Çöken rejimler halktan kopar, görkemli saraylar yaparlar...

AKP’nin 19 yıllık iktidarı zamanında birçok sarayımız oldu ama ekonomimiz baş aşağıya gitti, milli eğitimimiz çöktü, sağlığımız bozuldu.

Ülkemizin geldiği durum ortada!

Türkiye bugününü kaybetti... Peki, yarınlarımız nasıl olacak?

Ne yazık ki, ondan da pek umut yok!

Yarınları da kaybetmenin endişesine kapılanlar, fırsatını bulduklarında başka ülkelere göç ediyor. Özellikle, istikbal vaat eden gençlerimiz ve doktorlarımız kaçıyor.

Buna “Beyin göçü” diyoruz. Hedef;  Almanya, Amerika, Kanada başta olmak üzere tüm Batı ülkeleri.

★★★

Son haftalarda devlet hastanelerinden istifa ederek yurt dışına giden meslek grubu: Doktorlar...

Hem tecrübeli, hem genç hekimlerin 50’şer, 60’ar kişilik gruplar halinde devlet hastanelerinden istifa edip, kapağı Avrupa ülkelerine attığını duyuyoruz.

Daha önce salgın nedeniyle “İstifa yasağı” vardı, doktorlar zorunlu olarak çalışıyorlardı.

İstifa yasağı 1 Temmuz’da kaldırılınca istifa furyası başladı.

Bu endişe verici durumu, CHP Sağlık Politikaları Genel Başkan Danışmanı Coşkun Bel aylar önce (Mayıs ayında) KRT Televizyonu’ndaki bir programda haber vermiş: “Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarının özlük haklarını iyileştirip Covid-19 salgınını meslek hastalığı olarak kabul etmezse, yasak kalktığı an istifa furyası başlar.” demişti.

Nitekim öyle oldu.

★★★

Kılıçdaroğlu’nun Sağlık Danışmanı Coşkun Bel’i arayıp, son haftalardaki doktor istifalarının doğru olup olmadığını sordum.

“Hepsi doğru” dedi ve anlattı:

“Doktorlar devlet hastanelerinden gruplar halinde istifa ediyor ve çoğu Almanya’ya gidiyor. Ben 35 yıl sağlık alanında gazetecilik yaptım, hiçbir dönemde böyle istifa furyası görmedim.

1 Temmuz’da yasakların kalkmasıyla birlikte yurt genelinde yüzlerce tecrübeli hekim istifa ederek özel sağlık kuruluşlarına geçti. İstifa eden doktorların önemli bir bölümü yurt dışına gitti. Bunların yerleri maalesef doldurulamıyor.”

★★★

“Ağır çalışma koşullarının düzeltilmemesi, döner sermaye primlerinin düşürülmesi, liyakat ilkesine uygun olmayan atamalar, Covid-19’un meslek hastalığı sayılmaması, istifaların en önemli nedenidir.

Şimdi tüm sağlık çalışanlarına ‘Lütfen istifa etmeyin, yurt dışına gitmeyin.’ diyorum. CHP olarak sorunlarınızı da, çözüm yollarını da çok iyi biliyoruz. Yaklaşan seçimlerle birlikte bu iktidarın gitmesi de yaklaştı. CHP, kamu hastanelerini öncelikle tercih edilen kurumlar haline getirecek. Sözümüz söz.”

Bir “Court”umuz oldu!


Yukarıdaki başlığı görünce şaşırmayın. Ankara Hastanesi’ndeki bir tabela bu...

İnsanların yolunu kaybettiği kocaman binalar topluluğu olan “Ankara Şehir Hastaneleri Külliyesi” içindeki “Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi”nde yeni bir bölüm açıldı ve kapısına “MAHKEME - COURT” yazılı bir tabela konuldu.

“Court” İngilizce “Mahkeme” demek. Sağlık Bakanlığı böylece dilimize “Court” sözcüğünü mü kazandırmak istedi acaba?

Tabelayı görenler “Hastane içinde mahkeme mi var?” diye şaşırıyor. “Ne alâka, kel alâka” diyenler de çok...

Hukukun Egemenliği Derneği Onursal Başkanı Av. Erdem Akyüz “Ben gidip inceledim” diyor ve anlatıyor:

“Bir dükkânı andıran camekânlı Mahkeme Odası içindeki paravanın arkasında, insanın ağzına, burnuna tüp sokarak salgın hastalık ‘PCR Testi!’ yapıyorlar.

Ankara Devlet Hastaneleri içinde ‘Psikiyatri Bölümü’nde’ artık bir ‘Court’umuz var, müjdeler olsun!

Aslında şehrin girişindeki ‘Ankara’ tabelasını kaldırıp ‘Ankara Hastanesi’ yazsalar daha uygun olur, çünkü o duruma geldik!”

GÜNÜN SÖZÜ

Gerçek suçlular liderine doğru söylemeyenlerdir!