Eskişehir’e bağlı Mihalıççık ilçe merkezi ve Tatarcık Mahallesi’nde bulunan asbest ocağı atıklarının bölge sakinlerinin sağlığını olumsuz bir biçimde etkilediği belirtildi.




ASBES OCAĞININ ATIKLARI ZEHİRLEMEYE DEVAM EDİYOR

Eskişehir Mihalıççık ilçesi Tatarcık Mahallesi içindeki 1970-1980’li yıllarda işletilmiş, asbestin kanser yaptığı anlaşılınca kapatılmış ve terk edilmiş olan asbest ocağından kalan atıkları vatandaşların hayatını tehdit etmeye devam ediyor.  Açık havada, hiçbir önlem alınmadan bekletilen asbest yığınları özellikle Tatarcık Mahallesinde oturan bölge sakinlerine kanserojen madde yayıyor. Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey, yayınlandığı bilimsel makalelerle bölgedeki asbest varlığına ve sağlık etkilerini ortaya koymaya çalışıyor.

Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey,


“TATARCIK MAHALLESİ ACİLEN BOŞALTILMALI”

En son geçtiğimiz günlerde bölgede yeniden incelemelerde bulunan Atabey, özellikle Tatarcık Mahalle sakinlerinin yüksek kanserojene maruz kaldığını belirterek mahallenin acilen boşaltılması gerektiğini söyledi. Asbest ocağının kapatılmasının ardından hiçbir önlem alınmadığını ifade eden Atabey, “Kanserojen bir madde olan asbestin tozu uzun süre solunduğunda mezotelyoma denen akciğer zarı kanserine neden oluyor. Tedavisi bulunmayan mezotelyoma Türkiye’deki en yaygın kanser türleri arasında gösteriliyor” dedi.



“TATARCIK MAHALLESİ TAŞINMALI”

Bölgede tıbbi jeolojik araştırmalar yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey, Mihalıççık yöresinde bazı mahallelerin tarla toprağında da asbest içerdiğini belirterek,

“Eskişehir Mihalıççık ilçe merkezi ve mahallelerinin çoğu asbest tehlikesi altındadır. Yol kenarları asbestli kayaçlardır. Asbestli malzeme bazı evlerin damlarında izolasyon maddesi olarak, sıva ve badanada kullanılmıştır. Mihalıççık ve özellikle en fazla etkilenmenin olduğu Tatarcık Mahallesi’ndeki asbestten kaynaklı sağlık sorununun bir an önce çözüme kavuşturulması gerekiyor.

Tatarcık Mahallesi başka bir yere taşınmalıdır. Mihalıççık girişinde bulunan asbest atığı kaldırılmalıdır. Mihalıççık’taki diğer yerlerdeki asbest etkisi giderilmelidir. Doğumdan itibaren yaşamımızın her anında etkili olan, bir doğa tehlikesi asbestle ilgili alınacak önlemlerle, insanların asbestten hasta olmaları ve ölmeleri önlenecektir” şeklinde konuştu.

“YAĞMUR SULARIYLA TAŞINIYOR”

Mihalıççık ilçesinde en riskli bölgenin Tatarcık olduğunu vurgulayan Atabey şöyle konuştu:

“Yerleşim yerlerinde kanserojen asbest vardır. En riskli olanı Tatarcık'tır. Burada eski maden ocağı bulunuyor. Bu ocaktan çıkartılan asbest cevheri Mihalıççık girişindeki asbest işleme fabrikasına taşınmıştır. Asbest yasaklanınca fabrika kapatılmış ve depolanan asbest bahçede olduğu gibi terk edilmiştir. Asbest yığınından havaya karışan kanserojen toz, tüm Mihalıççık şehir merkezinde yaşayanların sağlığını tehdit etmektedir. Yıllardan bu yana önlem alınması için tüm girişimlerde bulundum. Ancak hiçbir önlem alınmamıştır. 17 Haziran 2022 tarihinde yaptığım incelemede, yağmur sularıyla taşınan asbestin çamur halinde kenarındaki tarlaya biriktiğini gördüm. Asbest çamuru kuruyunca havaya asbest lifleri karışacak Mihalıççık’ta yaşayanların ve tarlayı kullananların sağlığını tehdit edecektir.”

MHP'Lİ SAZAK MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIMIŞTI

MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak da 2020 yılı Ocak ayında, Eskişehir’deki asbest ile temas halindeki köyleri ve asbest ile ilişkili hastalıkların bölgesel dağılımını TBMM gündemine taşımıştı. 31.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelik ile asbestin yasaklandığının altını çizen MHP’li Sazak, Mihalıççık ilçesindeki Tatarcık köyünde 30 yıl önce terk edilen asbest maden ocağına da değinerek, verdiği soru önergelerinde “Asbestle temas sonrası görülen akciğer hasarının yaklaşık 20 yılda ortaya çıktığı bilimsel bir gerçek olarak tanımlanmıştır. Asbest Eskişehir’de bazı köylerde de sıva ve boya malzemesi olarak yaygın olarak kullanılmaktaydı” ifadelerine yer vermişti. Sazak, Çevre ve Şehircilik Bakanı ile Sağlık Bakanına şu soruları yöneltmişti:

* Ülkemizde asbest ve ilişkili hastalıkların insidansı ve bölgesel dağılım oranları nelerdir?

* Asbest açısından en riskli bölgelerin tayini hangi parametrelere göre belirlenmektedir? Asbeste bağlı en ağır ve en nadir rahatsızlık olan mezotelyoma tümörlerinin sıklığı tek belirleyici olarak mı ele alınmaktadır? Asbeste bağlı diğer akciğer hastalıkları nasıl kategorize edilmektedir?

* Ülkemizde mezotelyama vakalarının en sık görüldüğü il veya illerimiz, ilçe ve köylerimiz saptanmış mıdır? Saptandıysa hangileridir?

* Saptanan coğrafi bölgelerimizde asbeste maruziyetine karşı önlem alınmış mıdır? Bu bölgelerde yaşayan vatandaşlar konu hakkında bilgilendirilmiş midir?

* Eskişehir’de yaşayan insanların asbestle ilgili hastalık geçirme istatistikleri ve mevcut köylere dağılımı nedir?

* Ülke genelinde asbest ile teması halen devam eden yüzlerce köy için bir önlem alınmış mıdır? Bu bölgelerde yaşayan vatandaşlara bilgilendirme yapılmış mıdır?

* Eskişehir’de asbest ile teması halen devam eden köylerin asbestten arındırılmış bir alana taşınılması veya asbestten arındırarak yeniden yapılandırılması planlanmakta mıdır?

* Eskişehir’deki köylerin tarım topraklarında asbest ili ilgili saha araştırması yapılmış mıdır? Yapıldıysa bu araştırmanın sonuçları nelerdir?

* Topraklarda yüksek oranda asbest bulunması halinde yapılan çalışmalar nelerdir?

* Bakanlığınız tarafından asbest ile temasın azaltılması için yapılan çalışmalar nelerdir?