Sevgili okurlarım bizi yönetmekte olan arkadaşların, önlenmesi mümkün olmayan acayip bir hastalığı var...

Dünyanın neresinde ne oluyorsa o konuya bulaşmak, ahkâm kesmek ve kendilerince ağırlık koyup isimlerinin bu yolla geçmesini sağlamak.

Bunun adına maydanoz olmak, ya da kendi kendine gelin güvey olmak diyoruz.

Dünyanın herhangi bir yerinde savaş mı çıktı...

Doğal afet mi yaşandı...

İki ülke arasında uyuşmazlık mı var... Savaş tehlikesi mi baş gösterdi...

Hemen devreye girerler.

Kameraların önünde nutuk atmaya başlarlar.

Kendilerine biçtikleri rol artık bellidir.

Arabulucu olmak!..

★★★

Bunun son örneğini Rusya-Ukrayna anlaşmazlığında yaşadık. Rus tankları henüz harekete geçmemişti ama anlaşmazlık giderek büyüyordu.

Bizim uyanıklar büyük hülyalar ve hayaller peşindeler ya, anında devreye girdiler.

“Biz arabulucu olalım, Rusya ve Ukrayna devlet başkanlarını bizim hakemliğimizde buluşturup çözüm arayalım!”

Kabul edilse ikinci adımın ne olacağı da biliniyordu.

Toplantıyı İstanbul’da yapalım ve sizi orada biz ağırlayalım.

Yaa kardeşim o ülkeler senin arabuluculuk çabalarına niçin razı olsun.

Nitekim olmadı.

Ama bizim uyanıkların amacı başka idi.

Bu role soyunup kendi reklâmlarını yapmak.

★★★

Düşünsenize, bütün dünyada savaş tamtamları çalarken o iki ülkenin devlet başkanları İstanbul’a gelmiş, bizim Recep Bey arabulucu olmuş, bütün dünyanın gözleri üzerlerinde.

Recep Bey onlara yüzlerce kamera önünde baba nasihatleri veriyor:

“Putin yapma, sen daha büyüksün. Zelenski sen de yavaş ol. Haydi gelin yanıma da uzlaşın bakalım.”

Eğer gelselerdi onlara hafif tertip biraz da posta koyacaktı...

“Lan oğlum siz kapışırsanız ben mahvolurum. Buğdayın, petrolün, doğalgazın fiyatları daha da artar. Yani bizim muhalefet partilerine Bay Kemal’e falan çalışmış olursunuz. Sakın ola ki savaşmaya kalkışmayın!..”

★★★

Oysa bizi yönetmekte olan arkadaşlar bu arabuluculuk işinden epeyce ümitli idi...

Zira aynı zamanda parti başkanı olan cumhurbaşkanlarının bütün dünyada muhteşem bir propagandası gerçekleşmiş olacaktı.

Dünyada ciddiye alındığı bu yolla kanıtlanacaktı.

Şu manzarayı düşünün...

Putin ve Zelenski İstanbul’a gelmiş.

Bütün dünya medyası bu muhteşem buluşmayı izliyor.

Bizim Recep Bey ikisinin de sırtlarını sıvazlayıp babalık gösterisi yapıyor!

Saray kadrosu zevkten dört köşe.

Muhteşem bir propaganda olayı...

★★★

Fakat gelin görün ki bu her konuya maydanoz olma niyeti bu kez de hiçbir işe yaramadı.

Rusya, Ukrayna, ABD dahil dünyanın bir tek ülkesi bu konuda ağzını açıp bir kelime bile söylemedi.

Uzun lafın kısası...

Bizimkileri ciddiye alan olmadı.

Kimse takmadı.

Avantadan propaganda yapma hevesleri böylece kursaklarında kalmış oldu.

★★★

Bunlar alemi kör, herkesi sersem zanneden tiplerdir.

Her fırsatta atılırlar ortaya, yandaş medyalarını kullanıp kendilerini göstermeye kalkışırlar, sonra da hüsrana uğrayıp perdeyi kapatırlar.  

Neyse, aldıkları bu ders sonrasında arabuluculuk (!) hülyasından şimdilik bile olsa vazgeçmiş görünüyorlar.

Umarım derslerini yeterince almışlardır...

Zira bunlar ciddi işlerdir.

Önce ilgili ülkelerle ve liderlerle nabız yoklaması yapıp havayı koklarsın, onları ikna etmeye çalışırsın, baktın ki iş iyiye gidecek, niyetlerini sonra açıklarsın.

★★★

Bizimkilerde maşallah böyle bir anlayış hiç yok.

Kafalarına estiği gibi uluslararası piyasaya çıkıp çağrılarda bulunuyorlar, sonra da kös kös vazgeçmek zorunda kalıyorlar.

Şimdi kendilerine sorsak...

Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapmaya soyunmuştunuz, n’oldu yaa sizin bu iş!