Korona salgını nedeniyle çok sıkıntılı günler yaşadığımız bir gerçek...

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “Vaka sayıları artıyor” diye hemen her gün vatandaşları uyarıyor ama Bakan Bey’in artık inandırıcılığı kalmadı!

Onun, gerçekte uyarması gereken kişiler AKP Kongreleri’ni “lebalep” dolduranlar olmalıydı! “Lebalep”çiler ülkeyi kırmıza boyadılar çünkü! Virüs (Güneydoğu hariç) tüm yurdu sardı!

Hınca hınç dolu salonları göremezden gelen, büyük kalabalıkların toplandığı cenaze törenlerine bizzat katılan Sağlık Bakanı Koca “âleme verir talkını, kendi yutar salkımı” misali, sürekli olarak insanlarımıza lâf geçiriyor!

Lebalep dolu AKP kongrelerini, AKP yandaşlarının aynı şekilde kalabalık olan cenaze törenlerini gören yurttaşlar, “Onlar yapıyor, biz neden yapmayalım?” diye düşünerek önlemlere boş veriyor!

İnsan psikolojisi böyledir...

“Balık baştan kokar” denir ya... Bu da tıpkı öyle!

★★★

Yeterli aşı temin edemeyen ve AKP yandaşlarına söz söylemeye cesaret edemeyen Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu’ndaki profesör beylerin diş geçirdikleri tek grup “65 yaş üstü.”

Okurlarımdan “65 yaş üstü kadar taş düşsün kafalarına” diye tepkiler geliyor.

65 yaş üstüne hem 2’şer aşı yapıldı, hem de aynı yasaklar acımasızca devam ettiriliyor. Bu, aşıların bir işe yaramadığı anlamına mı geliyor dersiniz? 65 yaş üstüne işkence neden devam ediyor?

★★★

“Kendi ülkemizde esir gibiyiz” diyen ve korktuğu için adının açıklanmasını istemeyen bir okurum yana yakıla şöyle yazıyor:

“Artık her şeyden korkar hale geldik! Yaşım 71... Eşim de ben de, iki aşımızı olduk... Bahar yaklaştığı için İzmir Çeşme’deki yazlık evimize gitmek istedik. İzin vermediler! Yani, kendi evimize gidemiyoruz! Bu nasıl rezalettir böyle?

Önce telefonla 199’u aradık... Kibarca konuşan görevli bir kişi çıktı. Eşimle benim için İstanbul’dan İzmir’e gitmek için izin belgesi istedim.

Görevli kişi, isimlerimizi, vatandaşlık numaralarımızı aldı, hava yoluyla mı, kara yoluyla mı gideceğimizi sordu, arabamızın plakasını, gideceğimiz adresi (sokağı ve numarasıyla) kaydetti. Sonunda saygılı bir sesle:

“Tamam efendim, başvurunuzu kaydettim. Talebiniz işleme alınacak ve sonuç telefonunuza bildirilecek” dedi.

Eşim de ben de “Aa... Ne kolaymış” diye sevindik:

Vehbi’nin kerrakesi daha sonra ortaya çıktı. Telefonumuza gelen mesaj şöyle:

“İzin talebinizle ilgili gerekli belgeleri, (http://112 vefa.ng112.gov.tr/vefa_public) adresine yüklemeniz gerekmektedir. Belge yüklemek için doğrulama kodunuz: 19xx28”

Vay canına! İstenen belge nedir? Nasıl bir belge istiyorlar? Hiçbir bilgi yok! Sadece “belgeler” deniliyor. Adını yazsanıza mübarekler!

İstenilen belgeleri (anlayıp bulursak) internetteki o adrese yükleyecekmişiz? Nasıl yapacağız bunu? Biz bilgisayar uzmanı mıyız yaa? Bu, birçok kişi için mümkün değil!

O an kendimi “Esir şehrin insanı” ya da “Esir şehrin mahkûmu” gibi hissettim!

65 yaş üstü vatandaşa resmen eziyet ediyorlar!

“AKP Kongresi’ne gidiyoruz” deseydim herhalde önümdeki bütün engeller kalkar, hemen izin verilirdi!

Nasıl bir ülke haline geldik, inanamıyorum! Kendi evimize bile gidemiyoruz!”

TEBESSÜM

Maskeli banka soyguncusu!


Maskeli soyguncunun biri bankaya girer. Tabancasını çekip “Bu bir soygundur!” diye bağırarak herkesin yere yatmasını ister.

Kasadaki parayı toplayıp hızla kapıya doğru yönelir.

Tam çıkarken maskesi açılır gibi olur, durup en yakındaki adama sorar:

“Beni gördün mü?”

Adam şaşkınlıkla “Evet gördüm!” deyince tetiği çekip adamı alnından vurur!

O sırada kapıda bir karı-kocanın kendisine hayretle baktığını görünce dönüp o adama da sorar:

“Beni gördün mü?”

Adam gayet soğukkanlı bir şekilde cevap verir:

“Valla ben hiç bir şey görmedim. Fakat, benim hanım gördü galiba!”

GÜNÜN SÖZÜ

Yorgun memleket, yorgun teşkilat yoktur, yorgun lider vardır!