Sevgili okurlarım, bizim bir altılı masamız vardı. İrili ufaklı altı muhalefet partisinden oluşan, milyonlarca insanımızın umut bağladığı ve olumlu kararlar beklediği bir masa...

Bu partiler aynı masada birleşecek ve millete umut verecekti.

Kendi adıma söylüyorum, ben öyle kulis yazarı, her konuyu bilen bir gazeteci falan değilim.

Bilmediğim ve pek anlamadığım bazı şeyler vardır ve bunları yazılarımda açıkça itiraf etmekten de gocunmam.

Yani hiçbir zaman öyle her şeyi bilen, her ortamda ve her konuda ahkâm kesen bir gazeteci olmayı bir türlü başaramadım!..

★★★

Türkiye önümüzdeki aylarda tarihinin en önemli seçimlerine tanık olacak...

Bu her açıdan bozuk düzen ya aynen devam edecek, ya da sona erecek.

Altılı masa milyonlarca insanımızın umudu olmuştu.

Alınacak her karar, verilecek her oy önemli idi.

Tam masadan çok güzel birlik ve beraberlik haberleri bekliyorduk ki, bu kez karşımıza olumsuz haberler çıkmaya başladı.

İki taraf da kusura bakmasın ama CHP ile İYİ Parti’nin İmamoğlu nedeniyle farklı kulvarlara girmesi hiç iyi olmadı.

Masaya umut bağlayan milyonlarca insanımızın kafasında kelimesi kelimesine aynı olmasa bile şu soru oluştu:

“Bu gidiş nereye efendiler?”

★★★

Son umut olan altılı masa acaba bölünmeye ve parçalanmaya doğru mu gidiyordu?..

Şu anda görünen en belli başlı sorunu basitçe anlatmaya çalışayım.

Ekrem İmamoğlu sorunu!

Birileri O’nu ısrarla cumhurbaşkanı adayı yapmak için çaba harcıyor.

İmamoğlu aslında İBB Başkanı kimliği ile büyük işler başardı. Ancak önünde çok önemli bir engel var.

Belediye Meclisi’nde çoğunluk AKP’de.

Dolayısıyla eli kolu bir anlamda bağlı.

İstanbul’da yaşamıyorum ama bu koşullarda bile iyi hizmet verdiği ve başarılı olduğu kanısındayım.

★★★

AKP 2019 seçimlerinde İstanbul’da uğramış olduğu büyük hezimeti bir türlü hazmedebilmiş değil...

Zira o seçimle birlikte iktidarın en büyük mamalarından biri kesildi.

AKP’nin İstanbul’un yağmasından elde ettiği o muazzam maddi ve manevi rant dürüst ellere geçti.

Yağma, talan ve yolsuzluklar hemen hemen sıfırlandı.

AKP’yi soracak olursanız, bu avantalara yeniden sahip olabilmek amacıyla elinden geleni yapıyor.

Şimdi elindeki en büyük koz altılı masanın çatlaması patlaması, masada yer alan partilerin birbirine düşüp kapışması!

★★★

Yine İstanbul’dan örnek vermeyi sürdürüyorum...

Ekrem İmamoğlu seçim öncesinde herhangi bir nedenle görevden alınır ya da ayrılırsa yerine nasıl seçim yapılacak sorusunun yanıtı hazır:

Seçimi çoğunluğun AKP’de olduğu Büyükşehir Belediye Meclisi yapacak ve o makama kendi partilisini getirecek.

İBB böylece yeniden AKP’ye armağan edilmiş olacak.

-İmamoğlu Cumhurbaşkanlığına aday olup istifa ederse.

-Başka bir nedenle istifa ederse.

-Sağlık durumu nedeniyle ayrılmak zorunda kalırsa.

-Görevden yargı kararıyla alınırsa...

Sonuç değişmiyor.

★★★

Sevgili okurlarım, İYİ Parti’ye ve Meral Hanım’a kuruluş gününden beri büyük saygı duydum ve kendi çapımda izlemeye çalıştım.

Hatta burada bu doğrultuda yazılarım da çıktı.

Fakat gelin görün ki şu son gelinen ortamda bu parti önemli yanlışlar yaptı.

Bunların kafasındaki plan şöyle idi:

“Mansur madem kabul etmiyor, o halde altılı masadan Ekrem’i aday çıkartmaya çalışalım. Masa kabul etmezse Ekrem’i aday gösteririz. Ekrem düzgün, çalışkan ve mücadeleci adamdır. HDP ve İslamcılar dahil Türkiye’de bütün kesimlerden oy almayı başarır ve kazanan biz oluruz...”

★★★

Bu iş çocuk oyuncağı değil...

Altılı masanın iki büyük partisi olan CHP ile İYİ Parti arasına giren kara kediyi mutlaka kovalamak gerekiyor.

Milyonlarca insanımızın umut bağladığı bir süreci bozma ve takoz koyma hakkı kimseye verilmiş değildir.

Bu işin şakası yoktur, kişisel siyasi kaprislere de yer yoktur.

Türkiye’nin bundan sonraki kaderini etkileyecek bir seçime gidiyoruz.

Burada inat uğruna yitirecek zamana sahip değiliz.

Aksini yapan AKP’ye bugünkü rejime ve Recep Tayyip’e çalışmış olur.

Sonra pişman olurlar, hayıflanırlar ama iş işten geçmiş olur.