Korona salgını en çok turizmi vurdu!

Oysa turizmin Türkiye için hayati önemi var!

Bizim bazı yetkililerin “30 milyon turist bekliyoruz. Rezervasyonda patlama yaşanıyor!” gibi sözleri hayalden öteye gitmiyor!

Ülkemizi yönetenler Ay’a, uzaya filan gitmeye kalkıştıkları için bu hale geldik!

Gerçek ne?

Tüm dünya tedirgin, rahatsız, ne yazık ki! Kimse ne yapacağını bilmiyor!

Salgın günlerinde “Ölüm korkusu” kol gezerken insanlar turizmi, düşünebilirler mi?

Düşünenler varsa da, sayıları çok azdır.

Tüm ülkeler vatandaşlarına kısıtlamalar getirdi...

Gelecek, bulutlu, puslu ve karanlık...

Rusya, Ukrayna, İngiltere, Avrupa Birliği ülkeleri ve özellikle Almanya, Türkiye turizmi için en büyük pazarlar...

Bu ülkelerin insanları hep seyahat etmek ister... İsterler ama o ülkelerin hükümetleri, yeterli sayıda aşının yapılmadığı bir ülkeye gitmeleri için vatandaşlarına çıkış izni verir mi?

Bu nedenle aşılamayı hızlandırmamız şart... Fakat hâlâ aşı hedefinin çok uzağındayız!

Korona, dünyayı kasıp kavururken 30 milyon turistin geleceğinden söz etmek çok tuhaf oluyor!

★★★

Türkiye’de restoran ve kafelerin açılması, otellerin yaz sezonuna hazırlanmaya başlamaları ile birlikte turizm sektöründe iş ve eleman aramaları hızlandı. Ancak, hemen söyleyeyim:

Seyahat kısıtlamaları sürdürülürse ve 65 yaş üstünün boğazı sıkılmaya devam edilirse turizm bölgeleri bu yıl yerli turistleri bile göremeyecek!

Türkiye genelinde “Güvenli Turizm Sertifikası” almak için 2480 otel Turizm Bakanlığı’na başvurdu. Bunlardan 2189’una gereken belge verildi.

“Güvenli Sertifika” almada 560 otelle Antalya birinci sırada...

Bu yıl 50 oda üstü tüm otellerde “Korona Güvenlik Sertifikası” almak şart!

Şişirilmiş bütçeye paydos!


Alkent, İstanbul’un en gözde sitelerinden biri...

Bu siteyi, 30 yıl kadar önce, iki önemli işadamı Üzeyir Garih ve İshak Alaton inşa ettirmişti.

İkisi de ileriyi gören atılımcı işadamlarıydı... Şimdi hayatta değiller, fakat geride güzel eserler bıraktılar. Alkent bunlardan biri... İkisinin de toprağı bol olsun.

Alkent’te her dönem seçim mücadelesi yaşanır, dedikoduya ve yalana varan çekişmeler bitmez. Bu yıl seçimler 12 Nisan’da yapılacak. Mücadele şimdiden başladı.

2018’de idareyi devralan yeni yönetim kurulu, Türkiye’yi saran büyük zam fırtınalarına rağmen yıllardır aidatlara hiç zam yapmadı.

Alkent İcra Kurulu Başkanı Kemal Bayazıt:

“Aidatlara zam yapmadığımız için bizi kıskanıp kızan kişilerden oluşan muhalif grup, bu salgın günlerinde çok sayıda personel çıkarttığımız yalanını yayıyor. İddianın tersine hiçbir personel çıkartmadık. Mobil devriye uygulamasıyla huzur ve güven sağladık. 2018 bütçesini yapan icra kurulu üyelerinin şişirdikleri bütçenin gazını 2021’de de almaya devam edeceğiz.” diyor.

Şişirilmiş bütçe sorunu sanırım büyük kentlerdeki birçok sitede ve apartman yönetimlerinde vardır. Bu nedenle yöneticilerin çok dikkatli seçilip sıkı murakabe edilmeleri gerekiyor.

TEBESSÜM

“Tarlan ürün vermedi!”


Evlendikten sonra hemen askere giden delikanlı, babasına “Eşim hamile mi, değil mi?” diye bir mektup yazmış ve altına şu maniyi eklemiş:

“Ey mektup, var da gel, tez haber al da gel,

Birdik, iki olduk, üç olduk mu, sor da gel”

Babası, geline sormuş, bir durum var mı diye... Gelin “Yok” deyince, baba oğluna bir maniyle cevap vermiş:

“Bir dalda iki kiraz, biri al, biri beyaz,

Tarlan ürün vermedi, izin al gel, yine kaz!”

GÜNÜN SÖZÜ

Gözü kara bir siyaset adamını uyarmaya çalışmak faydasızdır!