Taliban’ın, Afganistan’da ülke yönetimini devralmasıyla, ülke ordusunda görevli askerlerin bir kısmı için infaz talimatı verildi. Hakkında “Vur” emri çıkarılanlar arasında Türkiye’de öğrenim görmüş askerlerin de bulunduğu belirtiliyor.

Afganistan askerinin Türkiye ile ilişkisini anlatalım. Bunlar Misafir Askeri Personel (MAP) kategorisinde Türkiye’ye gelip, ülkemizde 8 yıl Askeri Lise ve Harp Okulu’nda eğitim alan, Türkiye’yi çok seven, stratejik anlamda önemli ve eğitimli askerler.

HEPSİNE DÜŞMANLAR

Ülkemizde öğrenim gören halen Afganistan’da bulunan askerlerin, Türkiye’de yakın arkadaşları var. Onlar, birbirleriyle bağlarını hiç kesmediler. Birbirlerini hep arıyor-soruyorlar. Ancak son dönemde Afganistan’dan gelen haberler hiç de iyi değil. Her an öldürülebileceklerini, bu yüzden gizlendiklerini anlatıyorlar. Onlar için ayrıca öncelik ise Türkiye’ye gelebilmek.

Taliban’ın yönetimi devralmasının ardından Türkiye dışında diğer ülkelerde eğitim alan Afgan ordusundaki askerlerin, eğitim aldıkları ülkeler tarafından çağırıldıkları da oluyor. Ancak, Türkiye böyle bir adımı henüz atmadı. Konuştuğum yetkililer, bu konuda bakanlıklararası eşgüdüm çalışmalarının yürütüldüğünü belirttiler. Konuştuğum bir yetkili, “Bizde, Türkiye’den mezun olan Afganistanlı askerler hakkında ölüm emri verildiğine dair bir veri yok. Yeni yönetimin bu konudaki yaklaşımı net değil. En azından ülkemizden mezun olanlar için. Büyükelçiliğimiz ve askeri ataşeliğimiz konuyu yakından takip ediyor” dedi.

BAŞKALARI NE YAPIYOR?

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Afganistan’da bulunan askerlerin durumuyla yakından ilgileniyor, bunun için Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı yetkilileriyle de, Afganistanlı askerlerin Türkiye’deki arkadaşlarıyla da konuşuyor. Taliban’ın öldürdüğü insanların infaz görüntüleri sosyal medyanın gündeminden hiç düşmüyor. CHP’li Murat Bakan, Afganistan’da bulunan askerler için şunları söylüyor:

“Hakkında ölüm emri verilen ve Taliban’dan saklanmaya çalışan 80 askerin bilgileri Milli Savunma Bakanlığı’na ve Dışişleri Bakanlığı’na iletildiği bilgisine sahibiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Silahlı Kuvvetleri’nde aynı sıralarda eğitim almış, birlikte marş söylemiş, ülkemizi ikinci vatanı olarak gören bu insanları Taliban’dan kurtarmak zorundayız. Türkiye tek bir uçakla, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 80 kişinin hayatını kurtarabilir. Ülkemiz gücünü, merhametini ve yardımseverliğini göstermelidir.”

Taliban’dan kaçıp sınırlarımızdan ellerini kollarını sallayarak geçen ve içinden geldikleri koşulları değerlendirdiğimizde savaş eğitimi aldığını düşündüğümüz on binlerce genç erkeğin ülkemize alındığı unutulmamalı. CHP Milletvekili, Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlarına, “Afgan ordusundaki askerlerin, ailelerin Taliban’dan kurtarılması için hangi girişimlerde bulunacaksınız?” diye soruyor.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, kuşkusuz bu konuyla yakından ilgileniyor. Ama sonuç ne olur bilemem.

Son Şehit mi oluyordum?


Emekli Büyükelçilerin ilginç anı kitapları yayımlanıyor. Selçuk İncesu’nun da, İleri Yayınlarından çıkan “Yaşam Yokuşlu Bir Yoldur” kitabı da ilginç anılarla dolu. İncesu’nun kitabından okuyoruz:

“1 Aralık 1984 sabahı, her çalışma günü olduğu gibi, Brüksel Serbest Üniversitesi (ULB) karşısındaki bir binada yer alan Başkonsolosluk konutundan çıktım. Koruma polisi arkadaşımla, 15-20 metre uzunluğunda, yanları şimşire benzeyen yeşil bitkiler dikilmiş binayı sokağa bağlayan yoldan yürüyerek zırhlı araca bindim ve Başkonsolosluk kançılaryasına gittim.

Kısa bir süre sonra eşim, bizde misafir olan yeğenimle birlikte hızla Başkonsolosluktaki çalışma odama girdi. Günlük çevre temizliğini yapan bina kapıcısının yeşilliklerin altına saklanmış bomba olduğu tahmin edilen bir paket bulduğunu, polisin bina önüne gelmesi üzerine garaj kapısından çıkarak özel arabamızla yanıma geldiklerini söyledi.

Televizyonu açınca olayın naklen yayınlanmakta olduğunu gördük. Polisin önce bizim bina ile çevredeki binaları ve biraz uzakta bulunan bir anaokulunu boşalttırdığını, bomba uzmanlarının paketi saklanmış olduğu yerden çıkardıklarını izledik.

BİNADAN ÇIKARDILAR

Bir gün sonra Başkonsoloslukta ziyaretime gelen emniyet yetkilisi bombanın uzaktan kumandalı ve bir hayli güçlü olduğunu belirtti. Olay Türk ve
yabancı bir çok basında manşetten yayımlandı.
Kirada oturduğumuz binanın malikleri durumdan duydukları rahatsızlığı dile getirdiler, binayı terk etmemizi istediler. Bu yüzden başka bir binaya taşındık.

Başarısız suikast girişimi insan yaşamının pamuk ipliğine bağlı olduğu özdeyişinin haklı olduğunu kanıtlıyor. Benim ipliğim sağlammış.”