Can Dündar, “Abim Deniz” isimli kitabına, Deniz Gezmiş, kardeşi Hamdi Gezmiş ve öğretmen olan anneleri Mukaddes Gezmiş’in ilginç bir anısıyla başlar.

Mukaddes Öğretmen, Sivas’ta iki oğluyla birlikte okula yürürken, Sivas Jandarma Komutanlığı’nın önündeki darağacında bir kadının ölü bedeninin sallandığına denk gelir ve binlerce insanın film izler gibi izlediği bu trajik sahneden çocuklarını korumak için hızla oradan uzaklaşır.

Can Dündar, bu çarpıcı sahneyi anlattıktan sonra şu yorumu yapar:

“Darağacında o kadının hayali, onun yağlı urganda sallanan cansız bedeni, ağzından dışarı sarkmış dili, ayağındaki yün çoraplar, biri 9 diğeri 14 yaşındaki iki erkek çocuğun gözlerinden, zihinlerinden, düşlerinden ömür boyu silinmeyecekti. Çok da değil, 11 yıl sonra Türkiye’de yeniden ibret için darağaçları kurulduğunda, bu kez acının vurduğu ev, kendi evleri olacak, devletin yaftası onların boynuna asılacaktı.”

Deniz Gezmiş’in yaşamıyla, fikirleriyle, eylemleriyle ilgili binlerce sayfa okumuş biri olarak, bu anekdotu ilk kez duymuş ve çok etkilenmiştim.

Kitapta “sevgilisiyle bir olup eşini öldürdüğü için” idam edildiği yazıyordu ama ben nedense o kadının hikayesindeki bütün detayları merak etmiştim.

Kimdi? Cinayeti nasıl işlemişti? Suç ortağı olan sevgilisine ne olmuştu? İdam sehpasında son sözü neydi?

★★★

Kitabı okumamın üzerinden yaklaşık altı yıl geçmiş, ben zihnimde iz bırakan bu sorulara bir yanıt bulamamıştım. Ta ki düne, gazeteci meslektaşım Tarık Işık’ın “Darağacında 15 Kadın” isimli kitabını okuyana kadar.

Evet, Deniz Gezmiş’in kendi idamından 11 yıl önce darağacında gördüğü kadının adı Durdu Sarıkaya’ymış.

9 Şubat 1959 günü sevgilisi Hüseyin Sarıkaya’yla bir olmuş, (aynı zamanda sevgilisi Hüseyin’in kardeşi olan) eşi Mahmut Sarıkaya’yı öldürmüş. 10 Şubat 1959’da yakalanmış, 11 Şubat 1959 günü ilk, 13 Şubat 1959 günü son duruşmasına çıkmış. Mahkeme, kendisine ve sevgilisi Hüseyin Sarıkaya’ya idam cezası vermiş.

Mahkeme kararı, 25 Mart 1960’ta Yargıtay’da onaylanmış, dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in imzaladığı tezkere ile birlikte 9 Mayıs 1960 günü gereğinin yapılması için TBMM’ye sunulmuş. 18 gün sonra 27 Mayıs darbesi gerçekleşmiş. Milli Birlik Komitesi 15 Aralık 1960 günü TBMM’deki tezkereleri kabul etmiş ve Durdu Sarıkaya da 24 Aralık 1960 sabahı idam edilmiş.

Yani Deniz Gezmiş’in bir kadının idamını gördüğü gün, takvimler aslında 24 Aralık 1960 gününü gösteriyormuş.

Durdu Sarıkaya da Deniz Gezmiş gibi asıldığında 25 yaşındaymış. O sabah saat 04:52’de 10 bin kadar Sivaslının önünde asılmış. Boynuna yağlı urgan geçirilmeden hemen önce “Darağacı yollarında, kelepçe kollarında” diye bir türkü tutturmuş. Sonra celladı Nuri’ye dönüp “O da (Hüseyin de) idam edildi mi?” diye sormuş. Cellat Nuri son arzusunu sorunca da “ruhumu teslim ettiğimde ipimi kesin” demiş. Ancak ne yazık ki son arzusu gerçekleşmemiş. Zira o dönem idamlar teşhir amacıyla meydanlarda yapılıyordu. Durdu’nun cansız bedeni saat 10’a kadar meydanda darağacında kalmış ve 30 binden fazla Sivaslı bu manzarayı izlemiş.

(Bu arada Cellat Nuri bilmediği için cevap verememiş, ancak Tarık Işık, Hüseyin Sarıkaya’nın da 4 gün sonra Ağrı’da idam edildiğini tespit etmiş.)



★★★

Sevgili Tarık Işık’ın kitabında sadece Durdu’nun ve diğer 14 kadının trajik öyküsü yok. Aynı zamanda idam cezası ve infazı hakkında akıl almaz detaylar var. Mesela;

■ Nâzım Hikmet’in, hangi idamlık kadın için hangi romancıya, “Korkuyorum, korkuyorum diye toprağa bakan kadını ne diye yüreğime soktun.” diyerek sitem ettiği ve ipten kurtarmak için avukat aradığı,

■ İdam ipinin nasıl hazırlandığı,

■ Bir insan asıldıktan sonra ipin metresinin kaç liraya satıldığı, kullanılmış idam ipinin hangi hastalığa iyi geldiğine inanıldığı için satın alındığı,

■ Cumhuriyet döneminin en meşhur celladı Ali Ağı’nın, idam ettiği Vecahet Altın’ın ardından söyledikleri,

■ Ali Ağı’nın ölüm. sebebi,

■ Cellatların birini idam etmek için aldığı ücreti,

■ İdamlık Ümmehan Bebek’i koğuştan çıkarıp asmaya götürmek için nasıl bir “oyun” oynandığı...

★★★

İdamlık kadınların öyküleriyle Türkiye’nin yakın tarihine ve idam cezasına ayna tutan bu kapsamlı araştırma kitabını ben nefesimi tutarak okudum. Bu yüzden sizinle de paylaşmak istedim. Kitapçılardan ve www.sozcukitabevi.com adresinden temin edebilirsiniz.

Darağacında 15 Kadın

Sözcü Kitabevi

272 sayfa