Azerbay-can’ın en eski siyasi partisi Müsavat’ın dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sahavet Sultanlı, 21 Şubat 2022 sabahı paylaştığı bir sosyal medya mesajında Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin’in gün/ay/yıl kısımları aynı rakamlardan oluşan tarihleri sevdiğine ve Gürcistan’ı 2008 yılının 8. ayının 8’inde işgal ettiğine dikkat çekerek, Rusya’nın Ukrayna’ya da 2022’nin 2. ayının 22’sinde girebileceğini ima etmişti.

Tuhaf bir şekilde Rus tankları 22.02.2022 gününün 22. dakikasında Ukrayna’nın Donbass bölgesine girmeye başlamış, Sultanlı haklı çıkmıştı.

Rakamlardaki bu ince detayın tesadüf olmadığı, Sultanlı’nın yaptığının “akıllı tahmin” olduğu kanaatindeyim. Çünkü bu tür sembollerin aynı zamanda bir casuslar savaşı olan 2. Dünya Savaşı sırasında çok kullanıldığını, Putin’in de o casuslar savaşının baş aktörü olan KGB’nin eski bir ajanı olduğunu biliyorum.

KGB, Putin’e sadece sembollere önem verme alışkanlığını değil, aynı zamanda bir “taktisyen ve stratejist” olma özelliğini kazandırmıştı.

Eminim, ülkeleri yöneten şahısların kişisel psikolojilerini analiz ederek ülkeleri adına izledikleri dış politika hakkında analizler yapan politik psikanalistler Putin’i ve atacağı adımları kestirme konusunda hiç yanılmıyorlardır.

★★★

Putin’in, Ukrayna topraklarına tank göndermeden önce yaptığı açıklamaları da aynı bakış açısıyla değerlendirmekte fayda var. Ne diyor Putin?

“Lenin’in devlet inşaatı ilkeleri, sıradan bir hata olmaktan çok daha kötüydü. Bolşevik politikası sonucu Sovyet Ukrayna’sı oluştu. Günümüzde Ukrayna için ‘Vladimir İlyiç Lenin Ukraynası’ diyebiliriz. Ukrayna’nın yaratıcısı ve mimarı Lenin. Lenin’in Donbass’ı Ukrayna’ya bağlayan sert emirleri dahil arşiv belgeler bunu doğruluyor.”

Putin’in Ukrayna’nın 10. ve 11. yüzyıllarda ne durumda olduğuna dair cümleleriyle birlikte ele alındığında bu sözlerin tercümesi şu: “Rusya’da Bolşevik Devrim yaşanmasa, Rus İmparatorluğu devam etse Ukrayna diye bir ülke olmazdı.”

Ukrayna konusunda sergilenen bu tavır, Putin açısından ilk değildi. Kırım’da da Çeçenistan’da da Gürcistan’ın özerk bölgelerinde de Belarus’ta da aynı motivasyon söz konusuydu: Büyük Rusya!

★★★

Ben bu olup bitenleri izlerken nedense Ukrayna’dan çok Türkiye’yi düşünüyorum. Zira Ankara’nın bütün yumurtalarını, böyle bir bakış açısıyla hareket eden, Büyük Rusya’nın ilk çarı olmak isteyen Putin’in sepetine doldurduğunu düşünüyorum ve bu beni ürkütüyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kurmaylarına sorsanız, Putin’le Erdoğan’ın, haliyle Ankara’yla Moskova’nın ilişkisi “eşitlik” üzerine kurulmuş. Ancak saha öyle görünmüyor:

- Örneğin Türkiye’de bugün sanayide, elektrik üretiminde ve hanelerde enerji sistemlerinin önemli bir bölümü doğalgaza dayandırılmış ve doğalgaz ihtiyacının yarısına yakınını da Rusya’dan karşılanıyor. (EPDK’nın 2021 verilerine bakılırsa yaklaşık 6 milyar metreküp doğalgaz ithal eden Türkiye, bu doğalgazın 2 milyar 675 milyon metreküpünü Rusya’dan almış.) Rusya’yla enerji iş birliğimiz bununla da sınırlı değil. Türkiye topraklarındaki ilk nükleer santral Rusya tarafından yapılıyor.

- Örneğin, Türkiye, hali hazırda hepimizi esir alan ekonomik krizin çıkışında ihracat ve turizm gelirlerine büyük bel bağlamış durumda. 2021 yılının turizm rakamlarına baktım. Zaten salgın gibi gerekçeler yüzünden 2019’un çok altında gerçekleşmiş. Ancak daha önemli bir detay var: Türkiye’ye gelen turistler arasında birinci sırayı Rus turistler alıyor. Öyle ki sonraki üç sırada İran, Ukrayna ve Almanya var ve bu üç ülkeden gelenlerin sayısı Rusya’dan gelen turist sayısından çok fazla değil.

Bu örneklere,

- Rusya’da iş yapan Türk şirketlerin uğrayacağı zararları,

- ABD başta olmak üzere Batı ile Türkiye arasında krize neden olan (Türkiye için bir güvenlik ve beka meselesine dönüşebilecek) S-400 meselesinin alacağı hali,

- Rusya’nın Suriye’de karşımıza çıkaracağı zorlukları da ekleyebiliriz.

★★★

Ne yazık ki Rusya-Ukrayna çatışması, NATO’nun müdahalesi, bölgeyi bir felakete sürükleyebilir. Türkiye en azından Montrö Anlaşması çerçevesinde Boğazlardan geçecek savaş gemilerinin denetimini üstlenerek sürecin bir parçası olmak durumunda kalacaktır.

Peki, Putin, Ukrayna ve destekçileriyle savaşa girip Büyük Rusya için vites yükseltirse, Ankara’nın tavrı ne olur?

Bazı iyimser yorumcular, Türkiye’nin Ukrayna’nın yanında yer aldığını/alacağını söylüyor. Ancak biraz önce madde madde sıraladığım örnekleri de hesaba katarsak, Putin’le dansın o kadar kolay olmayacağını siz de görmüyor musunuz?

Ankara’nın rutin bir şekilde Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunmakla birlikte, krizin bir tarafı olmak istememesi, iki ülkenin tam ortasında konumlanması kaçınılmaz görünüyor.