Atatürk, 1930-1931’de çıktığı yurt gezisinde halkın sorunlarını dinledi. Sorunlara uzmanlarla birlikte çözüm önerileri geliştirdi. Bu önerileri raporlarla hükümete sundu.

1929 Dünya Ekonomik Buhranı” tüm dünyada büyük ekonomik yıkıma yol açtı. Buhranın yıkıcı etkileri Türkiye’de de hissedildi. İthalata ve tarıma dayalı Türk ekonomisi derinden sarsıldı. Üstelik genç Türkiye Cumhuriyeti’nin tek sorunu ekonomi de değildi. O günlerde yeni rejim de tehdit altındaydı. Haziran 1930’da Ağrı Dağı yakınlarında rejim karşıtı “Zeylan Ayaklanması” çıktı. Ağustos 1930’da Atatürk’ün isteğiyle Fethi Okyar’ın kurduğu “Serbest Cumhuriyet Fırkası” (SCF), kısa sürede rejim karşıtlarının çekim merkezi haline geldi. Parti mitinglerinde olaylar çıktı. (SCF, 1930 Belediye Seçimlerinde 502 seçim bölgesinin 31’inde seçim kazandı). 23 Aralık 1930’da Menemen’de Asteğmen Kubilay, rejim karşıtı yobazlarca (Derviş Mehmet ve arkadaşları) vahşice katledildi.

ATATÜRK’ÜN 1930-1931 YURT GEZİSİ

Ekonomik buhranın ve rejim karşıtlığının muhtemel yıkıcı etkilerine karşı önlem almak gerekiyordu. Atatürk, “1929 Dünya Ekonomik Buhranı” ve “1930 SCF Olayı” sonrası halkın ekonomik durumunu yakından görmek, halkın sorunlarına kulak vermek için kalabalık bir yönetici ve uzman kadrosu ile bir yurt gezisine çıktı. Gezi iki aşamalıydı. İlk gezi 17 Kasım 1930- 6 Ocak 1931 arasında, ikinci gezi ise 26 Ocak- 3 Mart 1931 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Atatürk’ün ilk gezisi Kayseri, Sivas, Tokat, Turhal, Amasya, Samsun, Çarşamba, Trabzon, İstanbul, Yalova, Alpullu, Kırklareli, Edirne, Mudanya ve Bursa’yı kapsıyordu. İkinci gezisi ise Eskişehir, Kütahya, Afyon, Uşak, İzmir, Denizli, Balıkesir, Antalya, Silifke, Mersin, Adana, Malatya, Dörtyol ve Konya’yı kapsıyordu.



Atatürk, gittiği her ilde yurttaşlarla birebir sohbet etti. Bu sırada halkın sorunları ve bu sorunlara çözüm önerilerini içeren notlar alındı. Gezi sırasında TBMM zabıt kâtiplerince tutulan bu notlar, gezi sonunda Atatürk’ün denetiminde temize çekilerek raporlar haline getirilip başbakanlığa ve ilgili bakanlıklara iletildi. Ayrıca Atatürk, gittiği illerdeki sorunları ve sorunlara çözüm önerilerini telgraflarla doğrudan Başbakan İsmet İnönü’ye de gönderdi.

Atatürk’ün, bizzat halkın ayağına gidip halkın sorunlarını dinlemesiyle hazırlanan bu notlar, ekonomi, eğitim, sağlık, adliye, bayındırlık gibi pek çok alanla ilgiliydi.

Ekonomi Notları


Atatürk’ün gezi notlarının en önemli bölümünü ekonomik sorunlar ve çözüm önerileri oluşturuyordu.

Belli başlı ekonomi notları şöyle:

“Bazılarının iddiaları gibi memlekette açlık ve çıplaklık yoktur. Görülen yerlerde, geçen seneye nispetle genelde yüzde 20 ile 50 arasında artış vardır.

■ Mahsulün az olduğu yerlerde durum iyi değildir. Arazi vergisi ve borçlar sıkıntı yaratmaktadır.

■ Fare tahribatına uğramış yerlere tohumluk yardımı yapılmalıdır. “Amasya’da, Tokat’ta, Havza’da fare tahribatı yüzünden ekin çok fena olmuştur.

■ Her yerde çiftçiye traktör için yeteri kadar “muaf rusumlu gaz” verilmelidir.

■ Trakya için kuşyemi ve kendirin ıslah edilmesi ve çoğaltılması gerekir.

■ Sivas, Tokat, Amasya, Samsun ve Trakya’da fare tahribatıyla hiç mücadele edilmiyor gibidir. Samsun ve Edirne’de de çekirge mücadelesi, Kayseri ve Sivas’ta sığırlardaki vebayıbakari ile mücadele yetersizdir. Amasya elmaları ve Sürmene zeytinleri hastalıklara karşı korunmalıdır. “Ekonomi Bakanlığı mücadele işini yeni ve canlı bir zihniyetle ele almalıdır.” İncir kurduyla da mücadele edilmelidir. Dörtyol’da portakal ağaçları hastalıktan kurtarılmalıdır. (Bu konuda yapılacak bilimsel çalışmalar sıralanmıştır.)

■ Hububat piyasasındaki dalgalanmaya karşı gerekli önlemler alınmalıdır. Bu işle uğraşacak bir büro kurulmalıdır.

■ Tütün üreticisini memnun edecek tedbirler alınmalıdır (Tedbirler de sıralanmıştır). Trabzonlular tütün ve sigara imalathanesi istiyorlar.

■ Arazisi olmayan çiftçilere yeterli arazi dağıtılmamıştır ve arazi kayıtları da yetersizdir.

■ Halka, vergide adaletsizlik olduğu izlenimi veren uygulamalar önlenmeli ve durum halka iyi bir şekilde anlatılmalıdır. Vergi kanunları, haklı şikâyetleri ortadan kaldıracak şekilde yeniden ele alınmalı, vatandaşlardan mali güçlerinin üzerinde vergi alınmamalıdır. (Hangi vergilerin nasıl azaltılacağı da ayrıntılı olarak anlatılmıştır.)

■ Koyun ve keçi yetiştirme işi koruma altına alınmalıdır. Hükümet, sanayiyi teşvik ettiği gibi hayvancılığı da teşvik etmelidir. Çift hayvanlarından vergi alınmamalıdır. Bütçe buna uygun değilse en azından bütün hayvan vergisi yüzde elli azaltılmalıdır.

■ Gümrük işleri düzenlenmelidir. (Yapılması gerekenler maddeler halinde sıralanmıştır.)

■ Dokuma fabrikalarımızda modern makinler olmadığı için üretilen kumaşlar yabancı mallarla rekabet edememektedir. Dokuma sanayinin ihtiyacı olan makineleri üretecek bir santral kurulmalıdır.

■ Baytar, Orman ve Yüksek Ziraat mekteplerinden mezun olup devlette çalışanlara verilen maaşlar artırılmalıdır.

■ Emekli, dul ve yetim maaşlarının bağlanmadığından şikâyet edenler vardır. Çalışamayacak hale gelmiş veya geçim sıkıntısı çekenlere gereken maaşların en çabuk biçimde bağlanmasını sağlayacak bir düzenleme yapılmalıdır. Maaşlarından başka hiçbir geliri olmayan emekli, dul ve yetimleri, yüksek faizle borç almaktan kurtarmak için bunlara Emniyet Sandığı, Emlak Bankası gibi milli yardım kuruluşları tarafından maaş cüzdanları mukabilinde borç verilmelidir.

■ Köylüler için özel tasarruf tedbirleri düşünülmelidir. Mesela bir “köylü ev sanayi” kurulabilir. “Bizde köylü, evine, aile ve çocuklarının yaşamasına elzem olan yiyecek ve içecek için para sarf etmemelidir.” Bunun için tedbirler düşünülmelidir.

■ Ziraat Bankası, Adana fabrikasında ürettiği bezleri çiftçilere hisselerine mahsuben para yerine vermekten vazgeçmelidir. Çiftçiler bundan şikâyetçidirler, zarar ediyorlar.

■ Kışlık ziraat zamanı gelmeden Havza’ya yeterli tohum ve traktörler için yeterli gaz verilmelidir.

■ İstanbul’da incelemelerim sırasında Rus ithalatının Türk üreticiye zarar verdiğini gördüm. Örneğin Ruslar çimento, tütün ve şekeri çok daha ucuza satıyorlar, biz onlarla rekabet edemiyoruz. Bu konu değerlendirmeli.

■ Çarşı ekmeği yiyen şehirlerimizde ekmek fiyatları kontrol edilmiyor, fiyatlar yüzde yüz artıyor. Bu sorun çözülmelidir.

■ Zeytin ağaçlarını aşılayanlar tapu harçlarından muaf tutulmalıdır. Ayrıca dağlardaki sakız ve bütün ağaçlarını fıstığa aşılayanların aynı muafiyetten yararlanması ülke servetini artıracaktır.

■ Ülkemizde benzerleri bulunan maddelerin üretiminde kullanılan yabancı maddeler gümrüksüz ithal edilmemelidir. Bu yüzden zarar ediyoruz. Örneğin, ithal edilen nebati yağlar piyasaya çıkıyor, bu nedenle daha faydalı olan zeytinyağlarımız içeride az satılıyor.

■ Ülkenin bir çul ve çuval fabrikasına ihtiyacı vardır.

■ Deniz ticaretimiz geliştirilmelidir. (Bu konuda yapılacaklar sıralanmıştır.) İzmir’le Mersin arasında 20 deniz fenerine ihtiyaç vardır.

■ Ziraat Bankası tarımsal kredi vermede yetersiz kalmaktadır: Ziraat Bankası çiftçiye en uygun şekilde kredi verecek biçimde yapılandırılmalıdır. Çiftçiler Ziraat Bankası borçlarını ödeyememektedir. Ziraat Bankası çiftçilere 10-20 yıllık sürelerle düşük faizle kredi vermelidir. “Köylülerimiz bolluk ve kuraklık, ucuzluk veya pahalılık, her ne olursa olsun, icabında kendi tarlasının, bağ veya bahçesinin hasılatı ile doyabilmeli, kendi tezgâhının basit bez ve abası ile giyinebilmelidir. İdeal olarak köylümüz dışarıdan mümkün olduğu kadar az şey almalıdır.”

■ Sanayici ve tüccarlara en uygun koşullarda sanayi ve ticari kredi, ev alanlara düşük faizli emlak kredisi verilmelidir. İstanbul ve İzmir balıkçıları da krediden şikâyetçidirler. Balıkçılara da düşük faizli kredi sağlanmalıdır.

■ Köylü ve çiftçi için Zirai Kredi kooperatifleri ve Satış Kooperatifleri kurulmalıdır.

■“Amele ve işçilerin hayat ve hakları ve menfaatleri çiftçiler ve diğer vatandaşlar gibi aynı derecede önemle görülerek gerekenler yapılmalıdır.Bir İş Kanunu çıkarılmalıdır.

■ Devletin teşebbüs edeceği büyük sanayi yatırımlarından acele olanı dokuma fabrikalarıdır: Bu fabrikaların kurulması ekonomik durumumuzu ferahlatır.

■ Uşak Şeker Fabrikası’nı gördüm. Fabrikanın toplam 5.5 milyon lira borcu vardır. Hükümet bu milli müesseseyi kurtarıp kuvvetlendirecek tedbirleri bulmalıdır.

■“Günlük hayatımızda tasarruf yollarını itina ile aramak” gerekir.

■ “Petrol işi kısa zamanda halledilmelidir.” Madenler işletilmelidir. (Bu konuda yapılacaklar sıralanmıştır).

■ Devlet gelirlerini artırmak için 12 seneyi kapsayan bir çalışma planı hazırlanmalıdır.

Eğitim, Kültür, Yargı, Sağlık, Bayındırlık Notları


Bu notların bazıları da şöyle:

■ İlkokul öğretmenlerinin emekli maaşlarının aksatılmadan ödenmesi öğretmenleri memnun edecektir.

■ Trabzon’da sanayi okulunun açılması faydalı olacaktır. Trabzon halkı da memnun olacaktır.

■ Millet Mekteplerinde yeni harflerle okuma-yazma öğrenenlerin öğrendiklerini unuttukları belirtiliyor. Bu kişiler için okuması kolay küçük kitapların hazırlanması gerekiyor.

■ Halkın okul ihtiyacı devam ediyor. İlköğretim yeterli hale getirilmelidir. Öğretmen, sanat ve yatılı okullarda öğrencilerin kendi işlerini kendileri görmeleri hem tasarruflu olur, hem de öğrencilerin işe alışmalarını sağlar.

■ Ülke genelinde 5 ile 7 arasında Umumi Müfettişlik kurulmalıdır. Valilerin yetkileri arttırılmalıdır.

■ Cumhuriyete karşı gerçekleşen Menemen Olayı gibi isyan hareketlerinde yargı çok yavaş hareket etmektedir. Bu konuda yargı daha hızlı karar almalıdır.

■ Cumhuriyeti ve rejimi koruma kanunu çıkarılmalıdır. Devrimlere yönelik saldırılar ağır biçimde cezalandırılmalıdır.

■ Hapishanelerin koşulları iyileştirilmelidir. Ülkede 2-3 yerde ıslahhaneler kurulmalıdır.

■ Okullarda etnik bölücülüğe izin verilmemelidir. Bunun için neler yapılabilir?

■“Kitapların cansız nazariyeleri ile karşı karşıya gelen genç dimağlar öğrendikleriyle ülkenin gerçek durum ve menfaatleri arasında ilişki kuramıyorlar.” Eğitim Bakanlığı bu konuda çalışma yapmalı.

■ Keşan ve İbrice limanı arasındaki yol ıslah edilmelidir. Ergene nehrine kanal inşa edilmelidir. Edirne’de kasırgadan yıkılan cami minareleri tamir ettirilmelidir. Nazilli-Aydın-İzmir şosesi yapılmalıdır. Aydın demiryolunun tarifelerinde indirim yapılmalıdır.

■“Demiryolu inşaatına ısrarla devam etmeliyiz.”

■ Sıtma mücadelesi olumlu sonuçlar veriyor.

■ Fabrikalarda işçiler için mutlaka doktor ve hastane bulundurmalıdır. Hükümet ve belediyelerce yeterli oranda süt damlası, doğum evleri, çocuk yuvaları ve çalışan kadınlar için kreşler açılması gereklidir.

Halkın Şikâyetleri


Gittiği illerde halkın şikâyetlerini dinleyen Atatürk, notlarında, halkın şikâyetlerini partinin yeterince dikkate almadığından yakınıyor. Halkın şikâyetlerinin 3’er ve 6’şar aylık özetler halinde parti toplantılarında değerlendirilmesini istiyor. Atatürk, buna bir örnek olmak üzere de Edirne’de bir günde kendisine verilmiş olan dilekçelerdeki halk şikâyetlerini karşılaştırmalı olarak şöyle sıralıyor: Buna göre 93 dilekçe iskân, 69 dilekçe maaş, 44 dilekçe okul, 13 dilekçe yardım, 7 dilekçe ceza affı, 5 dilekçe memuriyet, 4 dilekçe iş, 3 dilekçe arazi isteği, 1 dilekçe ev isteği, 1 dilekçe ev tamir isteği ve 1 dilekçe de zararın tanzimi konularından söz ediyor.

Atatürk, haksız şikâyetlerin ise dikkate alınmadığını belirtiyor.

★★★

Atatürk, cumhuriyetin ilanından sonra sık sık yurt gezilerine çıktı. 1930-1931’de çıktığı yurt gezisinde halkın sorunlarını dinledi. Sorunlara uzmanlarla birlikte çözüm önerileri geliştirdi. Bu önerileri raporlarla hükümete sundu. Bu öneriler, 1931 CHP Kurultayı’nda parti programına yansıdı. Bu kapsamda Devletçilik de parti programına girdi. Ayrıca halkı aydınlatmak için tarih, dil çalışmaları, Halkevlerinin açılması gibi kültür politikalarına ağırlık verildi.

Özetle, Atatürk, krize çözüm ararken kalktı halka gitti, halkı dinledi, sorunları öğrendi, çözümler üretti.

Not: Atatürk’ün bu notlarının detayları için bakınız: Atatürk Seyahat Notları (1930-1931), Haz. Gürbüz Tüfekçi, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1998.