1970’te Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kuruldu.

Elektriğin üretim, iletim, dağım ve satış hizmetleri de TEK’te toplandı.

1983’te, yani kırılma yılında... Bakanlar Kurulu karar verdi ve TEK ikiye ayrıldı: Türkiye Elektrik Üretim AŞ (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ)... Üretim TEAŞ’a, dağıtım ise TEDAŞ’a verildi. TEDAŞ, 2004’te özelleştirme programına alındı ve Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrıldı. Dağıtım sektöründeki tüm bölgeler 2103 yılında özelleştirildi.

Piyasacılara göre...

Elektrik enerjisi talebi, hızla artan ülkemizde gerekli yatırımlar için kamu kaynakları yeterli değildi. Yerli ve yabancı sermayenin sektöre çekilmesi gerekliydi. Kamu İktisadi Teşebbüsler’in (KİT) ekonomi üzerinde yük olmasının önüne geçilecekti. Sektörde rekabetin sağlanmasıyla verimlilik yükselecek, maliyetler düşecek ve yatırımlar zamanında yapılacaktı. Sektörde çağdaş bir yönetim ve işletmecilik sağlanacaktı. Kaliteli, kesintisiz ve ekonomik elektrik hizmeti sağlanarak tüketici korunacaktı.

Tarih 23 Şubat 2004...  Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Yusuf Günay, elektrik dağıtımında özelleştirmenin önemine dikkat çekti ve şu bilgileri verdi: “Elektrik ve doğalgaz piyasasında kamu kurum ve kuruluşlarının ayrılarak bunların yerini özel sektör kuruluşlarının almasına yönelik düzenlemeler yapıyoruz. Özelleştirme tüketiciye fayda sağlayacak. Dağıtımı özel sektöre devretsek fiyatlar yüzde 10 ucuzlayacak.”

Tarih 25 Mart 2005...  EPDK Başkanı Yusuf Günay, “Elektrik piyasasının serbest piyasa haline getirilmesiyle tüketicimizin ve sanayicimizin ucuz elektrik kullanmasına izin verilecektir” dedi. 18 yıl önce Yusuf Günay’ın dediği gibi elektrik dağıtımının özel sektöre devredilmesiyle fiyatlar ucuzladı mı? Hayır! Bugün yaşadığımız ne? “Bir yalanın” yalan olduğunun pratikte ortaya çıkması! Özelleştirme bir kez daha duvara tosladı. Isparta’da özel sektör “Devlet bizi kurtar” dedi!

Bankalara en çok borcu olan sektör


TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Enerji Komisyonu üyesi Nilgün Ercan’ın “Elektrik Enerjisi Sektöründe Özelleştirme/Piyasalaştırma Uygulamaları ve Sonuçlar” başlıklı çalışmasını okuyorum. (16. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi/26-28 Kasım 2019)

Üç yıl önce hazırlanan çalışmadan okuyalım...

Enerji Sektöründe Kriz Derinleşiyor: TOBB verilerine göre; Ocak 2019’da sanayi kesiminde tüketilen elektrik yüzde 11.7, tarımsal sulama için kullanılan elektrik ise yüzde 60 oranında azaldı. Şubat ayında ise en çok kapanan şirket enerji sektöründe oldu. Sektörde bir ayda 136 şirket kapandı. Enerji şirketlerinin borcunun en az 50 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Elektrik üreten şirketlerin yılda 4,3 milyar dolar borç ödemesi gerekiyor. Bu borcun 2,6 milyar dolarıysa faiz ödemesi. Türkiye’de enerji sektörü, bankalara en çok borcu olan dördüncü sektör.

Enerji şirketlerinin dağ gibi borcu birikti: Hükümet elektrik zamlarını kabul edecek mi? Türkiye’de elektrik üretim kapasitesi 2007-17 arası iki katına çıkarken bu kapasite artışı 70 milyar dolarlık dış borçlanmayla sağlanmış, TL’nin 2017’den itibaren yüzde 40 değer kaybetmesiyle enerji şirketleri TL gelirleriyle döviz borçlarını ödemede büyük zorluklar yaşar hale gelmişti.»

Enerjide batık kredi 1 yılda 10’a katlandı: Enerji sektöründe takipteki krediler son bir yılda 637 milyon TL’den 6.3 milyar TL’ye yükseldi. Enerji sektöründe 2003-2018 döneminde 95 milyar dolarlık yatırım yapıldığı, yatırımlar için alınan kredilerin büyük kısmının döviz cinsinden olduğu biliniyor. BDDK verilerine göre, Aralık 2018 itibarıyla enerji şirketlerinin Türk bankalarına 34 milyar dolarlık kredi borcu bulunuyor.

Enerji sektöründe 7.5 milyarlık dolar kredi yapılandırıldı: Elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin yaklaşık 13 milyar dolarlık sorunlu kredi bakiyesinin 7.5 milyar doları yapılandırıldı. Yıl sonuna kadar 2,5 milyar dolarlık kredinin daha yapılandırılması için bankalar ve şirketler arasında ön mutabakatlar sağlandı. Böylece, enerji sektöründe 10 milyar dolarlık sorunlu kredi yapılandırılmış olacak.

Fransa’ya bakın ve çözün


Halihazırda bir soru daha cevaplanmadı!

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) 5 Eylül 2019’da, elektrik üretim ve dağıtım sektörünün mevcut borç stokunun 47 milyar doları civarında olduğunu, bu tutarın yaklaşık 10 milyar dolarlık kısmının 2019 yılı içinde yapılandırmasının tamamlanmasının beklendiğini açıklamıştı. 10 milyar dolar muhtemelen yapılandırıldı ve ödendi. Peki geriye kalan 37 milyar dolar ne oldu? Bundan kimsenin haberi yok? 4 Ocak’ta Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Olgun Sakarya şu cümleleri kurmuştu: “... 50 milyar dolarlık bir piyasa hacminden bahsediyoruz. Ancak... 2019’da kamuoyuna yansıyan rakamla ilgili bugün ortada bir veri yok! Bu ne demektir? Üretim- dağıtım şirketlerinin daha doğrusu bu piyasa içinde rol alan sermaye gruplarının borçlarının muhtemelen bu tarifelerle kapatıldığını anlıyoruz! Ben, sen, Ahmet amca, bakkal Ali bu tarifelerle borcu ödüyor! Şirketlerin borçlarına katkı malzemesi oluyoruz.”

SONUÇ: Fransa’da 106 bin kilometrelik yüksek ve ultra yüksek gerilim hattını, kamu şirketi olan RTE (Reseau de Transport d’Électricite) yüksek karlılık ile işletmekte. RTE’nin 2020 yılı karı 4.7 milyar Euro. 50 ayrı noktadan, Avrupa’nın diğer ülkelerine bağlantı sağlamakta. Yani... Çözüm belli ama kim yapacak?