Her sabah uyandığımda dua ediyorum Allah’ım bugün de aklıma sahip çık diye. Dilerim, bugünleri de aramam.

Bir ülke düşünün, belli yaşa gelmiş ana muhalefet lideri Sayın Kılıçdaroğlu ülkede yaşanan hukuksuzlukları dile getirmek için “Hak, Hukuk, Adalet” diye 450 km yolu büyük bir enerji ile yürüdü. Gerçekten olağanüstü bir dirençti. Mutluluğumuz, hem uğruna yürüdüğü ilkeler adına, hem de sağlıklı olarak bu maratonu bitirmiş olmasınaydı. Ülke sorunlarının ağırlığı ile zaten zihnen ve bedenen yorgun olan sayın Genel Başkan’a bu önerinin kim veya kimler tarafından getirildiğini çok merak ediyorum. Eğer böyle bir yürüyüş düşünüldü ise bu maraton yürüyüşü olmamalı, örneğin Kızılcahamam Ankara arasında yapılarak bitirilmeli idi.

Bitiş de  Ankara’da olmalı ve dönüşte Ankara’da yüz binler karşılamalıydı. Partide donanımlı hekimler var, onlara danışıldı mı? Eğer onlar da buna onay verdilerse, onları da canı gönülden kutluyor ve iyi ki hekimliği bırakıp siyasete soyunmuşlar diyorum!…

Geçenlerde TV 100 kanalında Sayın Kılıçdaroğlu’na “Erdoğan’ın adaylığına karşı üçüncü dönem itirazı ile ilgili” sorusuna “Yok hayır. Net; “aday olmak istiyorsa buyursun gelsin, millet herkesin boyunun ölçüsünü verecektir. Özel bir tartışma yapmayacağız. Bu tartışmalar geride kalmalı. Biz yapmayacağız. Başkaları tartışırsa ona bir şey diyemeyiz en azından biz yapmayacağız” deyince inanamadım. Acaba soruyu mu yanlış anladı diye kendi kendime sordum. Bir süre, olamaz Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir cevap vermez, veremez dedim.

Bir süre geçtikten sonra konuştuklarını defalarca okudum ve sonunda şu kanıya vardım. Soru doğruydu ama Kemal Bey ya soruyu kaçırdı ya da yanlış anladığı için o cevabı verdi kanısına vardım.

Daha doğrusu çok üzüldüğüm için öyle düşünmek istedim. Ancak bu cevap, Cumhur İttifakı için bulunmaz bir fırsattı. Nitekim, Sayın Bahçeli hemen bu konuşmanın üstüne atladı. 2023’te seçim yapılacak deyip, Sayın Erdoğan’ın adaylığına engel yok, dedi. Peşinden ilave etti.

Gerekirse yasayı değiştiririz, dedi. Sayın Bahçeli, bu iki söyleminiz birbirleriyle örtüşmüyor.
Sayın Bahçeli’nin siyasetteki ustalığını da kutlamadan geçemeyeceğim. İki aya yakın  halk elektrik zamları ile kavrulurken sessiz kal, ama enerji toplantısından bir gün önce enerji kamulaştırılmalı de, seçmene mesajını ver!..

Benim millet ittifakı sayın genel başkanlarına önerim,  çok yorgun olduklarında özellikle TV programlarına katılmamalılar. Zira ülkenin içinde olduğu bu olağanüstü sorunların karşısında çok yoruluyorlar. Bu yorgunluk bu tür programlarda yanlış anlama ve yanlış  cevaplara neden olabiliyor. İktidar fırsat kolluyor, aman bir hata veya bir çatlak olsa da üstüne atlasak!..

Kılıçdaroğlu aşırı artan elektrik faturalarını dile getiriyor ve halkın yanında olduğunu belirterek ben de bu fiyatlar geri çekilinceye kadar elektrik faturalarımı ödemeyeceğim diyor. Gerçekten hem doğalgaz, hem de elektriğin aşırı pahalanması toplumda büyük infial yarattı. Birçok kentte halk ellerinde faturalar sokaklara çıktı ve bu fiyat artışlarına isyan etti. Etmekte de sonuna kadar haklılar.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturaları konusunda halkın yanında oluşu ve bu zamların geri alınması konusundaki çıkışı her türlü övgüye değer. Ancak, yapılacak ilk seçimde ülke yönetiminde görev alacak olan bir genel başkanın, ben de fatura ödemeyeceğim dememeliydi.

Sayın Genel Başkan çok yoğun ve çok yoruluyor. Her konuya ulaşması da zor. Sayın Danışmanlar, Sayın Genel Başkan’a bu konu iletildiğinde ona, bu konunun sizce dile getirilmesini iyi değerlendirelim diyebilirdiniz. Bakın, Sayın Genel Başkan bunu söyleyince, AKP iktidarı da faturayı ödemeyeceğim çıkışının ana muhalefet başkanından geldiği için elektrik ve doğalgaz da indirim yapmadı. Sadece gıda da KDV oranını %1’e indirdi.

Yetmedi, fatura ödemem diyerek toplumu kışkırtıyorsun deyiverdiler. Sayın Danışmanlar, unutmayın ki Sayın Genel Başkan, Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP’nin genel başkanı. Bu tür eylemler ve konuşmalar partinin alt kademelerince dile getirilmeli ve lider yıpratılmamalı.

AKP, seçim kararı verdiğinde, bu enerji zamları indirilecek, memura, emekliye, emekçilere kesenin ağzını açacaklar, yeni ekonomik kararlarından da vazgeçecekler. Hiçbir şey olmamış, her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranıp, yaparsa AKP yapar diyecekler.

SON SÖZ: Aklın insanı terk etmesine delilik, insanın aklı terk etmesine cahillik denir. Anonim