Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, sel felaketinin meydana geldiği Erzincan'da incelemelerde bulundu. Artvin'in Yusufeli ilçesinden uçakla Erzincan'a gelen Kirişci ve Yıldırım, Vali Mehmet Makas'tan sel felaketiyle ilgili bilgi aldı.

Selden zarar gören köy ve mahallelerde incelemelerde bulunan Kirişci ve Yıldırım, vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Başpınar köyünde incelemelerde bulunduktan sonra açıklama yapan Vali Mehmet Makas, selin ardından devletin bütün imkanlarının seferber edildiğini söyledi.

Makas, "2 gündür bölgede sel felaketiyle mücadele bağlamında devletimiz bütün imkanlarıyla burada. 165 iş makinesiyle destek veren Tarım ve Orman Bakanlığımız başta olmak üzere özel idaremize belediyemize ve bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum. İçişleri Bakanlığımız AFAD kapsamında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kaynaklarından aktarımlar sürüyor" dedi.

"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ ANLAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORUZ"

Yaşanan sel felaketi sebebiyle vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, can kaybının olmamasının en büyük tesellileri olduğunu söyledi.

Devletin bütün unsurlarının çabalarına, kendilerinin de DSİ olarak katkı sağladıklarını ifade eden Kirişci, "Derdimiz, tasamız vatandaşımızın acılarını, sıkıntılarını, yaşadıklarını bir an önce normale döndürmek. Burada dikkat etmemiz gereken hususlar var. İklim değişikliği diyoruz, bu iklim değişikliğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Yaşanan hadise aslında iklimdeki değişimi de ortaya koyuyor. Vatandaşlar olarak daha dikkatli ve meteorolojinin uyarılarına karşı teyakkuzda olmalıyız diye belirtmek istiyoruz. Vatandaşımızın yanındayız ve yaralarını sarmanın gayreti içindeyiz" diye konuştu.

"BÜYÜK BİR FELAKET ÖNLENDİ"

Erzincan'da 2 gün önce Başpınar, Kurutilek köyü ve şehir merkezini etkisi altına alan yağış nedeniyle sel felaketi yaşandığını belirten AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ise şunları söyledi:

* "Rabbimize hamd ediyoruz can kaybı yok. Can kaybı geri gelmez ama kaybolan mal yerine konur. Bugün örneğin Ankara'da benzeri bir sel felaketi yaşandı, orada can kaybımız var. Bir vatandaşımız vefat etti. Ankaralılara geçmiş olsun diyoruz.

* Erzincanlı tüm hemşehrilerimize geçmiş olsun diyoruz. İlk andan itibaren valimiz, belediye başkanımız, il başkanımız, milletvekillerimiz seferber oldu. Tabii DSİ burada çok büyük bir sorumluluk aldı. Bütün iş makinelerini, kimin elinde ne varsa tüm imkanlar birleştirildi. Bu selin zararlarını hafifletmek ve selin yönünü değiştirerek meskun mahallere gitmesinin önüne geçildi.

* Büyük bir felaket, olağanüstü gayretle halledilmiş oldu. Dün, bugün hummalı çalışma var. 165 iş makinesi var çalışmalar devam ediyor, bir yandan da hasar tespitleri yapılıyor. Devletimiz hemşehrilerimizin yanındadır. Yaralar sarılmaya başlanmıştır. Valilik emrine gerekli kaynak gönderilmeye başlanmıştır.

* Bundan sonra bize düşen görev sadece olay olduktan sonra hızla hareket edip zararı azaltmak değil, bu olay olmadan daha sorumlu davranacağız. Menfezlerin üzerini kapatmayacak, köprülerin altına büz koymayacağız. Selin yatağının tertemiz olmasını sağlayacağız, sel ağzına bina yapmayacağız. Bunlara dikkat edeceğiz.

* İnşallah bu çalışmalar acil müdahaleler tamamlandıktan sonra bunların da planlaması yapılması gerekiyor. Evi yıkılan, hasar gören, ahırıydı, deposuydu hasar gören 3-4 vatandaşımız var, onların da her türlü zarar ziyanı tazmin edilecek. Genel anlamda oluşan zarar ziyan için devlet bütün imkanlarıyla seferber olmuş durumda gereği yapılacak."

Kirişci ve Yıldırım, açıklama sonrası Başpınar köyünde evi hasar gören bir vatandaşı ziyaret etti. Kirişci ve Yıldırım, şehir merkezindeki yapılan temizlik çalışması bölgesinde bilgi aldı. Yıldırım, incelemeleri sonrası Refahiye ilçesine bağlı Kayı köyündeki evine giderken, Tarım ve Orman Bakanı Kirişci ise kent merkezinde kaldı.

YUSUFELİ BARAJI VE YENİ YERLEŞİM YERİNDE İNCELEME

Bakan Vahit Kirişci ile AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Artvin'de Yusufeli Barajı ve yeni yerleşim yerinde incelemelerde bulundu. İncelemeleri sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Kirişci, şunları söyledi:

* "Türkiyede AK Parti döneminin öncesi ile bir AK Parti'nin son 20 yıldaki hizmetleri neredeyse 1'e 2, 1'e 3 nispetindedir diyebiliriz. Bu geçmişte yapılanlara haksızlık anlamında değil ama keşke Türkiye geçmişte daha fazlasını yapmış olsaydı.

* Çünkü bizim için 'su akar, Türk bakar' denilirdi ama bakmadığımızı mutlaka bunların enerjisinden istifade etmek istediğimizi ortaya koymaya çalıştık. Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle bu konulardaki duruşu, memlekete olan sevdası bu eserlerin ortaya çıkmasını sağladı.

* Bir tarih vermemiz gerekirse buradaki Çoruh Nehri üzerindeki su akış ölçüm işlemlerinin başladığı tarih 1960 ve master planın ortaya çıktığı tarih 1989. 1960da siz ölçüm yapmaya başlıyorsunuz, 1989 yılında bir master plan ortaya koyuyorsunuz.

* Yani bu nehrin üzerine kaç tane baraj yapılacak, kaç tane bu barajlarla beraber elektrik üretimi için santraller düşüneceksin, bütün bu planlamalar 1989 yılında geliyor. Peki ne zaman başladık biz buna? 2013 yılında başladık. Artık sona geldik.

* Pek çok konuda yüzde yüz işlemlerin tamamlandığını söyleyebiliyoruz. Bir iki minör denilebilecek konular var. O konularla ilgili de inşallah onları da tamamladıktan sonra bizi ilgilendiren kısmı itibariyle yani Devlet Su İşleri olarak burada büyük bir projeye imza atmış olacağız. 2013 yılında başlayıp bugün bitme aşamasına gelmiş olası bir tarihi yaşamak noktasında önemlidir diye düşünüyorum."

"DÜNYA ÇAPINDA PROJE"

Yusufeli Barajı'nın dünya çapında bir proje olduğunu ifade eden Bakan Kirişci,"İnşallah meclisimizdeki son mevzuat düzenlenmesiyle buradaki en büyük su tutmamıza mani olan böylelikle aşılmış olacaktır diye düşünüyoruz. Vatandaşlarımıza devletimiz her zaman olduğu gibi bu konuda da çok büyük kolaylık sağlamış durumda. Bur çerçevede de tabii ki belki Yusufeli Barajımızla ilgili olarak bu mevzuat çıkmış gibi düşünülse de artık TOKİ'nin bu imkanları geçmişte yapılan TOKİ konutlarından da süresi dolmamış olanlar bundan istifade edebilecekleri için güzel bir imkan. Vatandaşlarımızın en kısa zamanda TOKİ ile bu anlaşmaları, bu sözleşmeleri imzalayarak bu işe evet demeleri ve buralara yavaş yavaş yerleşmeleri bizim en büyük dileğimiz. Burada gecikmeden dolayı kaybedeceklerimizle, burada taşınmayla beraber kazanacaklarımız, taşınma sonrası elde edeceklerimizi bir ekonomik muhasebesini yaptığımızda hiç vakit kaybetmeye tahammülümüz olmadığını söyleyebiliriz. Bir tarih konuşmasında anlaşmaya, uzlaşmaya varıldı. İnşallah vatandaşlarımızın bu konuya olan ilgisiyle süreç kısa zamanda tamamlanacak ve bizim de su tutma işlemimiz gerçekleşmiş olacak" diye konuştu.

YILDIRIM: ETKİLEYİCİ SANAT YAPISI

Binali Yıldırım da "Sözün bittiği yer. Gördüğünüz gibi tabiat ne kadar çetin olursa, ne kadar zor olursa o zorluğu aşacak mutlaka bir irade de mevcut. Bu irade de başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere onun ekibinde var. Gövde yüksekliği bakımından Türkiye'nin bir numarası, 130 katlı bir gökdelen hayal edin, onun yüksekliğinde, dünyada üçüncü diyen var, beşinci diyen var; beşinci veya üçüncü fark etmez en büyük, en heybetli, en etkileyici sanat yapısı. Bu işin mühendislik tarafı. Bir de ekonomik tarafı var. Tek başına 1 milyar 900 milyon kilowatt saat enerji üretebilen, 588 megawatt kurulu güce sahip bir tesisten bahsediyoruz. Tabii bu Yusufeli'nin kurulmasıyla beraber modern, gelecek 50 ile 100 yılın ihtiyaçlarını dikkate alan yeni bir Yusufeli ilçesini ve ona bağlı tamamen yenilenen yerler. Yapmış olduğumuz muazzam bir eser. Ülkemize yakışan bir eser. Zaten AK Parti iktidarının, Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle 20 yıldır dünyada parmakla gösterilen eserleri yapan ülkelerin başında geliyoruz. Dünyada bu ve buna benzer 10 tane eser yapılmışsa bunun 7 tanesi bizde. Bu da Türkiye'nin neleri yapmaya muktedir olduğunu göstermesi bakımından önemli bir nokta" dedi.

2002 yılında, Türkiye'de 80 yılda yapılan tünel uzunluğunun 50 kilometre olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Yusufeli barajı dolayısıyla Yusufeli'ne yapılan tünel uzunluğu Türkiye'de bir 80 yılda yapılan 50 kilometreden 6 kilometre daha fazla. 56 kilometre sadece burada tünel var. Tabii buna Cankurtaran, Hopa tünellerini kattığınız zaman bu rakam daha da büyüyor. Yani yollar insanlar için. Burada insanı yücelt ki devlet yücelsin prensibinin ne kadar ehemmiyetli olduğu ve ne kadar dikkate alındığını gösteriyor. Bir vatandaşımızın bile ayağına taş dokunmaması için, paranın önemi yok, dağlar delik delik deliniyor ve yollar, tüneller, viyadükler yapılıyor. Yani bu yapılan 56 kilometre yolun neredeyse yüzde 90ı, 95i tünel viyadük, tünel viyadük. Bunlar en pahalı yapılardır. Şöyle söylemek gerekirse; kamulaştırma bedeli artı yollar, tüneller, viyadüklerinin maliyeti şu gördüğünüz devasa barajın maliyetinin 1,5 katı" ifadelerini kullandı. (DHA)