Karadeniz’in kent, kasaba ve köylerinde dün itibarıyla hayatını kaybedenlerin sayısı 82’ye ulaştı. Sel suları bölge insanın 50 yıllık birikimini yok etti. Sel gitti, geride acı, yıkım, gözyaşı, hüsran, hayal kırıklığı ve “dere yatağı intikamını aldı” beylik sözleri kaldı. Ve yine aynı peşin hüküm servis edildi:

Müteahhit öcü.

Mühendis cici.

Dere yatağına yapılan binaların müteahhitleri vardı ama her binanın aynı zamanda “proje mühendisleri” de vardı. Mühendisler bu projeleri yapmasalardı; müteahhitler o binaları dere yatağına çakıldan, kumdan zeminler üzerine yine aynı derenin çakıl ile kumunu betonarme malzemesi yapıp dikemezlerdi.

1 müteahhit bulundu.

Günah keçisi yapıldı.

Tutuklandı. Müteahhidi tutuklanan binanın projesini yapan mühendise, dere yatağına “imar izni veren” belediye başkanına, belediye imar dairesine, belediye meclisinin imar komisyonuna ve dere yatağını imara açan İller Bankası yöneticilerine kimse çıkıp da “sizin mesleki ahlakınıza ne oldu” diye sormadı.

Karadeniz’de tablo:

(En yeni bilgi)

191 bina yıkık.

143 bina ağır hasarlı.

137 bina yatık.

Selin vurduğu Kastamonu, Sinop ve Bartın’ın “hasar tablosu” olan bu “yıkık-ağır hasarlı- yatık binaların” dökümünü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan çıkardı.

★★★

İnsafa gelin!

471 bina yıkık, ağır hasarlı, yatık duruma gelmiş ve kimse “bu binaların proje mühendislerini sorgulamayı” aklına bile getirmiyor. Kastamonu’nun Bozkurt İlçesi’nde dere manzaralı apartmanı diken ve 20 kişinin ölümüne yol açan Ölçer Apartmanı’nın tutuklanan müteahhidi Mehmet Özkan, karakolda ilk ifadesinde bağıran çıplak gerçeği söyledi: “Benim dere yatağına yaptığım bu apartman Kastamonu’nun Bozkurt İlçesi’nde onaylanan bir durumdu. Ben bu binayı onay alarak yaptım. Kimse bana, ‘buraya yapı yapmak uygun değil’ demedi...”

İller Bankası:

Dere yatağını imara açmış.

Bozkurt Belediyesi:

İmar izni vermiş.

Proje mühendisi:

Projeyi çizmiş.

Kastamonu, Sinop, Bartın’da sel gelip vurduktan sonra çoğu beton, demir, cam, plastik, pervaz, kolon, kiriş enkazından bir yığın haline dönüşen dere yatağına yapılmış bu 471 binanın proje mühendisleri, niçin o müteahhitlerin karşına dikilip “Müteahhit efendi, ben bu zemine senin istediğin gibi 10 katlı-15 katlı bina diktirmem. Sana buraya bina dikesin diye proje yapmam. Bu temeli sana attırmakta yardımcı olmam. Bu benim mühendislik bilgilerime ihanet olur. Bu benim mühendislik etik anlayışıma aykırı düşer” demediler.

Etik: Mesleki ahlak.

Tüm Karadeniz’de ya da sel gelince çıplak gerçeğin ortaya çıktığı büyük kentlerdeki dere yataklarına dikilen apartmanların proje mühendisliğini yapan mühendislerde meslek ahlakı neden yok? Mühendis odaları, “meslek namusu sorgulaması”  başlatmalıydı.

★★★

Mühendis odaları, niçin Mühendis üyelerimiz yapmayın bu projeleri... Yaparsanız sizi ‘meslek namusunu korumak adına’ üyelikten atarım” demiyor, diyemiyor, demeyi düşünmüyor?

471 bina.

471 müteahhit.

471 proje mühendisi.

Tutuklanan 1 müteahhit.

Müteahhit kötü.

Mühendis iyi.

Peşin hükme dönüşmüş bu değer sistemine kim ateş edecek ve dere yatağına bina dikmeyi ve sel gelince de yıkılarak içindekileri öldüren bina enkazlarına bakıp “kader...” demekten bu toplumu kim kurtaracak?

Mühendis!

Projesini çizmeseydi.

O binalar yapılamazdı.

Mühendis odaları!

Bu adımı atabilir.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Böyle soygun kazancı eroinde bile yok!


TBMM KİT Komisyonu üyesi ve CHP Zonguldak milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Sayıştay’ın hazırladığı “tıbbı malzemelerin gümrüklerden giriş ithal fiyatı ile hastanelerin bunları alış fiyatı arasındaki farkı ve alış verişten doğan kâr oranlarını” gazetecilere açıkladı. Kalp pili ithal fiyatı: 2443 TL. Kalp pili hastane alım fiyatı: 14391 TL. Kâr oranı yüzde 1549. Kanül ithal fiyatı: 69 TL. Kanül hastane alım fiyatı: 975 TL. Kâr oranı yüzde 1315. Bu tür yüksek kâr oranları eroinde bile yok.