemek istedi, sadece. Ozan’ın attığı üçüncü golümüz, Dünya Kupası Finalleri’nde olsa, unutulmaz gollerden biri olarak hafızalara kazınırdı. Nefis vurdu. Ozan’ı ayakta, stattaymışım gibi alkışladım.

BÜTÜN dünyanın çok yakından takip ettiği Haaland, Dortmund’da 31 maçta 33 gole ulaşmış tam bir gol makinesi. Onu mükemmel devre dışı bıraktı, Şenol Güneş. Haaland’a servis yapacak yolları etkisiz hale getirince, makine durdu ve çalışamadı.

THORSTVEDT’İN kırmızı kart görmesinden sonra, artık haklı galibiyetimizin tadını çıkarmaya başladık. Dünya Kupası elemelerine böylesine kusursuz başlamak harika. Bravo bizim takım. Devam!