Ya Van’da otoyol kenarında ince uzun bir kafile halinde yürüyorlar.

Ya Diyarbakır Otogarı’nda, kendilerini batıya götürecek otobüsün saatini bekliyorlar.

Ya İstanbul diye getirildikleri Ağrı’da soğuk çorbaya ekmek banıyorlar.

Ya da Niğde’de TIR’dan inen onlarcası yakalanmamak için tepeyi tırmanıyor.

Günlerdir bu görüntüleri izliyoruz.

Suriyeli göç dalgasının altında kalan Türkiye, yüzbinlerce Afgan’ın İran sınırını kaçak şekilde geçerek topraklarımıza akmasını haklı bir kaygı ve öfkeyle karşılıyor. Taliban’ın ilerleyişi göçü tetiklerken, Türkiye’deki Afgan sayısının bir milyonu aştığı ifade ediliyor.

Rakamlar görüntüleri doğruluyor.

Van Valiliği’ne göre 19 Temmuz itibarıyla 1456 düzensiz göçmen yakalandı.

11 kaçakçı gözaltına alındı.

Altısı tutuklandı.

2021 yılında Türkiye-İran sınırını geçmek isteyen 34308 kişi engellendi.

Geçmeyi başaran 27230 kişi ele geçirildi.

716 organizatör enselendi.

Bu veriler, İran sınırının kitlesel bir göç dalgasına uğradığını kanıtlıyor. İnsan haliyle “Yakalananlar bu kadarsa sınırı aşanların miktarı nedir?” diye sormadan edemiyor.

YAZIN DAĞDA, KIŞIN GÖLDE

Son yedi ayda 716 organizatöre işlem yapılması, insan kaçakçılığının sektöre döndüğünü ortaya koyuyor.

Yalnızca Türkiye’de doğudan batıya değil, Afganistan-Pakistan-İran ve Türkiye sınır hattında ülkeden ülkeye kaçakçılık şebekeleri çalışıyor.

Düne kadar şeker, çay, sigara ve akaryakıt kaçırılan sınırda şimdi Afganistanlı, Pakistanlı, Bangladeşli, İranlı ve Afrikalı taşınıyor

Kışın dağları geçerken donanların yabani hayvanlarca parçalanmış cesetleri yaz başı karlar eriyince bulunuyor. Yazın Van Gölü’nde balıkçı tekneleri yüklendikleri göçmenlerle suya gömülüyor.

İnsan kaçakçılarına İHA takibi


Van İl Jandarma Komutanlığı, 17 Temmuz’da İHA’larca yapılan takip sonucunda V.G. adına kayıtlı balıkçı teknesinin 60-70 göçmeni Tatvan’da göl kenarına bıraktığını saptadı. Göçmenler indikten sonra tekne Van’a yanaşınca operasyon yapıldı.

35 yaşındaki B.S. ve 23 yaşındaki B.A. yakalandı.

B.A.’nın telefonunda üç ses kaydı bulundu.

Kayıtlar şöyle:

“Sağ salim hepsini aldık. Öbür tekneye aldık. Ondan sonra onu alacak.”

“Ben de bıraktım, döndüm, geliyorum. Hava çok kötü, aman ha.”

“Dikkatli olun ha, ahlat çıkmış.”

B.A., balıkçılık yaptığını savunarak, şunları söyledi:

“Olay günü ağımızı attık. Kıyıya dönüyorduk. Öğlen ağı alacaktım. Yanımda B.S. de vardı. Kendisi işçimdir. Günlük yevmiyeli olarak çalışır.”

İki kişi göçmen kaçakçılığından tutuklandı.

İHA’lar aynı gün saat 02.30’da Kaleburun’da tekneden 10 kişinin indiğini tespit etti. Tümü akraba olan S.A., M.A., Ö.A. E.A. ve U.Ş. üzerleri ıslak şekilde yakalandı.

Şüpheliler kayıp hayvanlarını ararken durdurulduklarını ileri sürdü.

Dün çay ve sigara, bugün insan


Van Gölü’nde son iki yılda düzensiz göçmenleri taşıyan iki tekne battı.

İlk olay, 26 Aralık 2019’da meydana geldi.

Van’dan aldığı 81 mülteci ile Adilcevaz’a ilerleyen tekne kıyıya 20 metre kala alabora oldu.

Yedi mülteci can verdi.

İkincisi 27 Haziran 2020’de yaşandı.

Van’ın Çarpanak Adası’ndan mültecileri alan tekne battı.

61 mülteci öldü.

Bu faciadan sonra Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu’nca hazırlanan raporda Van’ın transit geçiş güzergahı olduğu ifade edildi. Batı şehirlerine ve Avrupa’ya ulaşmak isteyen düzensiz göçmenler Başkale, Çaldıran, Saray ve Özalp sınırından Türkiye’ye giriyor. Sınırı geçtikten sonra araçlarla alınarak, 2-3 gün evlerde tutuluyorlar. Ardından batıya yolculuk başlıyor.

İki güzergah var:

Erciş üzerinden Van Gölü’nün kuzeyindeki sahile paralel uzanan ve Bitlis Adilcevaz’a bağlatan otoyol.

Gevaş’tan Tatvan’a bağlanan otoyol.

Van Gölü 15 yıldır rota olarak kullanılıyor. Balıkçılar daha çok gelir için kaçakçılığa yöneldi. Göçmen başına 50-100 TL alınıyor.

Raporda şöyle deniyor:

“Bu suçun sınır hattındaki iki ülke kentlerinde endüstriye dönüştüğü, önceden küçük çaplı çay, şeker, akaryakıt ve sigara kaçakçılığı yapan veya değişik ara işlerde çalışanların giderek göçmen kaçakçılığına yöneldikleri tespit edilmiştir.”

Raporda, sınırda görevli askerlerin yozlaştığı vurgulanarak, şöyle devam ediliyor:

“Askerlerin yozlaştığı, göçmen kaçakçısı suç şebekeleriyle çıkar ilişkisine girdikleri ve bu faaliyetlerin rüşvet karşılığında kolaylaştırıldığı bilgisi edinilmiştir.”

Silahlı İyilik Hareketi!


Fotoğraf Diyarbakır Otogarı’nda çekildi.

Çoğunluğu Afganlardan oluşan yüzlerce mülteci geçen ay İstanbul diye Silvan yoluna bırakıldı. Onlar da otoyol kenarından yürüyerek Diyarbakır Otogarı’na geldiler.

Otogara sığınan göçmenler karşıdaki oto sanayide geceleri gruplar halinde otobüse bindirilerek, batıya götürülüyor.



Kendilerine Her Yerde İyilik Hareketi adını veren bir grup, 14 Haziran’da göçmenlere yemek dağıttı. Dini bir eğilime sahip oldukları anlaşılan grubun bir üyesi belinde silahla organizasyonu gerçekleştiriyor.

Kimdir bu, Her Yerde İyilik Hareketi?

Silahlı ‘iyilik hareketi’ mi olur?

Diyarbakır’ın orta yerinde silahı göstere göstere ‘iyilik’ yapma cüretini kimden alıyor?