Belki gözünüzden kaçmıştır.

Sosyal medyada günlerdir ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi’ndeki mezuniyet törenleriyle ilgili paylaşımlar yapılıyor.

İktidarın rektör atamasından sonra demokratik yönetim yapısı hedef alınan Boğaziçi Üniversitesi’nde Rektörlük mezuniyet törenini “güvenlik gerekçesiyle” iptal etmiş, öğrenciler alternatif mezuniyet töreni düzenlemişti.

Kısa süre önce ODTÜ Rektörlüğü de her yıl DEVRİM Stadyumu’nda yapılan mezuniyet töreninin yapılmayacağını açıkladı.

★★★

DEVRİM Stadyumu’nda mezuniyet korteji, ODTÜ’nün vazgeçilmez bir geleneği haline geldi. Her yıl yaklaşık 3 bin öğrenci DEVRİM’deki geçit töreniyle mezun olur. O tören sırasında öğrenci yakınları DEVRİM yazan stadyumu doldurur, öğrenciler ise bölümleriyle ilgili ironik, esprili ve bazen siyasi mesajlar içeren pankartlarla onların önünde geçit yaparlar.

Durduk yerde neden böyle bir karar alındı dersiniz?

Benim aklıma mantıklı hiçbir açıklama gelmedi.

Ancak şu değerlendirmeyi yapmak herhalde konunun fotoğrafını çekmemize yardımcı olur:

Ülkemizdeki iktidarın, yöneticilerin eleştiriye hoşgörüsüzlüğü öyle bir hal aldı ki mezuniyet törenindeki geçitte taşınacak esprili, ironik, eleştirel pankartlara dahi tahammül edemez hale geldiler.

Ben bu kararın sadece ODTÜ Rektörlüğü’nden kaynaklanmadığını düşünüyorum. Bağımsızlığını tamamen kaybetmiş bir üniversitede, seçim sonucuna göre değil Cumhurbaşkanı’nın atamasıyla belirlenen bir yönetim, elbette iktidarı kızdıracak pankartlara izin vermek istemez. Koltukların devamlılığı için bu hassasiyet şarttır. Törenden sonra Saray’dan ya da YÖK’ten gelecek öfkeli telefonları bir düşünsenize!

★★★

Bu arada şunu da söylemezsek ODTÜ’lülere ayıp olur:

ODTÜ’nün başka bir geleneği daha var.

ODTÜ’de izin verilmez, alınır.

O nedenle öğrencilerin, mezunların ve akademinin bu yasak kararına hemen teslim olmasını kimse beklemiyordu zaten. Öğrenciler imza kampanyası başlattı ve töreni DEVRİM stadında yapmaktaki kararlılıklarını kamuoyuna açıkladılar. Aynı şekilde akademisyenler de açıklama üzerine açıklama yaptı.

Yazımı yazmadan önce baktım, Jeoloji mühendisliği, Mimarlık, Endüstri Ürünleri Tasarımı, Uluslararası İlişkiler, İşletme, İnşaat Mühendisliği, Gıda mühendisliği, Kimya, Çevre Mühendisliği, Şehir ve Bölge Planlama, Havacılık ve Uzay Bilimleri, Fizik, Biyoloji, Matematik ve Sosyoloji bölümlerinden hocalar, bu yıl mezuniyet törenini DEVRİM stadında yapmak istediklerini duyurmuştu.

Daha önce birçok konuda ayrı düşen farklı illerdeki mezun dernekleri de ortak bir açıklama yapıp, mezuniyet töreninin DEVRİM Stadyumu’nda olmasını istedi.

23 Temmuz’da (yarın) Ankara’da Odtü Mezunlar Derneği’nde (Vişnelik) konuyla ilgili bir forum düzenlenecek. 30 Temmuz, ODTÜ için “Mezunlar Günü”. Mezuniyetlerinin üzerinden onun katları kadar sene geçmiş mezunlar madalyalarını almak için ODTÜ’de buluşuyor. O nedenle 30 Temmuz DEVRİM’de Mezuniyet buluşmasına da dönüşecek ve öğrencilerle mezunlar o gün Rektörlük önünde buluşacak.

Rektörlük, bütün bunlara rağmen yasaktan geri adım atmasa da bölümler ve öğrenciler DEVRİM Stadyumu’nda mezuniyet töreni yapacak.

★★★

Seçim yaklaştıkça, iktidarda kaybetme korkusu arttıkça yasaklar da artacak gibi görünüyor. Ben ODTÜ yönetiminin yerinde olsam böyle bir konjonktürde “DEVRİM’de mezuniyeti yasaklayan rektör” olarak tarihe geçmek istemezdim.

Zira bugüne kadar gayet neşeli, renkli geçen DEVRİM’de mezuniyet töreni bu yıl da aynı şekilde geçecektir.

ODTÜ’de mezuniyet DEVRİM’de olur. Rektörlüğün kararını gözden geçirmesinde yarar var.


Stadın adı neden DEVRİM


Bu arada ODTÜ’deki stadyuma neden DEVRİM dendiğini aktarmakta yarar var:

1968 yılının Ekim ayında bir gece yarısı, Halkın Kurtuluşu mensubu Hüseyin İnan, Taylan Özgür, Mustafa Yalçıner ve Mete Ertekin isimli öğrenciler ODTÜ stadyumunun tribünlerinde buluşmuşlar. Spor salonunun çatısına çıkan arkadaşlarının yönlendirmesiyle uzun halatlar kullanarak tribündeki 33 metrelik harfleri oluşturmuşlar. Yazıyı da Japonya’da üretilen bir çeşit yol boyasına belli oranda cam asidi katarak elde ettikleri boyayla yazmışlar. Sonraki yıllarda ziftle yakılarak yazının betona geçmesinin sağlandığı da rivayet edilir. DEVRİM Stadyumu’yla ilgili en büyük şehir efsanesi, o boyanın asla silinmez olduğu ve üzeri boyansa da DEVRİM yazısının yeniden ortaya çıktığı yönündedir.

Yazıyı yazanlardan Taylan Özgür İstanbul’da, Alpaslan Özdoğan ve Sinan Cemgil Nurhak’ta öldürüldü. Hüseyin İnan ise 6 Mayıs 1972 sabahı Ulucanlar Cezaevi’nde idam edilen üç fidandan biriydi.